Sebastian ile Tanışma

1.8K 106 118
                                    

*Bir Sebastian Michaelis fanı olarak başladığım bu hikayeyi sebastianı çok sevenler için yazdım. Umarım hoşunuza gider. Ayrıca bu hikayeyi kankam _ChiseHatori_ ye armağan ediyorum.

* (S/A) senin adın.

At arabasının içinde oturup camdan bakıyordun. Ağaçlara gördün ve onları incelemeye başladın. Ağaçlar bir yol çizmiş gibi sırayla dizilmişti. Çok heyecanlıydın çünkü Ciel Phantomhive ile tanışma fırsatını bulmuştun. Kraliçenin kedisi olarak ona yardım etmek kulağa gerçekten çok hoş geliyordu .Orta halli bir ailenin kızı olarak ülkenin en görkemli üniversitesinden mezun olup bir anda zengin olmuş ve kraliçenin saygınlığını kazanmıştın kendinle gurur duyuyordun. Dirseğini camın kenarına dayamış elini yüzüne koymuş dışarı bakıp düşüncelere dalmışken nihayet sıkıcı ve uzun yolculuk sonrası görkemli malikaneye gelmiştin.

At arabasından indiğinde kapıda kimsenin seni karşılamadığını görünce şaşırdın ve saatine baktın.

"Olamaz 1 saat erken gelmişim kontun işi yoktur umarım." Dedin

Malikane kapısına yaklaşınca gerildin ama gidemeyeceğini bildiğinden ve bir saat dışarıda bekleyemeyeceğinden (malum Londra havası her an yağmur yağabilir) kapıya yaklaştın ve iki kere heyecanlı bir şekilde tıklattın.
-Sınavlarda bile bu kadar heyecan yapmadım diyip nefes aldın ve ciddiyetini koruyarak kapıya baktın. Kapı bir anda açıldı,

Gözlerin kahyanın göğsüne bakıyordu kafanı kaldırdın ve kahyaya baktın. Bembeyaz teni kan kırmızısı gözleri vardı yüzü uzun ve çok güzeldi. Saçları uzun ve siyahtı yüzüne geliyordu. O kadar etkilendin ki kahyanın sana şaşkın baktığını fark ettin, o sırada kahya

+Buyrun kimsiniz? diye sordu.

"B-ben şey... " Duraksadın ve ufak bi öksürük sonrası kendini tanıtmaya başladın

"Ben (S/A) kraliçenin kedisiyim bugün kont Ciel Phantomhive ile görüşmemiz vardı"

Kahya saatine baktı ve

"Ah beni bağışlayın leydim görüşmeniz 1 saat sonra olduğu için sizi karşılayamadım lütfen içeri buyrun." dedi gülümsedin o da sana gülümsedi ve içeri girdin.

Siyah beyaz satranç tahtası gibi yere ve etrafına baktın bu malikane gerçekten ışık saçıyordu çok güzel, çok görkemliydi her gelenin hayran kalacağı türden bir malikaneydi. Kahyaya baktın ve

"Kahya bey ben şimdi ne yapmalıyım?" Diye sordun kahya sana yaklaştı ve

"Sebastian diyin adım Sebastian Michaelis."

"Ah tabi , Sebastian bey "

"Efendimin şimdi nişanlısı görüşmesi var o yüzden sizi bekleme odasına götüreyim buyrun." Dedi

"Olur tabi" dedin heyecanlı bir şekilde. Sonra kahyanın sana elini uzattığını gördün ilk baş eline sonra gözlerine baktın kan kırmızısı gözlerin içinde kaybolurken elini tuttun ve odaya kadar gittiniz. Koltuğa oturdun

Sebastian: "Size bir şeyler ikram etmek için mutfağa gideceğim leydim" dedi

Elini göğsüne koydu hafif eğildi ve gitti. Sen de etrafına baktın kahyanın çok çekici olduğunu düşünmeden edemiyordun. Eline bakıp bileziğin ile oynarken sebastianın yanına geldiğini fark etmemiştin sana doğru eğilip "leydim" diyince yerinde sıçradın kafanı çevirdin ve ona baktın sana o kadar yaklaşmıştı ki kalbin güm güm atmaya başlamıştı. E-evett dedin sebastian da ayağa kalktı

"Leydim bugün size earl grey çayı ve mille feullie tatlısı yaptım umarım beğenirsiniz" dedi tatlıyı ve çayı önündeki masaya bıraktı. Tatlılar gerçekten enfes gözüküyordu

"Teşekkürler sebastian bey" dedin tam çayını içecekken ,

Sebastian: "Lütfen sadece Sebastian diyin leydim" dedi.

Şaşkın gözlerle baktın ve gülümsedin "tamam Sebastian teşekkür ederim" dedin çayını içtin tatlıdan bir çatal aldın. Gerçekten lezzetliydi baya lezzetliydi. Bayıla bayıla tatlıyı yedin. Sebastian yanından gitmişti ve onu bile fark etmemiştin sadece tatlıya odaklanmıştın.

Tatlını bitirince soluna baktın sarı saçlı çok güzel bir kız ve lacivert saçlı mavi gözlü bir çocuğu görünce onların lord Ciel Phantomhive ve nişanlısı olduğunu anladın onların yanına giderken sarı saçlı kız konta sarılıp gitti.

Karşında Lord Ciel Phantomhive ile Sebastian Michaelis ile baş başa kaldın.
Ciel Phantomhive: Hoşgeldiniz ben Phantomhive kontu Ciel Phantomhive buyrun çalışma odama gidelim dedi. Ardından "Sebastian bize çay ve tatlı hazırla canım tatlı istiyor dedi"
Sebastian: Yes my lord dedi ve mutfağa gitti.
Sen de Ciel Phantomhive ile birlikte ilk davayı çözmek için merdivenlerden yukarı çıkmaya başladın. Bugün hayatının kesin olarak değiştiği gün olduğunu anlamıştın...


~Devam Edecek~

Umarım hoşunuza gitmiştir. Sebastian Michaelis i gerçekten çok seviyorum o yüzden böyle bir hikaye yazmak istedim çok iyi bir yazar değilim o yüzden hatalarım olabilir lütfen kusura bakmayın 😅. "Kraliçenin kedisi" ismini de arkadaşım Chise den aldım umarım hakkını helal eder xd. Oylarınızı bekliyorum ✨❤️

Sebastian Michaelis İle Hayal Et✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin