-SON-

764 55 32
                                    

Savaştan kalan halk toplanmıştı saray avlusunda. Gökyüzü maviye bürünürken yeniden güneş doğuyordu.

Son kez baktık, her gecenin ardından tekrar güneş doğmuştu ama fazlasıyla kaybımız vardı. Jungkookun yanına gelerek boynumda ki kolyeyi uzattım. Babasının ona vermemi istediği kolyeydi. Gözyaşlarını silerek boynuna taktı.

Kral ve kraliçeyi gömdüğümüz de jisooyu Rosenin yanına gömdüm. Bizi tek başlarına bıraktıkları için onlara kızgındım.

Her yer temizlenmiş ve herkes sarayın bahçesinde bekliyordu. Sırayla dizilmiş namjoonun konuşmasını dinliyorduk. Mahzende ki çocuklar ve yaşlılar çıkarılmış eski yaşantılarına dönmeye çalışıyolardı.

Namjoon kucağında ki kızı jennie'ye verdiğin de jungkook ile aramıza girdi. Kralın tacını jungkooka taktığın da bütün insanlar, askerler, muhafızlar onu izliyordu. Namjoonun önünde eğildiğinde geri çekilmek için hamle yapacakken namjoon durdurdu.

Kraliçenin tacını bana uzattığın da ise ona baktım. Gözleriyle onayladı beni.. Kendi ellerimle taktığım da herkes önümüzde saygıyla eğiliyordu.

Hiçbir şey sonsuza kadar kalmaz..
Yıldızlar.. ağaçlar.. hayvanlar.. insanlar hatta tanrılar..
Herşey bir gün yok olur gider.
Kurt gelir.. Ve dünyayı yakar..

Kurt..
Ay'ı da yer, Güneş'i de yer...
Herşeyi yer
O güne dek var olan herşeyi yer.

Ama bu korkmanız gereken şey değil.
Başlayan her şey bitmek zorunda.

Jungkook ile beraber yürürken aklımda Rosenin kendi hazırladığı beste geldi. Merdivenlerden inerken zihnimde o çalıyordu. Bundan yıllar önce pianosun da bizim için küçük bir beste hazırlamıştı.

Merdivenleri tek tek indiğim de önümde duran kılıcı gördüm. Kanlardan arındırılmış temizlenmişti.
Elimde aldığım da havaya doğru kaldırdım. Hiçbir zaman eskiye dönülmeyecekti.

Yeni bir devir başlıyordu ve hiç birimiz buna hazır değildi. Korumam gereken bir can daha vardı. Bana emanet edilmişti. Canım pahasına onu korumaya ant içmiştim.

Ve teşekkür ederim kan anne... Bana cesaret ve güç verdiğin için..

Teşekkür ederim ateş anne... İçimde ki şüphe ve tereddütü yok ettiğin için..

Teşekkür ederim öfke abla... Korkunç ikizlerini ölüm ve yıkımı bana verdiğin için...

Biten bir şey yoktu ama hiç birşey de eskisi gibi olmayacaktı. O altın sarı saçları olan lisa kardeşleriyle beraber gömülmüştü. simsiyah saçlarımı arkaya savurup kılıcı yerine koydum..

Kucağıma bırakılan bebeğe dikkatlice baktım. Senin adın Dolly olmalıydı. Sen bize Tanrı’nın hediyesiydin... Güneşin doğumuyla hayatımıza girmiş annenin hazinesiydin..

Jungkooka baktığım da büyük bir gülümsemeyle bize bakıyordu.
Halkına dönüp son sözlerini söyledi.

"Dünyanın merkezi tahtımdır."

Bu hayatı sonrakinden ayırmak neden? Biri diğerinden doğuyorken. İhtiyacı olan için hayat daima kısadır. Ama sevenler için edebilen sürer.

 Ama sevenler için edebilen sürer

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-SON-

☯Princess Lisa☯ - Liskook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin