Yalan

636 44 66
                                    

"Seni seviyorum" mu nasıl? Bir dakika

"NEEE" diye bağırarak uyandın.

"İnanamıyorum Sebastian bana beni sevdiğini söyledi ve ben bunu tam duyamadımm. Gerçek miydi yoksa rüya mı ah ayırt edemiyorumm. Tek bildiğim dün gecenin mükemmel olmasıydı."

Mutluluk içinde yatağından kalktın ve dans edip şarkı mırıldanmaya basladın. Kıyafetlerini giydiğin gibi koşarak aşağıya indin.

"Günaydın canlarımmm"

"Günaydın tatlım. Hayırdır ne bu mutluluğun sebebi."

"Anne benimle gelir misin" diyerek anneni odaya götürdün. Babanın bunları duyması henüz hoşuna gitmiyordu. Annenle odana çıktınız ve yatağına oturdunuz.

"Anne inanamayacaksın. Ben galiba aşık oldum"

"Biliyordum" annen bunu o kadar sakin söylemişti ki saşırarak annene bakmıştın.

"Nasıl yanii?"

"Her hâlinden belliydi tatlım. Bazen çok mutlu oluyorsun bazense çok mutsuz. Kontun evine gideceğin zaman heyecandan yerinde duramıyorsun. Ama bilmediğim tek şey var bu şanslı kişi kont mu?"

"Hayır anne, daha önce de dedim kontun nişanlısı var"

"O zaman kim?"

"Phantomhive kahyası Sebastian Michaelis" diyerek heyecanla gülümsedin. Annen ise sana bakakalmıştı.

"Elbette sevdiğin kişi ile birlikte olmanı çok isterim ama bi kahya ile gerçekten mutlu olacağına inanıyor musun? Elbette kahya diye küçümsemiyorum ama biricik kızımı bir kont ile evlendirme hayalini kuruyorum ben de, o yüzden sadece değişik geldi."

"Anne öyle evlilik falan yok sadece onu seviyorum, o da beni sevdiğini söyledi. Yani şu an gerçekten çok mutluyum."

"Ah tatlım senin mutlu olman benim için her şeyden önemli." Diyerek seni bağrına bastı. Annene bunları anlatmak sana çok iyi gelmişti.

Beraber aşağıya inip kahvaltı masasına geçtiniz. Ailecek yemek yiyor sohbet ediyordunuz.

Baban: "Hayırdır anne kız bir işler mi çeviriyorsunuz. Gizlice odaya gittiğinizi gördüm de"

"Önemli bir şey değil baba kızlarla ilgili bir mesele sen anlamazsın."

"Ehh inandım diyelimm"

"Babaa" diyerek gülümsedin baban da sana göz kırptı ve sofradan kalktı. Annenle sen de sofradan kalkıp kış bahçesine gittiniz. Orada otururken bir anda telefon çaldı. Telefonu açtın.

Arayan Lizzydi

"Merhaba S/A ben bugün alışverişe çıkacağım Ciel'in doğum günü yaklaşıyor sen de gelmek ister misin?"

"Tabiki isterim. Nazik teklifin için teşekkür ederim Lizzy."

"Rica ederim. Tower Bridge köprüsünün orada bekliyor olacağım."

"Tamam." diyerek telefonu kapattın.

"Anne ben Lizzy ile alışverişe çıkacağım. Sonra görüşürüzz."

"Görüşürüz tatlım"

Kış bahçesinden hızla çıktın. Claude'ye at arabasını hazırlamasını söyledin. Üstüne paltonu aldın. At arabasına bindin ve yola çıktın. Claude ile yan yana oturuyordunuz.

"Hey Claude, sen bi erkeksin." .... dediğinin çok saçma olduğunu düşünüp elini alnına vurdun... "Demek istediğim bi erkek ve bir kahya olarak ne hoşuna giderdi."

Sebastian Michaelis İle Hayal Et✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin