"Hoşgeldiniz Leydim"
"Hoşbuldum Sebastian"
Sebastian gelen misafirleri karşılamaya devam ederken içeriye girdin. Yavaşça dönerek etrafına baktın. Malikane gerçekten mükemmel gözüküyodu. Her taraf en muntazam şekilde süslenmişti, her yer şahaneydi.
Hem etrafına hem de misafirlere bakarak yürümeye başladın. O sırada Elizabeth'i gördün. Tanıdığın tek kişi o olduğu için onun yanına gittin. Çok tatlı giyinmişti her zamanki gibi.
"Merhaba Lizzy"
"Merhaba S/A çok güzel olmuşsun elbisene bayıldımm"
"Teşekkür ederim, sen de çok güzel olmuşsun"
Malikanenin kapısı kapandı. Herkes malikanenin girişinde duruyordu. Sebastian geldi ve misafirleri salona davet etti. Salona geçildi. Herkes salonda dururken merdivenlerden ses gelince gözler o tarafa çevrildi. Gelen Cieldi.
Çok şık olmuştu, yakışıklı aynı zamanda da tatlı."Hoşgeldiniz sevgili misafirlerim. Ben Phantomhive kontu Ciel Phantomhive. Sizleri bu gece en güzel şekilde ağırlamak benim için bir onur. Lütfen eğlenmenize bakın" Diyerek merdivenden yavaşça indi.
Elizabeth de Cielin yanına gitti ve elini tuttu.
Elizabeth: "Çok şirin olmuşsun Ciell"
Ciel: "Teşekkür ederim Lizzy sen de çok güzel olmuşsun."
Gülümseyerek onları izledin ve etrafına baktın ama Sebastian ortalıkta yoktu. O sırada Lizzy Cielin yanından ayrıldı ve başka misafirlerin yanına gitti. Sen de yeni birilerini tanımak için başkalarının yanına gidecektin ama kimin yanına gitsen bilemedin. Etraftaki herkes değişik geliyordu çünkü sürekli mal varlıklarından söz ediyorlardı. Boş konuşmaları hoşuna gitmediği için kenara geçip oturdun.
Etrafına baktın Sebastian'ı gördün. Yanına gitmek istedin ama misafirlere ikramlar sunduğu için seninle ilgilenecek vakti olmadığını düşündün. Sonra Kontun yavaşça yanına geldiğini gördün.
"Merhaba S/A nasılsın?"
"İyiyim, oturuyorum. Aslında kimseyi tanımadığım için ne yapsam bilemedim"
Kontla beraber otururken yanınıza iki kişi geldi. Biri erkek biri kadındı. Erkek yeşil giyinmişti Çinli ye benziyordu. Kadının ise kahkülü, uzun örgülü saçları vardı elbisenin yırtmacı o kadar uzundu ki kadının bacakları çok fazla gözüküyordu. Şaşırdın çünkü İngiltere'de böyle giyinmek hoş karşılanmıyordu.
Ciel Phantomhive: "Lau"
Lau: "Merhaba Kontum nasılsınız? Beni yanınızdaki hanımefendi ile tanıştırmayacak mısınız?"
Ciel Phantomhive: "S/A Kraliçenin kedisi dir kraliçenin önemli işlerinde bana yardımcı olur. S/A Karşındaki kişi de bay Lau Shangai'li ticaret şirketi kolunun İngiltere şube yöneticisidir."
Lau: "Kraliçenin kedisi demek. Kontum hanımefendiyi de kirli işlerinize dahil ediyor musunuz?" Diyerek sinsi bir gülüş sergiledi.
Ciel Phantomhive sinirlenmiş bir şekilde Lau'ya baktı.
Lau: "Ahaha kontum bana öyle bakmayın sadece bir soruydu. Öyle değil mi Ran Mao."
"Bu arada kardeşim Ran Mao" diyerek yanındaki kadını gösterdi.Çekici kadın sana ruhsuz bir şekilde elini uzattı ve elini sıktı. Sessizce "Merhaba" dedi.
"Merhaba" diyerek gülümsedin. Konuşmaya devam edecekken arkadan bir keman sesi gelmesi ile herkes sesin geldiği yöne baktı. Sebastian keman çalıyordu. Sonra yavaş yavaş herkes dans etmeye başladı. Ancak partnerin olmadığı için sen oturmaya devam ettin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sebastian Michaelis İle Hayal Et✨
Fanfic"Lütfen bana Sebastian diyin" dedi kahya o kadar güzel konuşuyordu ki gözlerimi ondan alamıyorum. Kan kırmızısı gözlerinin içinde kayboluyordum...❤️ ✨Sebastian Michaelis x yazar kitabıdır umarım beğenirsiniz✨