"Kader veya tesadüf, ne fark ederdi ki? Önemli olan aşktı, ona da inanmadılar ki..."
Tanıtım
Biriyle unutamayacağınız bir tanışma yaşadığınızı düşünün. Ya da tanışamama.
O yaşamıştı ama unutmayı tercih ediyordu.
Bir daha nerde görecekti ki onu?
Görmüştü.
Bir kere değil, birçok kere.
Rastlaşmalar, karşılaşmalar ve tesadüfler.
Hepsi birbirine bağlıydı.
Sonunun ne zaman ve nereye çıkacağı bilinmeyen bir şeydi bu. Ama bu sefer aşk'a çıkacaktı.
Belki de çoktan çıkmıştı...
Aşka ve tesadüflere inanmayan sakar bir kız;
Efil Maral Göktürk.
O kızı tesadüflere ve aşka inandırmaya kararlı bir erkek;
Oğuzhan Saygıner.
Nerden bilebilirdi ki yaz tatilinde karşısına çıkan çocuğun, başladığı üniversitenin popüler çocuğu olduğunu?
Bu, aşk'a inanmanın hikayesiydi. Bu onların romantik komedisiydi.
"Sakarsın. Sakarlıklarının suçunu benim üstüme atacak kadar sakar."
"Salaksın. Aşka inanacak kadar salak."
Aşka inanır mıydı bilmiyordu ama sanırım tesadüflere inanmaya başlamıştı bile...
⚘⚘⚘
Bu hikaye, içlerindeki deliliği gösteremeyen
herkese ithaf edilmiştir...𝙾̈𝚣𝚐𝚞̈𝚛 𝚘𝚕.
⚘⚘⚘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜF
Teen Fiction"Bırak beeğ!" diyerek ellerimi itmesine güldüm. "Ama çok tatlısın." "Sensin tatlı, burada bisküvi yapmaya çalışıyoruz." "Anahtar kelime 'çalışıyoruz' herhalde." diyerek mutfakta göz gezdiren Osmanla daha çok güldüm. Yüzüme hamur yapıştırmış olsala...