Bölüm 6

546 78 69
                                        

BİLDİĞİNİZ GİBİ, BU KİTAP ASLINDA WATTY TARAFINDAN SİLİNİP TEKRAR YAYINLANAN BİR KİTAP. ÖNCESİNDE ÇOK DA KÜÇÜK OLMAYAN BİR KİTLESİ VARDI VE MAALESEF SİLİNDİĞİ İÇİN BİR ÇOK İNSAN HALA KÜTÜPHANESİNDE SANIP YENİ BÖLÜM BEKLİYOR. ONLARIN TEKRAR BU KİTABA ULAŞMASI İÇİN, BU BÖLÜMÜ OKUYANLARDAN PROFİLLERİNDE DUYURU OLARAK PAYLAŞMASINI RİCA EDİYORUM, İSTER 1 AY SONRA, İSTER 1 YIL SONRA, ŞİMDİDEN ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM VE BEKLETMEDEN BÖLÜME GEÇİYORUM

İyi okumalar!

Günün geri kalanında Louis çocukların yanına dönüp sadece oturmuştu. Onlara alışmaya çalışıyordu ama bu oldukça zordu, çünkü henüz onları tanımıyordu. Açıkçası pek de tanımak istiyor sayılmazdı.

O gece Louis çok düşündü. Onlara ayak uydurup uyduramayacağını kimlerle takılıp takılamayacağını düşündü. Gizemli adamla konuştukları, o'nu gerçekten çok etkilemişti. Louis düşüncelerle boğuşurken kısa süre sonra uyuya kaldı.

• • •

Niall sabah çok erken kalkmış, bir koğuş arkadaşının olduğuna hala inanamamıştı, gece bunları düşünmekten uyuyamamıştı. Hatta Louis'yi rüyasında bile görmüştü! O mutlulukla Niall, sabahın 7'sinde kalkmış, herşeyin gerçek olduğunu, Louis'nin hala yan yatakta olduğunu görünce sevncine sevinç katılmıştı ve o uyanana kadar beklemişti. O'nunla konuşacağı çok şey vardı.

Tamam Niall'ın psikolojisi biraz bozuk olabilir ama konumuz bu değil.

Niall iki saat boyunca Louis'nin uyanmasını beklemişti ama o kalkmamıştı, beklemek çok sıkıcıydı ve Niall sabırsız birisiydi. İlk olarak Louis'yi dürtmeye başladı. Belinden, karnından, yanaklarından ve burnundan ama hiçbir işe yaramamıştı. Bu sadece Louis'nin huysuzca mırıldanıp kıpırdanmasına sebep olmuştu o kadar. Niall oflayıp yatağına döndü, bir saat sonra kapılar açılacaktı ve kahvaltı için avluya çıkacaklardı. Ama Louis uyanmamakta ısrarcıydı. Niall o'nu uyandıracaktı. Yataktan kalkıp Louis'nin yatağına yaklaştı.

"Louis." bir yandan dürtüp diğer yandan adını söylüyordu.

"Louis birkaç dakika sonra kapılar açılacak." Niall dürtmeye devam ederken Louis bağırarak uyandı. Niall hızla geri çekildi, bu o'nu ürkütmüştü.

Louis gördüğü kabusla gözlerini açtığında Niall'ı görmüş ve daha çok korkmuştu. Niall dehşet içerisinde arkadaşını izliyordu.

"Dostum sakinleş biraz." Niall eğilip sehpanın üzerindeki suyu Lous'ye verdi.

"Tanrım tepemde ne sikim arıyorsun? Ödümü patlattın mankafa!"

"Özür dilerim seni korkutmak istememiştim b-ben sadece seni uyandırmaya çalışıyordum, s-sen birden bağırınca k-korktum üzgünüm."

Louis boş bardağı sehpanın üzerine koyup yatakta doğruldu. Hala gördüğü kabusun etkisindeydi. Niall ileriye doğru bir hamle yapıp Louis'ye kalkmasında yardımcı olmaya çalıştı ama Louis Niall'ın elini itip sanki daha fazla geri gidebilecekmiş gibi duvarı aşmaya çalıştı. Niall şaşkınlıkla elini çekti. Ne olmuştu o'na böyle? Louis yataktan kalkıp tuvalet kabinine koştu, içeri girip kapıyı sertçe arkasından kapattı.

Hızla dar kabindeki klozete oturdu. Yine kriz geçiriyordu, elleriyle yüzünü avuçlayıp bir süre öyle oturdu. Berbat bir rüya görmüştü ve Niall o'nu uyandırarak daha fazla korkmasına sebep olmuştu. Elleri titriyordu ve başı da dönmeye başlamıştı. Herşeyden korkuyordu üvey babasından, bu iğrenç yerden, buradaki insanlardan hatta Niall'dan bile korkuyordu. Louis başka şeyler düşünmeye başladı, güvende olduğunu, annesini kız kardeşlerini düşünmeye çalıştı. Bu o'nu her zaman rahatlatırdı. Uzun süredir kriz geçirmemişti, bu yaşadıkları o'na birden ağır gelmişti.

PRISONER || LSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin