"BROKEN" || BRIGHTWIN

KILIÇLARIN UŞAĞI - 11

Sonunda o beklenen büyüyecek isyan başlamıştı. Thyme her şeyi halletmişti, ilk hafta  geçince iki kat büyüklüğünde tekrar isyanlar başlamıştı. İsyanları gören bir çok genç, devrimci olmak ve kendilerine katılmak istiyordu. Fakat devrim için sadece genç insanlar yetmezdi. Bu gençlere ailelerini de ikna etmeleri gerektiği söyleniyor ve Marksist-komünist gelenek öğretiliyordu hepsine. Bu dersleri genelde Luke ve Bright veriyordu. İsyanın üçüncü haftası yeni katılan gençleri de isyana eklemişlerdi. Sayı iki yüz kırkı bulsun isterlerken bir anda beş yüzlere çıkmışlardı. 

Fakat beklenmedik bir şey olmuştu. İsyanın başı olan Thyme tutuklanmıştı. 

Thyme tutuklanınca komünist komitesi beklenmedik bir aciliyette tekrar toplanmıştı. Bright gözlerinden alev çıkarıyor, bakışlarıyla her yere nefret saçıyordu. Thyme en yakın arkadaşıydı onun.

İçeriye sinir ve ani bir hışımla giren Joss'un yanındaki Metawin ise sinirlerini daha çok bozmaya yetmişti. Bu ikisi neden şimdi birlikteydiler ki? Fakat o alev saçan bakışları Metawin'in irisleriyle buluşunca su dökülüyormuş gibi diniyordu. 

"Sorun ne Joss? Bir istihbarat alabildin mi? Jaran bir şey bilmiyor." 

"Thyme'ı asmaları söz konusu!" Sinirle tıslayarak yumruklarını masaya vurdu. Bright beyninden vurulmuşa dönmüştü, Luke olduğu yerde kalakaldı. Win'in korku dolu bakışları Bright'ın üzerinde geziyordu. Bright destek almak istercesine duvara yaslandı, Metawin adımlarını ona doğru ilerletti, Bright onun geldiğini görünce kafasını olumsuz anlamda sallayarak gelmesini istemediğini belirtti. Ne yapacağını bilemez bir halde yere çöktü. Dizlerine başını yaslayarak kendiliğinden düşen iki damla gözyaşının kimselere görünmemesini sağladı. 

Endişeliydi, çünkü biliyordu ki böyle bir şey konuşulduysa yapılma oranı yüzde doksandan bile fazlaydı. Hükümetleri sürekli darbelerden ötürü sağlam bir temele oturmuyor ve bu yüzden de selim kararlar veremiyorlardı. Thyme'ı oradan kaçırmaları lazımdı. 

"Bu işin arkasında kim var?" dedi Luke güçsüz bir ses tonuyla, çünkü Bright her ne biliyorsa o da biliyordu.

"Thanom ve Praphas." Joss önündeki dosyaları incelerken cevap verdi.

Bright aniden ayağa kalktı ve rafta duran hapishanelerin krokilerini alarak masaya fırlattı hepsini. "Thyme'ı hapishaneden kaçırmalıyız." 

"Bu krokiler bir işe yaramaz Bright. Thyme'ı yeni yapılan hapishanelerin birinde tutuyorlarmış. Kralın bile elinde yok o hapishanenin krokisi. Eminim mimara yok edilmesi emredilse dahi bir kopya taşıyordur." dedi Joss. 

"Kimmiş mimarı? Joss! Bulmamız ve Thyme'ı kurtarmamız lazım." 

"Mimarını öğrenmek çok zor oldu. Ama kolay olmayacak, başbakan Seni Pramoj'un ta kendisi." 

"Ha, siktir." Luke'tan sesli bir küfür çıktı. "Ciddi misin sen?" 

"Hiç olmadığım kadar." 

-------------------------------------------------------------------------------

Ağustos gecesinin sıcaklığı yüzlerine çarpıp acınası halleriyle alay ederken Joss o kadar da acınası olmadıklarını, bir umut ışıkları olduğunu hepsine hatırlatmıştı. Jaran'dan başbakanın bugün siyasetçi arkadaşlarıyla yazlık evinde bir eğlence düzenlediğini öğrenmişti. Yani evde güvenlikler dışında kimse olmayacaktı. Bu haberin mutluluğuyla Luke, Joss ve Bright  başbakanın evine girmek üzere bir plan yapmışlardı. Neyse ki ellerinde oranın krokisi vardı. Kritik yerleri hesaplamışlardı ve güvenliği atlatmanın da bir yolunu bulacaklardı elbet. Hemen yola çıkıp planlarını hayata geçirmeye başladılar.