"Neden mutlu o?" dedi Iwaizumi koltuğunda dönerken. Akaashi onun bu tavrına güldü. Son günlerde kıskançlığı tavan yapmıştı, üstüne zaten filmin son zamanlarına gelmişlerdi. Oikawa ve Iwaizumi böyle giderse tamamen kopacaktı.
"Olmasın mı?" dedi Akaashi.
"Olsun." dedi omuz silkerek, umurunda değilmiş gibi yapmaya çalışsa da, ne kadar kudurduğu belli oluyordu.
"Olsun tabii, her yerde boy boy fotoğrafları da olsun!" diye isyan edince Akaashi gözlerini devirdi.
İkisi de anında derin düşüncelere dalmıştı, Akaashi artık arkadaşının psikolojisinin bozulduğundan şüphe ediyordu. Onun bu halini görmek canını sıkıyordu, içten içe pişmanlık da hissediyordu, sanki tüm bunlara o sebep olmuş gibiydi.
Iwaizumi ise cidden sanki kaybettiğini kabul etmiş gibiydi, her şeyi daha da akışına bırakmış gibi hissediyordu.
"Akşam gelecek misin?" dedi Akaashi, o da neredeyse programı unutmuştu, bugün parti düzenleniyordu film için. Tüm magazin orada olacaktı. "Geleceksin tabii."
"Gelmeme gibi bir ihtimalim yok diye düşünüyorum." dedi Iwaizumi. "Magazine istediğini veririm gelip." dedi ve arkasına yaslandı.
"Bir sıkıntı çıkarmayacağına söz verir misin?" dedi Akaashi, istemeden yanlış bir şey yapabileceğini düşünüyordu, bir açık vereceğini, ters bir şey yapacak gibi geliyordu.
"Veremem." dedi Iwaizumi.
Akaashi ona gergince döndüğünde ise yüzündeki ciddi ifadeyi silip alaycı bir ifadeye bıraktı. "Şakaydı şampiyon, sakin ol." dedi.
"Hadi sete, hadi."
Çekimlerin yoğunluğu yüzünden herkes yorgun düşmüş haldeydi, herkes çok sıkı çalışıyordu ve filmi olabilecek en duygulu şekilde yansıtmaya uğraşıyorlardı.
Bu yoğun tempoda en çok zarar gören Oikawa olmuştu, hem çok fazla sahnesi vardı, hem de sahnelerinin yarısından çoğu aşırı duygu patlamaları içeriyordu.
Şu sıralar duygular da onun için pek iyi değildi.
Ayrıca dolmuştu, evet annesiyle iyi bir gelişme yaşadığı için hiç olmadığı kadar mutluydu neredeyse, Iwaizumi'den sonra birisine ait, bir yere ait olduğunu kesinlikle hissediyordu. Yine de içinde bir burukluk vardı.
"Oikawa, bizimle misin?" dedi Daichi, düşüncelerine dalmıştı.
"Pardon, tekrardan çekelim sahneyi." dedi ve kendini toparladı.
Iwaizumi göz ucuyla onu kontrol etti, dikkatini toplayamadığını fark ediyordu, ona destek olmak istiyordu ama geri tepeceğinden korkuyordu.
Oikawa tekrardan nefes alışverişini düzene soktu, kafasını kaldırdı ve kameraya doğru baktı. O an daha fazla dayanamayacağını fark etti.
"Mola verelim." dedi ve hızlıca kulise doğru adımladı, kendini kaba biri gibi hissediyordu şu an. Normalde izin almadan mola verdirtmezdi ya da kaçmazdı.
Dayanamamıştı.
Kendini topladığı yalanının arkasına sığınmak zor geliyordu, özellikle onunla bu kadar yakınken.
Her dakika gözünün içine bakıp nasıl kendisini ikinci plana ittiğini görüyordu, canını acıtıyordu. Bunu demek istemiyordu, dile getirmekten kaçınıyordu çünkü bencil hissedecekti.
Ama Oikawa, Iwaizumi için vazgeçerdi.
Ne ara aptal aşığa dönüştüğünü sorguladı, gerçi şöyle bir bakınca ilk ona kininin nasıl başladığı bile ne zaman dönüştüğünün bir kanıtıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
starlights [iwaoi] -tamamlandı-
FanfictionTAMAMLANDI. Oikawa ve Iwaizumi alanlarında başarılı iki oyuncuydu fakat aralarında bitmeyen bir rekabet vardı. Birbirlerini sevmiyor, birbirlerinden rol çalıyorlardı. Ta ki, menajerleri onları kandırıp başrolü paylaştırana kadar. iwaoi x au