NORMALDE ALMANCA RAP SEVMEM AMA NEDEN BİLMİYORUM BUNUN MELODİSİ FALAN ÇOK HOŞUMA KAÇIYOR ĞMPHĞH.
BU SEFER OY SINIRI KOYMAYACAĞIM, ZATEN OY VERMİYORSUNUZ. 😕
C'est la vie (fransızca) -> Hayat bu
MÜZİK: Delil, C'est la vie
MULTİ: 🎳
🌷🌷🌷
10. Bölüm: Bovling
"Ne yapıyorsun Ada?" diye sorarak kulağında kulaklıkla koltuğun köşesinde oturan Ada'nın yanına oturdum. Ada başını kaldırıp bana baktığında tek kaşını kaldırmış olduğunu gördüm.
"Müzik dinliyorum?"
"Bakayım ne diniliyorsun." diyerek kulağından bir kulaklığı çıkartarak kendi kulağıma yerleştirdim. Duyduğum almanca/fransızca/türkçe karışımı rap şarkısıyla yüzümü buruşturarak "Iyk! Zevksiz misin Ada?" diye sordum. Ada kaşlarını çatarak "Ver lan kulaklığımı geri!" dedi ve beni beklemeden kulaklığı kulağımdan çıkartarak kendisine taktı. "Zevkler ve renkler tartışılmaz." diye mırıldandıktan sonra bana sırtını dönerek başını koltuğun arkasına yasladı.
Göz devirerek oturduğum yerden kalktım ve abimin odasına doğru yol aldım. Bade ile olan kavganın üzerinden dört gün geçmişti ve ben hâlâ abimi Bade'nin sinirinin nedenini anlatmaya ikna edememiştim. Bade'ye bir konuda hak veriyordum, abim çok düşüncesiz bir öküzdü ama benim abimdi işte, elimden bir şey gelmezdi.
Babam o gün üçümüze de iki hafta boyunca gece klübü benzeri her yere gitmeyi yasaklamıştı. Açıkçası babama hak veriyordum, baya bir ortalığı karıştırmıştık. Diğer akrabalarım, özellikle Yeliz halam ve orada bulunan teyzem, bizi şikayet ede ede bir hal olmuşlardı. Terbiyem el verse onlara da bir tane çakardım.
Damla bize iğrenen bakışlar atarken Çağatay ise ablamla dalga geçiyordu. Çağatay ile kişisel olarak bir sorunum yoktu, bana da pek bulaşmazdı zaten ama nedendir bilinmez ablamı sinir etmeyi çok seviyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜF
Teen Fiction"Bırak beeğ!" diyerek ellerimi itmesine güldüm. "Ama çok tatlısın." "Sensin tatlı, burada bisküvi yapmaya çalışıyoruz." "Anahtar kelime 'çalışıyoruz' herhalde." diyerek mutfakta göz gezdiren Osmanla daha çok güldüm. Yüzüme hamur yapıştırmış olsala...