Merhaba yeni bir Minsung ile karşınızdayım !! Açıkçası bunun çok uzun süreceğini sanmıyorum ama yine de yazmak istedim. Ficin konusunu izlediğim bir klipten uyarlayarak yazdım 🤗
Umarım bunu da severek okursunuz.
Hepinize İyi okumalar !!^^Jisung göremiyordu ama her şeyi hissedebiliyordu tıpkı onun için atan düzensiz kalp atışlarını hissedebildiği gibi.
Minho görebiliyordu ama yaşamak için fazla zamanı yoktu yine de her şeyi hissedebilen bu çocuğa tıpkı her şeyi gibi düzensiz olan bu kalp atışlarını hissettirmekten çekinmemişti.
------
Minho her gün düzenli olan piyano dersi için gelmiş ve bıkkınlıkla önündeki piyanonun tuşlarına basıyordu.
Zaten çok uzun bir zamanı yoktu ki neden birde bununla uğraşıyordu ?. Dalgınlıkla karşısındaki cama bakarken artık ezberlediği notalara basmak onun için hiç de zor değildi.
Ama bugün her günden farklı olan bir şey oldu ve dalgınlık ile baktığı o camdan bütün dikkatini toplayan o çocuk geçti.
Özenle yapılmış saçları, bir kusur bile olmayan yüzü ve açık renkli kıyafetleri ile Minho için bir melek gibiydi. Onun için yaşamak isteyecek kadar güzel bir melek.
Hep bıkkınlık ile baktığı o cam pencereye şimdi merakla bakıyordu ve öyle dikkati dağılmıştı ki yanlış notalara bastığını kendisi bile fark etmemişti.
Gözleri ile takip ettiği o çocuktan önündeki nota kağıdına vurulunca korku ile hocasına döndü.
" Lee Minho dikkatini topla. "
Hiçbir şey söylemeden kafasını eğerek kendini toparladı. O sırada merakla baktığı o çocuk görebildiği kadarıyla - etraftaki cam duvarlar sayesinde - odanın dışında beklemek için olan o kısıma oturmuştu.
Hala onu incelerken bir insanın nasıl bu kadar güzel olabileceğini düşündü. Nasıl bu kadar saf ve güzel görünebilirdi ?.
O kadar dikkatli bakmasına rağmen o çocuk tek bir kez bile bakışını içeriye çevirmemişti. Bu Minho için daha da ilgi çekiciydi.
Sonunda tek bir yanlış bile yapmadan bitirdiği şarkı ile dışarıya bir nefes verdi ve bakışlarını o çocuktan çekerek oturduğu yerden kalktı ve kenara koyduğu ceketini giyerek notalarının yazılı olduğu kağıdı aldı.
Arkasını döndü ve öğretmeninin önünde eğilerek çıkışa yöneldi. O sırada da kalbinde birazcık ağrı hissettiği için cebinden ilaç kutusunu çıkararak içinden bir tane kapsül almıştı.
Bu ilaçlar artık ona şeker gibi geliyordu o kadar çok alışmıştı bunlara. Kapıyı açtığı zaman öğretmeni de onun arkasından gelmiş ve ileride bekleyen o çocuğa seslenmişti.
" Jisung içeriye gelebilirsin. "
Demek adı Jisung diye düşündü Minho. Adı da kendi kadar güzel ama onu neden daha önce hiç burada görmedim diye düşünmeye devam etti.
Kafasını sallayarak kendine geldi ve çıkışa doğru yürümeye başladı. Karşısındaki çocuk da ayağa kalkmış ve Minho'nun yüzüne bile bakmadan direk içeriye ilerlemişti.
Minho ise o yanından geçerken onun yüzüne bakmaktan kendini geri alamamıştı. Hatta yanından geçse bile arkasından bakmaya devam etmişti. Bir selam verse çok mu olurdu yani ? diye düşündü Minho.
Çıkışta onu bekleyen şoförüne bir bakış attı ve konuştu. " Görüyor musun bir selam bile vermedi hatta yüzüme bile bakmadı. Ah ne kadar kaba birisi. "
" Efendim bir nedeni vardır illaki. " dedi şoför ve Minho'nun arkasından giderek arabaya kadar konuşmadan geldiler.
Arabanın yanına gelince şoför Minho için kapıyı açtı ve onun oturmasını bekledi. Minho düşünceleri ile boğuşurken arabaya oturdu ve şoförün onu eve götürmesine izin verdi.
--------
Minho dün akşam onu düşünmüş ve yarın da onu görebilecek miyim diye düşünmekten doğru düzgün uyayamadan yine piyano dersi için aynı yere gelmişti.
Arabadan inip her zaman onu kapıda selamlayan adama eğilerek selam verdi ve içeriye girdi. Ama bugün diğer günlerin aksine sessizlik yerine çalınan piyanonun sesi etrafı dolduruyordu. Normalde ilk ders her zaman onun olurdu bugün ondan önce gelen kimdi ki ?
İçini kaplayan heyecan ile beklemek için olan yere gitti ve cam duvar sayesinde içeride piyano çalan onu gördü. Ama işler hiç de güzel gitmiyordu büyük ihtimal ile yanlış bir notaya bastığı için öğretmen onu azarlıyordu.
Bu sahneyi görmenin etkisi ile Minho zaten zar zor atan kalbinin sıkıştığını hissetti. Öğretmenin her bağırışında olduğu yerde sıçrıyordu Jisung. Öğretmen sonunda bu kadar bağırmanın yeterli olduğunu düşünmüş olsa gerek son kez elini piyanoya vurup arkasını dönüp odadan çıktı.
Jisung vurma sesi ile korkuyla yerinde tekrar sıçrayınca elinde olan şekerler yere düşmüştü. Kapının kapanma sesini duyunca zor da olsa oturduğu yerden kalktı ve oturduğu yere dokunarak kontrollü bir şekilde yere eğildi ve elinden düşen şekerleri bulmaya çalıştı.
Minho gördüğü görüntü ile gözlerini kocaman açmıştı. O çocuk hiçbir şey göremiyordu.
Umarım beğenmişsinizdir...
Hepinizi seviyorum kendinize iyi bakın !!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I See | Minsung
FanfictionJisung göremiyordu ama her şeyi hissedebiliyordu tıpkı onun için atan düzensiz kalp atışlarını hissedebildiği gibi. - bxb *angst değildir *Devam kitabı Tomorrow'dur. - 21.02.01 - 21.02.15