veintidós

625 102 253
                                    

Ayrılık her ilişkinin parçasıdır, bu durumdan kaçınabilen bir tane bile ilişki yoktur, belki sonsuza kadar ayırır sizi, belki de bir süreliğine ama ayrılık hep vardır.

En kötü ayrılık severek ayrılmak derler, belki de doğrudur, peki hem severek hem öfkelenerek ayrılmak nedir? Hatta, hem severek, hem öfkelenerek hem de ayrılamadan ayrılmak nedir?

Ayrılamadan ayrılmak gerçek bir şeyse eğer, şu an Iwaizumi ve Oikawa'nın başına bu gelmişti.

1 haftadır araları bozuktu, Oikawa evden gitmişti, Iwaizumi'de uğramıyordu eve. Orayı da arkalarında bırakmışlardı, sette profesyonelliğe bürünmüşlerdi, en azından Oikawa öyleydi.

Konuşmuyor, gerekli olmadığı sürece aynı ortama girmiyor, girse bile görmezden geliyordu, sanki Iwaizumi hiç var olmamış gibiydi.

İçinden içine öyle değildi ama acıyla böyle başa çıkabiliyordu, ya da böyle çıktığını sanıyordu.

Iwaizumi, Leslie yalanından sonra o kadar çok düşünmüştü ki, yine de işin içinden çıkamamıştı, bir türlü çözüm bulamamaktan kafayı yiyecek gibiydi.

Kariyeri bir gecede düzelmemişti ama yokuştan alınmıştı, buna tutunuyordu.

Sugawara, birkaç kez hem Akaashi ve Iwaizumi ile konuşmaya çalışmıştı ama duvara konuşuyor gibiydi, onları da suçlamıyordu çünkü bu sorumluluğu biliyordu, aynısını yaşamıştı.

Kimsenin bir şeyle başa çıkma yöntemi kimseyle aynı değildi.

"Akşam Tendou ile buluşmalısın." dedi Akaashi.

"Acil mi?" dedi Iwaizumi kafasını kaldırırken.

"Acil." dedi Akaashi, Iwaizumi eve gitmediği için onda kalıyordu, Akaashi'nin de birazcık zamana ihtiyacı vardı.

"Giderim." diye onayladı. Aslında istemiyordu ama kimseye yük olmak da istemiyordu, zaten kendi gururu yüzünden başına bunlar gelmişti.

"Duş alıp çıkarım." dedi ve ayaklandı.

"Konuşmazsan çözemeyiz." dedi Ushijima arkadaşının omuzunu sıkarken.

"Ne çözümü?" dedi Oikawa ve birayı kafasına dikti, kafasını dağıtacak hiçbir şey yoktu.

"Gururunu siktir etmek bir çözüm." dedi. Ona göre gereksiz bir gururdu, sektörde böyle şeyler olabilirdi, oturup konuşmalılardı, bir şekilde çözüme ulaşacaktı. Ulaşmazsa da yollarını ayıracaklardı, bu belirsizlikten kurtulmuş olacaklardı.

Oikawa zaten oturup konuşmaları gerektiğini biliyordu ama canını sıkan şey her şeyin bitebilecek olmasıydı. Şimdi ise belli belirsiz bir açık kapı vardı, onu kapatmak istemiyordu, yüzüne kapansın da istemiyordu.

"Ben haksız değilim." dedi sertçe, eğer duvarlarını indirirse başına gelecekleri biliyordu. "Bu aşk ikimize de fazlaymış."

"Sevmek gibisi yoktur, hem aşk kime fazla değil ki?" dedi Ushijima ona katılmadığını belirterek.

"Sevmek gibisi yoktur da, sevgi de emeksiz olmaz. Ben her şeye evet diyemem, anlıyor musun? Kendimden ödün vermemek için herkesi kaybettim ben." dedi Oikawa.

"O zaman ders almamışsın, bak, yine kaybettin." dedi. Dost acı da olsa söylemek zorundaydı.

"Sen kabul eder miydin?" dedi anlamazcasına, nasıl birisi bunu kabul ederdi?

"Ben sevince salak oluyorum, ederdim galiba." dedi. Dürüsttü, inkar etmek istemiş olsa da, buydu. "Günün sonunda onunla olacaksam kabul ederdim." diye ekledi.

starlights [iwaoi] -tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin