Hepinize merhaba !! Sizee sevgililer günü hediyemmm ^^
Umarım okurken eğlenirsiniz. Hepinize iyi okumalar !!
Minho bütün olayların neredeyse çözülmesi ile rahat bir nefes alarak - bu ne kadar mümkünse - harika bir uyku çekerek dersi için yine aynı yere gelmişti. Jisung'un onu bırakmak istemediğini bildiği için de ayrıca mutluydu.
İçeriden duyduğu piyano sesi ile yine Jisung'un ondan önce gelmiş olduğunu anladı. Beklemek için olan salona gittiğinde cam olan duvar sayesinde sesini çıkarmadan onu izlemeye başladı. Oldukça iyi çalıyordu ama heyecanlandığı için bazen bazı notalarda yanlışlık yapıyordu. Dikkat edilmese anlaşılmayacak türden şeyler olduğu için çok da önemli değildi ama Bay Kim için kesinlikle basit bir şey değildi.
Bay Kim mükemmeli istediği için tek küçük bir yanlış bile onun için oldukça büyük bir yanlış oluyordu. Bu da Jisung'un kendini kötü hissetmesi için yeterli diye düşündü Minho.
İçeride kimse olmadığından emin olduktan sonra sessizce yerinden kalkarak kapıyı sakince açtı Minho. Jisung hala kapının sesini duymamış piyanoya odaklanarak çalmaya devam ediyordu. Minho aynı sakinlik ile yanına oturduğunda Jisung korku ile yerinde sıçradı.
" Hey Hey korkma benim Jisung. "
Minho sakin sesi ile mırıldanınca, Jisung tuttuğu nefesini verdi. " Beni korkuttun. "
" Üzgünüm kapının sesini duyduğunu düşünmüştüm. "
" Piyanoya o kadar çok odaklanmışım ki kapının sesini hiç duymadım hatta senin adım seslerini bile. "
Minho Jisung'un yüzüne gülümseyerek baktıktan sonra yanağına küçük bir öpücük kondurdu.
" Özür dilerim bebeğim. "
Jisung'un yanakları kızarmaya başlayınca Minho'nun gülümsemesi daha da büyüdü. Sanırım dün akşamki cesaretli Jisung kaçmış ve onun yerine bu şirin Jisung gelmiş diye düşündü.
" Ne çalıyorsun ? "
" Sadece öylesine çalıyordum işte zaten doğru düzgün çalamıyorum bile. "
" Jisung bir anda mükemmel çalman imkansız bunu biliyorsun değil mi ? "
Jisung kısık sesi ile bir onaylamaya verdi. Minho ise bu hareket karşılığında Jisung'un yüzünü elleri arasına aldı ve dudağına küçük bir öpücük kondurdu.
" Bu yüzden şu an kendini üzmeni istemiyorum anladın mı beni ? "
Jisung yine aynı kısık sesi ile Minho'yu onaylamıştı. Minho ise kendisini onaylamış olsa bile Jisung'un şu an üzgün olduğunu hissedebiliyordu. Onun gülümseyen yüzünü görmek için bile şu an her şeyini verebilirdi.
" Seni şu an nasıl mutlu edebilirim ? "
Jisung içinde hissettiği rahatsızlık hissine rağmen gülümseyerek konuştu. " Ben şu an mutluyum Minho. "
Minho, Jisung'un gülümsemesinin sahte olduğunu biliyordu. Ama yine de ellerini yanaklarında gezdirerek onun gülümsemesine karşılık verdi. Daha sonra ellerini Jisung'un yüzünden çekerek piyano tuşlarına bastı ve anlamsız bir kaç ses çıkardı.
" Peki dediğin gibi olsun. "
Minho, Jisung'a bakmadan ellerini hala tuşlar üzerinde gezdiriyordu. Sesler birleştikçe anlamlı notlar çıkmaya başladı. Bu son zamanlarda Minho'nun üzerinde çalıştığı şarkıydı ve bunu Jisung için çalmak istiyordu. Sadece onun için.
Normalde şarkı söylemekten nefret ederdi ama Jisung için, onun mutlu olması için bu şarkıyı söyleyebilirdi.
" There is a house built out of stone. "
Minho şarkıyı söylemeye başladığında Jisung duyduğu ses ile kaşlarını çattı.
" Wooden floors, walls and window sills. "
Şu anda bulundukları yeri anlatan en iyi kelimelerdi bunlar.
" Tables and chairs worn by all of the dust. "
Minho etrafta uçuşan toz tanelerine bakarak şarkıyı söylemeye devam etti.
" This is a place where I don't feel alone. "
Minho etrafta gezdirdiği bakışlarını Jisung'a çevirerek ve bakışlarını ondan kaçırmadan söylemeye devam etti. Jisung'un gözyaşlarını görmüştü.
" This is a place where I feel at home. "
Minho söylediklerinde kesinlikle ciddiydi. Gerçekten daha önce hiç böyle hissetmemişti. Nasıl böyle hissettiğini kendisi de anlamlandıramıyordu.
" 'Cause, I built a home
For you
For me. "
Minho gerçekten Jisung'u bütün kötülüklerden korumak için böyle bir şey yapmak isterdi. Onu içinde saklamak ve onun asla üzülmemesini sağlamak istiyordu.
" Until it disappeared
From me
From you. "
Minho göğsünde hissetmeye başladığı ağrı ile neredeyse bir an çalmayı bırakacaktı ama hayır. Bir kaç notada yanlışlık yapmış olsa bile çalmaya devam etti ama göğsündeki ağrı hiç hissetmediği kadar fazlaydı.
" And now, it's time to leave and turn to dust... "
Minho bir anda göğsüne giren ağrı ile daha fazla dayanamadı ve piyanonun üzerine düştü.
Sakın bana sövmeyin ! Kurgunun bu şekilde işlemesi gerekiyor. Yazarken ağladım bende. Umarım beğenmişinizdir !.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I See | Minsung
FanfictionJisung göremiyordu ama her şeyi hissedebiliyordu tıpkı onun için atan düzensiz kalp atışlarını hissedebildiği gibi. - bxb *angst değildir *Devam kitabı Tomorrow'dur. - 21.02.01 - 21.02.15