11. Yankı

2.7K 216 24
                                    

-Furkan

"Günaydın Esma Teyze!" sesim mahallede yankılanırken karşı binanın balkonunda çiçeklerini sulayan yaşlı kadın bakışlarını bana çevirmiş, "Günaydın." diye karşılık vermişti. Balkon arkadaşlığı kurduğum Esma Teyzeyle gitgide samimi olmak eğlenceli bir hal alıyordu.

Yalnız başına yaşayan kadın, her sabah çiçeklerini sulamak için balkona çıktığında beni görür ara sıra laflardık. "Hala seremedin mi şunları?" sitemle mutfaktan konuşan annem bir anda keyfimi kaçırmıştı. Elime aldığım ıslak pantolonu çamaşır teline asarken, "Bana sadece iki üç parça demiştin, sepet ağzına kadar dolu! Bir zahmet uzasın." çemkirerek cevap vermiş, diğer kıyafeti elime almıştım.

"Çok konuşma! Ben işe gidiyorum, baban aşağıda bekliyor. Kahvaltı masada hazır, öğlen yemeği de ocağın üstünde." aceleyle söylediklerini algılamaya çalışırken elini saçlarıma daldırıp birbirine karıştırmıştı.

Bir şey dememe fırsat vermeden gittiğinde dudak büzüp işime devam ettim. Son elbiseyi de astığımda rahatlıkla nefes verip içeri geçtim. Sabah kalkar kalkmaz çamaşır asmak zindan azabı gibi çekilmeyen bir şeydi.

Karnımdan gelen garip sesler beni, masanın üstündeki şahane kahvaltıya teşvik ettiğinde usulca sandalyeye oturdum. Cumartesi gününe yalnız başıma eşlik ederken önümde beni bekleyen yemeklere gömülmüştüm.

...

Kahvaltımı sıkıcılıkla sonlandırıp masayı toplamış, tezgahta biriken bulaşıklara istemsizce girişmiştim. Yerleştirdiğim tabaklarla makine ağzına kadar dolduğunda deterjanı koyup çalıştırmış, tezgahta kalan tava ve doğrama tahtasına yönelmiştim.

Elimdeki süngerle bulaşıkları güzelce köpüklerken duyduğum kapı sesiyle irkildim. Hızlıca ellerimi suya daldırırken tekrar zil çaldığında, "Geliyorum" diye bağırmış, mutfaktan kapıya yönelmiştim. Kulpu aşağı çekip açtığımda içeri giren soğuk havayla ürpermiş, bana tebessüm eden üst komşum Nesibe Teyzeyi fark ettiğimde sevecen bir tavırla ona bakmıştım.

"Günaydınlar efenim!" mütevazı bir ifade takındığımda sessiz bir kahkaha bırakırken, "Günaydın kuzum." demiş konuşmaya devam etmişti. "Yoğurt mayası almaya gelmiştim. Malum evdekilere yetişmiyor." sözlerinin sonunda yakınırken , "Ne şanslı kadınsın Nesibe Teyze, annem birkaç gün önce yapmıştı." deyip elinde tuttuğu kaseyi aldım. "Doldurup geliyorum." memnuniyetle mutfağa yönelip dolabı açtım.

İçinden çıkardığım yoğurt tenceresinden kaseyi sonuna kadar doldurup tekrar kapıya gittiğimde gördüğüm kişiyle sırıttım. "Oo Hayriye Teyze, günaydın!" ortamdaki sessizliği bozarken elimdekini Nesibe Teyzeye uzattım.

Hayriye Teyze, bizim tonton alt komşumuzdu. Mahallede herkesle güzelce anlaşsada bir geçinemediği kişi yanında duran Nesibe Teyzeydi. "Günaydın oğlum, bakıyorum da hamaratlığın yine göz önünde." beni iyice şımartması hoşuma gidiyordu.

"Ne sandınız... Bu arada Hayriye Teyze, bana geçen gün öğrettiğin düz örgü modelinde baya ilerledim." hevesli sesimle kapıya yaslanırken yüzündeki gülümseme büyümüştü. "Başka zamana tunus örgüsünü gösteririm." keyifle konuşurken elinde tuttuğu keklerle dolu tabağı bana uzattı. "Al oğlum, kek yapmıştım sana da getireyim dedim." tabağa aşkla bakarken, "Hazırlarken çağırsaydın, beraber dedikodu yapardık." alaylı sesimle kahkaha attığında nedensizce bende gülmüştüm.

"Bak, yine beni konuşmaya tutuyorsun. Öğlen mahalledekilerle günümüz var, bir şeyler hazırlamalıyım." sözleri biter bitmez, "Anca hazırlarsın zaten!" diyerek iğneleyici tavrıyla araya giren Nesibe Teyzeyle ortamda gerginlik oluşmuştu.

ABİS [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin