İMPARATOR KARTI - 4

533 57 8
                                    

Arkalarına bir an olsun bakmadan, var güçleriyle son hızla koşuyorlardı. Bright, Metawin'in ellerini var gücüyle sıkarak Komünist toplantılarını yaptıkları yere doğru adeta sürüklüyordu. Soluk soluğa, karınlarına kramp girene kadar koşmuşlar, sonunda yurttan uzaklaştıklarına emin olduklarında durmuşlar ve birbirine bakmışlardı. Elleri ise hala birbirine endişeyle tutunuyor, gözleri ise tıpkı elleri gibi aynı endişeyle birbirlerinin irislerine tutunuyordu. Kısa bir süre ikisi arasında sessizlik oluşmuştu. Daha sonra Bright irislerini Metawin'den kaçırıp hala birbirine tutunan ellerine getirmişti. Kaşlarını çatıp boğazını temizledi ve Metawin'in ellerini bırakıp kollarını birbirine bağladı. Ağzından ise şu kelimeler çıkmıştı: "Geri dön falcı."

"Şaka mı yapıyorsun? Nasıl dönebilirim?"

"Seni gideceğim yere götüremem."

"Nereye gidiyorsun ki zaten böyle giyinerek?" deyip Bright'ı süzmeye başlamıştı. İçinde çizgili kırık beyaz bir göleği, onun üzerinde kahverengi bir yelek vardı altına ise kahverengi bir pantolon giymiş, son olarak da bej rengi bir ceket geçirmişti üzerine.

Bright iç geçirip omzunu silkti ve "Seni ilgilendirmez." deyip yeleğinin düğmesiyle tutturduğu cep saatini cebinden çıkararak saate baktı. "Kahretsin, geç kalıyorum." deyip Metawin'i arkasında bırakarak yoluna devam etti. Metawin ise çaresizce onu takip ediyor, bir yandan da Bright'ın ters bir tepki vermemesini umut ediyordu.

Birkaç adım ilerledikten sonra Bright hızla arkasına döndü, tahmin ettiği gibi baş belası onu bu gece rahat bırakmayacak, belası olmaya devam edecekti. "Sen hala gitmedin mi?"

"Beni de götür, gidemem."

Bright sinirli bakışlarını Metawin'e yöneltiyor, Metawin ise omuzlarını silkip yalvarır gözlerle ona cevap veriyordu.

"İyi, gel. Ama eğer birine bir şey anlatırsan veya..." deyip elini çenesine koydu. "Orada istemediğim bir şey yaparsan..." Ne yapacaktı? Bu çocuğa ne yapabilirdi ki?

"Okuldaki herkese ibne olduğuna dair söylenti yayarım."

"Bunu istemem..." dedi Win. "Bu yüzden kimseye anlatmayacağıma emin olabilir ve istemediğin bir hareket yapmayacağıma da." gülümsemişti. Onun gülümsemesine gülümsemeyle karşılık vermek istemesine rağmen Bright, dudaklarını birbirine bastırmış ve yürümeye devam etmişti. Sonunda bir çiçekçinin önüne vardıklarında Bright ellerini ceplerine koyarak orada bulunan bir direğin kenarında beklemeye başlamıştı.

"Neden durduk?" derken Metawin, Bright ona cevap vermek yerine susmayı tercih etmiş ve yolu kontrol etmeye devam etmişti. "Gecenin bu saati otostop için pek uygun değil sanki." Metawin Bright'ın yanında biterken Bright ona hala aldırmamaya devam ediyor ve boş yola bakmaya devam ediyordu. Sonunda kocaman arkası açık olan bir kamyon oradan geçerken Bright kamyona el etmiş ve durdurmuştu. Aracın arkasına atlamış ve arac henüz hareket etmeden herkese "Selam yoldaşlar." diyerek selam verip bir yere çömelip oturmuştu, sırtını aracın soğuk duvarına yaslarken bir yandan da oradakilerle selamlaşıyordu. Metawin de Bright'ın yanında yerini almış, etrafına garip bakışlar atıyordu. "Herkesle tanışıyor musun?" diye sordu Bright'ın kulağına eğilerek. Metawin'in sıcak nefesi, Bright'ın kulaklarına ve boynuna vurmuş onun içinde bastırdığı tüm duyguların birden bire gün yüzüne çıkmak istemelerine sebep olmuştu. Aynı zamanda vücudundaki tüm tüyler kalkmış, kalp atışları da hızlanmaya başlamıştı.

Hızlıca onaylar şekilde kafasını salladı Bright, daha sonra önüne dönerek kafasını eğdi. İçinde henüz anlamlandıramadığı duygulara yenilerek tekrar bakmıştı yanındaki garip çocuğun yüzüne. Yüzü ay ışığının etkisiyle aydınlanıyor, beyaz tenine vuran ay ışığı ondan gözlerini alamamasına sebep oluyordu. Yanındaki çocuğu iyice incelerken üzerinde hala pijamalarının olduğunu fark etmişti. İstemsizce gülümsemiş, sonra aklına gelen fikirle tekrar ciddi haline dönmüş ve kafasındaki siyaha çalan koyu yeşil kasketi çıkarıp yüzünü aydan bile daha güzel bulduğu çocuğun kafasına nazik bir şekilde takmıştı. Metawin bu hareketi üzerine ona doğru dönüp teşekkür etse de Bright çoktan önünü dönmüştü fakat teşekkürü duyunca önemli değil dercesine omzunu silkmişti.

"BROKEN" || BRIGHTWINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin