Patronun Prensesi

24.Bölüm

Lauren'in Bakış Açısı:

Birkaç haftadır İtalya'daydık ve kesinlikle boş zamanımızın tadını çıkarıyorduk.

Güneşte uzanıyordum, kızlarımın ve Camz'ın havuzda Marco Polo oynamasını izliyordum, elbette kollarında yüzdürücüler vardı.

"Marco!" Camz bağırdı.

"Polo!" Hepsi bağırdı.

Camila'nın havuzun kenarına daha yakın yüzmesini izledim. Bana ulaştıktan sonra boynunu gıdıkladım.

"Anne!" Bana su sıçratarak ciyakladı.

Kıkırdadım ve onu yaklaştırdım.

"DJ teyze solunuzda," diye fısıldadım.

Marco diye bağırıp suyun altına dalarak Dinah'ın bacağını aşağıdan tutarken yüzündeki küçük sırıtmayı görebiliyordum.

"Ahhh!" Dinah çığlık attı. Camila kahkahalarla sudan çıktı.

"Adil değil! Annen sana yardım etti!" Dinah, Camila'yı kucağına alıp havuzdan dışarı çıkarak şikayet etti.

"Dinah Jane, bebeğimi düşürmeye cüret etme!" Uyardım.

"Merak etme Laur, bu bende," dedi Dinah, kollarında kıvranan bir Camz tutarken.

"Beni yere indir!" Camila güldü.

"Seni havuza mı atacaksın ?!"

"Hayır !!! Beni yere indir!" Ciyakladı.

Dinah'ın Camila'yı nazikçe havuza attığını görünce gülümsedim. Yeniden ortaya çıktığında bana doğru yüzdü.

"Anne! Beni attı!"

"Gördüm. Onu içeri itmemi ister misin?" Diye sordum.

Camila, Dinah'a bakarak sertçe başını salladı. Gözlerimi şakacı bir şekilde devirdim ve Dinah'a doğru yürüdüm.

"Şimdi teslim ol Dinah Jane!" Dedim

"Asla!" Bağırdı, benden kaçtı, ama bir su birikintisine düştükten sonra havuza geri düştüğü için onu kovalamak zorunda değildim.

Dinah huysuz bir şekilde havuza otururken hepimiz bir gülme şenliği içindeydik.

Sonra telefonumun çaldığını duydum, tuhaf. İşteki herkese ben yokken rahatsız etmemeleri talimatını verdim.

Arayan kimliğine baktım.

Harry.

Telefonuma hızlıca cevap verdim. "Merhaba?"

"Lauren, Tanrıya şükür. Bak seni rahatsız etmek istemem ama konu Kenton."

Yutkundum, kızlarıma Camila'yı burada tutmalarını işaret ettim ve eve geri döndüğümde dikkati dağıldı.

"Kenton? Ya ona ?! İyi misin?" Diye panik içinde sordum.

"İyiyim. Fiziksel olarak. Ama üssüne gidip onu öldürmemek tüm zihinsel gücümü alıyor."

"Harry, sakin ol. Neler oluyor?" Diye sordum.

"Bu ... bu Rosie ... Rosie'mi aldı." Harry sesinin kırıldığında söyledi.

"Harry orada kal. Eve geliyoruz." Dedim.

"Lütfen acele edin. Alabileceğim tüm yardımı istiyorum." Kapat dedi. Ağlamak üzere olduğunu söyleyebilirdim, sadece benim önümde yapmak istemedi.

Hızla dışarı koştum. "Eve gidiyoruz. Şimdi toplanmaya başla. Bir saat sonra ayrılıyoruz." Sipariş ettim. Hemen herkes kapışmaya başladı.