Oikawa derin bir nefes aldı ve arabaya oturdu sakince. Dünyası başına yıkılıyor gibi hissediyordu, zaten güveninin kırılması onun alışık olduğu bir şeydi fakat bu garip hissettirmişti.
Saatine baktı, neredeyse sabah olmuştu ama Iwaizumi hala gelmemişti, Akaashi'ye ulaşmaya çalışsa da başarısız olmuştu. Belki de görmezden geliniyordu, bilmiyordu.
Arabasını çalıştırıp önceden kaldığı yere, önceden ev dediği yere doğru sürmeye devam etti. Akaashi'nin haberleri yalanlamasını bekliyordu, bu yüzden devamlı sosyal medyayı kontrol ediyordu.
Sugawara'nın aramasıyla döngüsünden sıyrılmak zorunda kaldı Oikawa.
"Akaashi kendi evine götürmüş." dedi. Oikawa en azından güvende olduğundan emin olarak rahat bir nefes aldı ve teşekkür edip telefonu kapadı.
Ne yapacağı hakkında en ufak bir fikri yoktu, onunla konuşmak istiyordu ama içindeki kırgın tarafı da bastıramıyordu. Tekrardan çıkan fotoğraflara bakmak için telefonunu eline aldı.
Yanağından öpüldüğü, beline sarıldığı, yan yana oldukları ve sarhoş oldukları belli olan bir sürü fotoğraf vardı. Düpedüz magazin oyunuydu, bunu kendisi de biliyordu. Fotoğraflarda da aslında bir şey yoktu.
Bu yüzden kendini kırgın olacak bir şey yok diye ikna etmeye çalıştı, herkesin başına gelebilirdi. Bir yere giderdiniz, içerdiniz, dağılırdınız ve işte! Magazin yanınızda olan herkesi sevgiliniz diye etiketlerdi ve bundan kurtulmanız uzun sürerdi.
Oikawa kendi içini rahatlatabilmişti, başka bir şey olacağı yoktu zaten. Iwaizumi onu aldatacak birisi değildi.
Gözlerini kapattı, yarın ne yapacağını iyice düşünebilirdi.
"Saçmalama Akaashi!" diye bağırdı Iwaizumi. Uzun süredir arkadaşına sesini yükseltmiyordu, o yüzden Akaashi şaşkınlıkla geriledi.
"Yapmak zorundasın, madem sevgilin anlayışla karşılayacak." dedi kestirip atarak.
"Ben ne bunu Oikawa'ya söyleyebilirim, ne Leslie, ne Oikawa bunu kabul eder. Kafayı mı yedin Keiji?" dedi sinirden gülerek Iwaizumi.
"Kariyerini kurtarmak için bu yapılacak, otur düşün, neyi nasıl yapmak istediğini. Konuşma işini ben hallederim." dedi Akaashi.
Iwaizumi giden menajerinin arkasından bakakaldı. Ondan istediği şey o kadar anlamsız, o kadar rahatsız ediciydi ki. Herkes geçsin, kendisi böyle bir şeyi kabul edecek birisi değildi. Kariyerini kurtarmak için başkasıyla sevgili gibi yapmayı kabul edecek birisi değildi. Evet, ne kadar sarsıldığını görüyordu ama bu yola bunları bilerek girmemiş miydi zaten? Girmişti.
Akaashi ise verdiği "emirden" geri dönmeyecekti. Normalde asla Iwaizumi'nin isteği dışında bir şey yapmazdı, onu zorlamazdı ama bu sefer arkadaşı olarak değil menajeri olarak yaklaşmalıydı. Oikawa ile sevgili oldukları haberleri her yerdeyken Iwaizumi'nin kariyeri istedikleri yere gitmeyecekti, Akaashi'nin görevi ise bunu durdurmaktı ve evet bulduğu çözüm buydu.
Onun fikrince kimseye zarar gelmiyordu, medyaya Iwaizumi ve Leslie sevgili gibi yansıtılacak, Oikawa ve Iwaizumi kendi özel hayatlarında ne yapacaklarsa yapacak. Bu şekilde Iwaizumi'nin kariyeri güme gitmeyecekti.
"Akaashi." dedi Iwaizumi.
"Efendim?" diye döndü Akaashi elindeki evraklar ile oynarken.
"Ben Leslie ile konuşurum ama Oikawa ile konuşurken yanımda ol." dedi Iwaizumi.
"Doğru karar." dedi Akaashi.
Iwaizumi'ye doğru gelmiyordu ama şöyle bir kariyerine bakınca gördüğü şey düşüş oldu. Evet, en çok konuşulan ikiliydiler ama bu reklamları, gelen tekliflerle doğru orantılı değildi. Her yerde Oikawa ile sevgili olduklarını düşünen vardı, eh yalan değildi ama bu yine de kariyerini iyi etkilememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
starlights [iwaoi] -tamamlandı-
FanfictionTAMAMLANDI. Oikawa ve Iwaizumi alanlarında başarılı iki oyuncuydu fakat aralarında bitmeyen bir rekabet vardı. Birbirlerini sevmiyor, birbirlerinden rol çalıyorlardı. Ta ki, menajerleri onları kandırıp başrolü paylaştırana kadar. iwaoi x au