George gelip hemen dream ı yerden kaldırdı ve anında ona sarılıp kokusunu içine çekti. "George? Şuan sana sarılmayı ne kadar çok isterdim anlatamam ama ellerim bağlı." Eret hemen George u tutup geri çekti ve ellerine kelepçe taktı. "Üzgünüm George ama onu çözemezsin. Seni sadece hasret gidermeniz için bıraktım. Sonuçta birbirinizi bir daha göremeyeceksiniz."
George hemen eret in bacağındaki ekleme vurdu ve onu yere düşürdü ama minx onu anında tuttu. "Ne demek bir daha görüşemeyeceksiniz?" Eret yerden kalktı ve kaşlarını çattı. "Sende az değilmişsin ha." Dream son damlasının taştığı ı anladı ve bağırabildiği kadar bağırdı. "ERET. NEYDEN BAHSEDİYORSUN. VARYA BİZİMKİLER GELİP BENI Bİ ÇÖZSÜN SENİ KENDİ ELLERİMLE ÖLDÜRECEĞİM CANIMI SIKIYORSUN."
Eret gülmeye başladığında dream sinirden dişlerini kıracak kadar sert sıkıyordu. "Biz çatıda olacağız. Sana buradan çıkmakta iyi şanslar." Dream ne yapacağını düşünürken George un ona korkuyla baktığını farketti. "Dur. Aslında minx in bir sırrını biliyorum diyebiliriz." Minx duraksayıp çocuğun sırıtışına baktı. Ne olduğunu anlamıştı bile. "Eret senin ortağın dediğin insanın bizimkilerden birine karşı hisleri var. Ve arada bulultuklarını da görüyorum. Geceleri dışarı çıkmamın sebebi çoğunlukla bu.
" Eret hemen minx e döndü. "Bu aptal ne diyor?" mor saçlarını düzeltti ve telaş yapmadan konuşmaya çalıştı. "Doğruları söylüyor. Ama bu tek taraflı bir hoşlantı. O yüzden boşverip hemen helikoptere gideb-" Eret kızın yakasından tuttu.
"Ne kadar aptalca hareket ettiğinin farkında mısın? Ya seni yakalasalardı?" "Minx Dream ın bunu şimdi söylemesindeki amacı anlamıştı. Onlar için zaman kazanmaya çalışıyordu. Ama bu sinir hastası mükemmeliyetçi adam bunu farkedemiyordu." Eret. Dur ve hemen çatıya çık. Zaman kazanmaya çalışıyor. Anlamıyor musun?" Eret en sonunda odadan çıktı ve minx de George u sıkıca tutup çıkardı. "George! Gelicem. Merak etme."
Wilbur ile quakity uyandığında sadece 10 dakika geçmişti. Duman onları çok etkilememişti çünkü bayılmadan hemen önce bad ve skeppy onlara maske takmıştı. Bütün güvenlikleri bağlayıp kapıyı kırmaya çalıştıklarını gördüler. Quakity hemen arabaya atladı. " KAPININ YANINDAN HEMEN ÇEKİLİN YOKSA EZİLİRSİNİZ KARIŞMAM." Techno hemen kapının önündekileri çekti. "Siktir. Kapıya mı girecek-"
Quakity kapıyı kırdığında her yer toz oldu ve arabadan öksürerek indi. "Sen gerçekten delisin. Her neyse hemen ayrılıp dream ın olduğu odayı bulun." Malikane kocaman olduğu için herkes ayrı bi yere bakmaya başladı. "Quakity. George u bizim yüzümüzden aldılar. Hem onu hemde dream ı kurtarmalıyız.
Skeppy, ve bad bodrum katındaki paraları cepliyordu. Ranboo ile sapnap 1.katta techno ile niki 3.katta quakity ile wilbur ise 2.kattaydı. Kapıların çoğunun demir olması garipti. Wilbur bir kapıyı açmayı denerken açılmadığı farketti. Daha fazla zorladı ama açamadı. İçeriden gelen sesle irkildi. "Hey. Kim var orada?" Wilbur hemen heyecanlandı ve quakity i çağırdı. "Dream kapıyı açabilecek durumdamısın?" Dream sandalyede biraz daha hareket etti ama son 34 saattir zaten bunu deniyordu. "Hayır bu lanet sandalyeden bir türlü kurtulamıyorum. Ama kapının anahtarının nerde olduğunu biliyorum sanırım schlatt ın odasında birsürü anahtar görmüştüm."
Quakity hemen hareketlendi. "Tamam hemen anahtarı buluruz." Tam gidecekken dream bir daha seslendi. "Hızlı olun. George u aldılar ve bir daha onu göremeyeceğimizi söylediler. Bize bunca zaman yardım etti onu geri almalıyız." cidden öyleydi. George onlara hiç yardım da etmeyebilirdi. O olmasa skeppy uyanamayacaktı quakity daha geç iyileşecekti. "Merak etme hızlı gelicez ve George u almadan hiç bir yere gitmiyoruz."
İli çocuk schlatt ın ofisine girdiler ve etrafa bakmaya başladılar. "Quakity. Sanırım anahtarı buldum. Hey ordamıs-" Quakity baygın bir şekilde yerde yatıyordu. Arkasında da schlatt vardı. Wilbur hemen silahına davrandı ama schlatt çoktan silahını ona doğrultmuştu. Yerde kan yoktu yani quakity sadece bayılmıştı. Içinden bir oh çekti ve aklına gelen ilk planı uygulamaya başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wanted...
Ficțiune adolescențiKaçak olarak yaşamak alışıldık bir şeydi onun için. Polislerden kaçarken de onları tekrar ekeceğinden emindi.