Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
☯
Karşımda gördüğüm kişiye doğru ilerledim. Beni gördüğün de yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Kılıcımı ona doğru doğrulttuğum da gülmeye başladı. O kadar çok gülüyordu ki gözlerini üzerime dikti.
"senin yüzünden"
O gülümseme gitmiş yerine acı ve nefret duygusu gelmişti. Benim nefretimden bile daha ağırdı ama nefretim ona değildi...
"herşey senin yüzünden oldu Lisa... Lanet sarayında başladı herşey... İlk başta sevgilimi çaldın"
Kanlı kılıcını bana doğru doğrultup hızla koşmaya başladı. Kılıçlarımızın çıkardığı sesler diğerlerinin arasına karışırken onu ileri ittirdim.
"daha sonra ise sarayda ki yerimi aldın"
Tekrar geldiğin de nefretinden gözü dönmüştü... Gözlerinin içine bakıyordum o kumral saçları suratına yapışmıştı ve dirseği ile suratıma vurdu. Yere düştüğün de dudağım patlamıştı. Yere tükürüp hızla kalktım.
Her kılıç darbesin de yalpalanırken kolunu kestim. Acıyla geri giderken bu sefer ben konuşmaya başladım.
"Her şey ters gittiğinde....."
"nefretime güvenirim lisa... Nefretime"
Kendini toparladığın da hızla bana doğru geldi. Bu sefer bacağına çizik attığım da yere düştü.
"en önemli şeyi bilmiyorsun kitty"
Kısa bir gülüş atıp yerden kalktı. Elinde kılıcı döndürerek saldırmaya başladı. Mideme tekme attığın da kılıncına vurarak düşürmesini sağladım...
"en önemli şey, Düşmanın en büyük zayıflığını bilmek Ve var gücünle o noktaya yürümektir. Senin en büyük zayıflığın jungkooka olan sevgindi..."
Yerdeki kılıcını alarak bana doğru sinirle geldi. Çıkan seslerin şiddeti artarken kılıcın topuzu ile suratına vurdum. Geri doğru yalpalandı. Suratına tekme attığım da ise ağzında ki kanlar etrafa saçıldı. Hala karşımdaydı ve yüzü kan içerisindeydi.
Gözlerinin içine baktığım da karnına hızla kılıcı sapladım. Çektiğim de ise Dizlerinin üstüne düştü. Bana doğru gelen askerlerle savaşırken ileride ki jimini gördüm. Koşarak onun yanına gittiğim de kolundan yaralanmıştı. Onu Saraya geri soktuğum da hatunlardan birisini çağırdım.
Buradan herşey gözüküyordu ve sayımız yetersizdi. Jimin in yarası sarılırken hızla savaş meydanına geri döndüm. Önüme çıkan herkesi öldürüyordum ve elimdeki kılıc artık parlamıyordu. Bize doğru gelen büyük bir ordu gördüm.
En önde atlarla koşturan namjoon ve jungkooku vardı. yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Yanlarında beyaz bir atla birisi daha vardı. Yaklaştıkların da jennie yi gördüm.
