Esselamu aleykum canım okuyucularım, çocukluğumun ve gençliğimin duygularına en yakından tanık ettiğim nadide parçalarım...
Birilerine, özellikle hiç görmediğim, konuşmadığım ya da bir masada oturup çay içmediğim insanların gönlümde nadide bir yerinin olması ne kadar da garip değil mi?
İnanın aynı duyguyu, benimle mesaj yoluyla iletişime geçen ve duygularını uzun uzadıya kelimelere döken onlarca insandan sonra yaşamış olmak sizi böyle adlandırmama yetti de arttı bile.
Uzun, upuzun yollar aştık sizinle ve ben sizin ellerinizde büyüdüm aslında. Annemin bile bilmediği duyguları siz beni okurken tek tek şahit oldunuz. Yeriniz bende asla yadsınamaz.
Öncelikle Siyaz için yeni bölümü yazmaya başladım ve mutlu son bekleyenler için en güzel haline kavuşur kavuşmaz paylaşacağım. Ve sanıyorum pazartesiden sonra sizinle buluşmaya hazır olacaktır. Alaca ise birkaç bölüm toplu olacak şekilde ondan birkaç gün sonra yayında olacak diye tahmin ediyorum. Tabi bu aşamada sizi bensiz beni de sizsiz bıraktığımın farkındayım.
Bunu telafi etmek için ise size güzel bir armağanım var.
Bir blog hesabım var ve sıklıkla yazı paylaşıp kendi kendime okuyup siliyorum. Kendimi hala çok fazla acemi bulduğum için daha yeni yeni insanlarla paylaşma cesareti edinebildim. Orada haftada bir ya da birkaç günde bir paylaştığım yazılarımda buluşmak için daha fazla beklemenin doğru olmayacağına karar verdim. Benim satırlarımı dört gözle beklediğini bildiğim sizlerle orada da buluşmayı çok isterim.Blog hesabımın linkine profilimdeki hesap bilgileri kısmına ekliyorum.
O hesabıma istediğiniz zaman, uygulamasız bir şekilde linke dokunup ulaşabilirsiniz. Oradaki yorumlarda, güzel fikirlerinizle buluşmak dileğiyle.
Ve sizden ricam; adeti bozmayalım. Orada okuduğunuz ilk yazıma tarih ve saati yorum olarak bırakırsanız çok memnun olurumSelam ve dua ile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALACA (İslami)
DuchoweGenç adamın sinesini tokatlıyordu nefesi. İçinde Yemen'den başlayan bir alev... Aldığı havadisi, canı pahasına yetiştirmek için koşuyordu Filistin topraklarında. Öyleki karşısına dağ çıksa, eriyecekti heybetinden. Bir an sendelese yeryüzü birbiri...