"Geleceğini düşünmemiştim. Niki"
Minx kızın yanına yaklaştı ve ellerini pembe saçlara attı. "Yeni saç rengin güzelmiş. Gerçi sana zaten herşey yakışıyor." Niki kızın elini itti ve saçını düzeltti. "Beni neden çağırdın?" Minx taşşak geçtiğini belli edecrk bir sesle konuştu. "Hani bilirsin dream elimizde ve George u bize vermediğiniz süre onu geri alamayacaksınız. Sadece hatırlatayım dedim."Niki sinir olduğunu belli etmek için minx in üzerine yürüdü. "Ne will ne George u size vermeyeceğiz. Anladın mı?" Minx güldüğündr niki daha da sinir olup arkasını döndü ve çekip gitti.
Techno elindeki tepsiyle odaya girdi. Quakity hala kelepçelerini inceliyordu. "Techno. Sence beni kelepçeleyerek biraz abartmadınızmı?" Techno gelip cebinden bir anahtar çıkardı ve kilidi açtı. "Ne? Bu kadar kolaymıydı?" Techno kahvaltı tesisinini quakity nin önüne koydu ve konuştu. "Psikolojinin normal olduğunu düşünmüyorum. Daha demin ağlıyordun ve şuan benle gülerek konuşuyorsun."
Quakity sırıttı ve bileklerini ovmaya başladı. Kızarıklık biraz belli oluyordu. "Bende iyi olduğunu düşünmüyorum. Sanki önceden normaldim." Techno ciddiliğini korumaya çalışıyordu. Ama quakitynin her zaman deli gibi olduğu gerçeği yüzüne bir sırıtış yerleştirdi. Quakity ona sarıldığında ciddiliğini korudu ve ona geri sarılmadı.
Odaya aniden giren George ile birbirlerinden ayrıldılar. Şaşırmış bir şekilde onlara bakan George tam konuşacakken techno engelledi. "Tek bir kelime söyleme. Noldu?" George kafasını salladı. "Skeppy uyandı." Hemen odadan koşarak çıktılar. Quakity de onları takip etmişti.
Odaya girdiklerinde bad ağlayarak skeppy e sarılıyordu. Mutluluktan ağlaması normaldi. Skeppy komadayken uyandığında rahat yürüsün diye ona egzersiz bile yaptırmıştı. Yani ona bunu George öğretmişti. "Sonunda!" odaya giren kişiler Tommy ve tubboydu. Artık skeppy de uyandığına göre dream i geri almak için hazırlardı.
"Pekiiii beni niye kaçırdınız. Hayır yani bu iş artık sende bir rutin haline geldi insanları kaçırmaktan zevk fln alıyorsun herhalde." Eret sıkılmış bir şekilde ofladı ve kulaklıkların çıkardı. "Sende kulak şişirmekten zevk alıyorsun galiba. Quakity den bile daha çok konuşuyorsun be sus azıcık." Dream şarkı söylemeye başladığında onu susturan tek şey odaya giren fundy idi.
"Eret ben planı uygulamaya gidiyorum. Benzin falan yoldan alıcam." Eret kafasını olumlu halde salladığında dream bunların ne işler çevirdiğini merak ediyordu. "Benzinle napıcaksınız?" Fundy soruyu duymazdan gelip odadan dışarı çıktı. Eret ise dream in yanına gelmişti.
"Ne için olacak sizin mekanı yakacağız sadece. Yani elbette elinde sonunda buraya gelecekler. Ve döndüklerinde... Puff ev yok olacak." Dream yerinde debelenmeye çalışıyordu. "Ne kadar cani insanlarsınız bide sözde ajan olacaksınız!" Eret yüzüne bir ciddi lik yerleştirdi. "Biz sadece emirlere uyuyoruz. Bende isterdim sevdiğim çocukla normal bir hayat yaşamayı... Ama bu işte hem para var hem de kaos. Bu ikiliyi kim sevmez?"
"Seni top orospu." Eret kahkaha atmaya başladı. "N-ne" gülmekten zor konuşuyordu. "Kendin bi erkekle berabersin ve benle dalga mı geçiyorsun?" Dream başını çevirdi ve somurttu. "İronik değil mi? Ve bu seni ilgilendirmez istediğime dalga geç-" Eret dream ın sandalyesine tekme atıp yere düşürdüğünde dream sızlanmaya başlamıştı. "Biraz yavaş at bari hayvan herif" Eret ise sadece gülüo kulaklığı geri takmıştı.
"Karl sen çocuklarla beraber evde kal." Karl sapnap e baktı. "Ne hadi ama onlar artık çocuk değil kocaman oldular bende sizinle gelmeliyim." Techno ciddi bir şekilde bakınca Karl son bir kez sapnap e bakıp eve geri gitti.
"Pekala. İlk önce wilbur quakity ve George. Siz gidip George u onlara teslim ediceksiniz." Ranboo techno nun sözünü keserek konuştu. "Techno ben emin değilim koca bir karpuz kamyonunun arkasını kontrol etmezler mi?"
Techno kamyonun üstüne çıktı ve üstüne örtülü olan kumaşı kaldırıp içindeki tonlarca patatese baktı. "Biliyorum çok kötü kokucaz ama hem patatesin fiyatı ucuzdu hem de bunların arasında kamuflaj olabiliriz. Tamam mı? Umarım herhangi bir sorun yoktur." Sapnap suratını ekşitti. "Bu adamın patatesler ile bir sorunu var." Sapnap üzerinde kızgın bakışlar hissetmesiyle anında kafasında bir patates hissetti ve yere düştü. "Patateslerr laf etmeye kalkma sakın. Her neyse çok fazla oyalandık."
Eliyle işaret ederek herkesin nereye geçeceğini gösterdi. Quakity arabanın başına geçicekken wilbur onu durdurdu. "Hani bence ben sürsem daha iyi olmazmı. Yanlış anlama sana güveniyorum ama en son sürdüğünde biraz fazla abartmıştın." Quakity göz devirretek koltuktan indi. "Alt tarafı bankanın içine arabayla daldım..." Bu çocuk gerçekten deli diye düşündü wilbur.
Dream dışarıda sesler duyduğunda hareketlenmişti. "Dışarıda noluyor?" Eret hiç bişey demeden cama baktı. Ve gördüklerine fazla şaşırmadı sadece kamyona biraz şaşırmıştı.
Wilbur kamyondan indive etrafa bakındı. Burası belkide bir futbol sahası kadar büyük bir bahçeydi. Ortasında gösterişli bir çeşme ve bahçenin bittiği yerde malikanenin şıklığı göze çarpıyordu. Bahçenin etrafı elektrikli tellerle kapalıydı çünkü halk sık sık buraya haklarını savunmaya gelirlerdi.
Ellerindeki kartonları havaya kaldırıp isyan ederlerdi. Schlatt dan ne kadar nefret ettikleri burdan belliydi. Karşısında minx i gördü. "Eret beyin işi mi var yoksa bizden mi saklanıyor? O kadar ikram olarak patates getirmiştik. İnsan misafirin karşılar çok yazık." Wilbur onları oyalayabildiği kadar oyaladı ve en sonunda minx sesini yükselterek konuştu. "Yeter, oyalanma. Çocuğu getir." Quakity arabadan George ile indi. Bu çocuk için rehine rolü yapmak artık çok basit hale gelmişti.
"İlk önce Dream." Minx tek bir hareketiyle etraftaki bütün güvenlikler onlara silah doğrulttu. "Ah tabiki de dream ı bize vermiyceksiniz. Bunu düşünmeliydik." Minx wilbur un garip davrandığını farketti. Hemen sonra da kamyonda bireylerin hareket ettiğini gördü. Etrafa duman salınmaya başladığında çoktan George a doğru koşmaya başlamıştı bile. Quakity nin zayıf noktası olan ellerinden tuttu ve yere yapıştırdı.
Wilbur ise minx in silahını uzağa atmayı başardı. George yerden kalkmaya çalışırken eret in bileklerine tutup onu malikanenin içine doğru sürüklediği i farketti. Bu dumanın içinde eret olduğunu zar zor anlamıştı. Wilbur ile minx hala kavga ederken quakity de bişeyler yapmaya çalışıyordu.
Ama minx techno ve diğerlerinin arabadan çıktığını görünce malikanede kaçtı ve bütün kapıların güvenlik sistemini çalıştırdı. Yüzlerinde maske olduğu için dumandan etkilenmemişlerdi. Ama quakity ile wilbur minx ile kavga etmekten maskelerini takmayı başaramamış ve dumanın içinde bayılmışlardı. Onları arabaya taşıdılar ve sadece bayıltma gazı olduğu için çok fazla endişelenmediler.
Dream hazır eret gitmişken masadaki kesici aletlerin yanına gitmeye çalışıyordu. Ama bu sandalyeye bağlıyken bi tık daha zordu. Bu yüzden hemen yere yığıldı. "CİDDEN Mİ." bütün umudunu yitirmişken George un sesini duydu. En başta bunun beyninin bir oyunu olduğunu düşündü. Hani filmlerde insanlar tam umudunu yitirmişken sevdiği insanın sesini duyatlardı. Ama bundaki tek fark George gerçekten oradaydı.
Eeeee şey 2 aydır fln yokum. Neler olup bitio wtt de hiç bi fikrim yok şuan yazabildiğim en iyi bölümü yazdım bu da -DeaEris- sayesinde çünkü bana ne yazacağım hakkında fikirler verip yardım etti amk zaten kitap yazmak benim ne haddime kalırsın böyle finali yazamazsın ortadan kaybolursun aptal fosten
Neyse özür dilerim gene bayadır bölüm atmadım çünkü bi süre sonra wtt nin sıktığını düşünmeye başladım ama şimdi bu kitabı bitirmeye ve yeni kitaplara başlamaya geldim umarım takipten çıkmamışsınızdır ya da beni unutmamışsınızdır tekrar üzgünüm sorumlu alamayan bi fosten özür dilio kabul edin bi zahmet.
Nese bölüm biraz kötü olduysa biliyorum öyle nedeni uzun zaman sonra yb yazdığım içindir bi sonraki bölümde final yapmayı düşünüyorum. İyi bi final yapmak için çok düşündük Eris ile cidden hiç bi türlü iyi sonra çıkmıyordu ama hallettik. Okuduğunuz için tşkler efenim direk girci fosten geri döndü

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wanted...
Teen FictionKaçak olarak yaşamak alışıldık bir şeydi onun için. Polislerden kaçarken de onları tekrar ekeceğinden emindi.