Ari bir adım daha gerilediğinde Baekhyun onun kaçacağını düşünüp öne uzandı. Bu çaba bile yeni yeni hareketlenmeye başlamış kızı olduğu yere kilitledi. Aynı anda hissettiği bir sürü duygu başını döndürüyordu. "B-ben üzgünüm."
"Konuşmadan önce oturmak ister misin? Kötü görünüyorsun."
Baekhyun kaşlarını çatarak iyice karşısındaki bedene yaklaştığında Jin Ae sertçe yutkundu. "Sana yalan söylemek istemedim."
"Tamam, biliyorum. Önce otur, tamam mı? İlk karşılaşmamızda bayılman çok hoş olmaz."
Kızı kollarından yakaladı ve az önce Choi Ran ile oturdukları battaniyenin üzerine çökmesini sağladı. Sonra da kenara bırakılmış su şişesini ona uzattı. "İşte. Önce sakinleş."
"Teşekkür ederim."
Sessizce Jin Ae'nin biraz olsun rahatlamasını beklediler. Baekhyun bu süreyi, daha önce elde edemediği bir fırsatı yakalayarak, kızı incelemek için kullandı. Şu an çok utandığı için olsa gerek yanakları pembeleşmiş daha sevimli bir hal katmıştı ona. Yüzünü saklamak için kullandığı saçlarını bir an geriye itmek istese de tuttu kendini Baekhyun.
"Daha iyi misin?"
"Hı-hı." Cevabını pekiştirmek için başıyla da onayladı oğlanı. Hala yüzüne bakacak cesareti toparlayamıyordu. "Bana kızgın mısın?"
Fısıltı halindeki sese gülümsedi Baekhyun. "Bilmem? Kızgın mı olmam gerekiyor?"
"Y-yani..."
"Kızmama sebep olacak bir şey yaptın mı ki? Ah! Gerçi son konuşmamız biraz beni kızdırmış olabilir ama onu da şu an ileri sürüp bu güzel anı mahvetmek istemiyorum."
"Ben gerçekten çok özür dilerim Baekhyun. Senin numaranı araklayıp sana saçma sapan mesajlar attım, seni rahatsız etmiş olmalıyım."
"Jin Ae sorun yok, ayrıca anlayabilmem için biraz daha yavaş konuşur musun?"
"üstelik sanal da olsa tanışmıştık ve ben hiç tanışmamışız gibi davrandım... Şimdi düşünüyorum da delirmiş olmalıyım. Bunu hangi cesaretle yapmışsam?"
Baekhyun kendini dinlemekten uzak, gözlerini ellerine dikmiş bir şeyler söyleyen kıza iç çekerek baktı. Hayal ettiğinin aksine Jin Ae korkmuş görünüyordu. Sesini biraz daha yükseltti. Amacı tamamen onun dikkatini çekebilmekti. "Güzelim sen beni dinliyor musun?"
"Hıh? Ne?"
Baekhyun'un yanaklarını kavramış ellerini sonradan idrak etti Jin Ae. Nefesini tuttu ve şaşkınca yüzüne baktı sevdiği çocuğun. Gülümsüyordu.
Hayalindeki gibiydi gülüşü, gözlerindeki parıltı.
"Güzel, şimdi ortam biraz daha hayal ettiğim gibi."
"Sen... Ben-"
Baekhyun daha fazla tutmadı kendini. Dudaklarını birleltirdi kızınkilerle.
Biraz ileriden, Sehun'un bağrışlarını duysa da heyecandan çınlayan kulakları daha baskındı. Yavaşça geri çekildiğinde Jin Ae'nin gözlerini sıkıca kapattığını fark etti. Dayanamadı burnunun ucuna da küçük bir hediye bıraktı. Sonra da mırıldandı: "Sanırım bu seni ikna etmeye yeter."
Ari yavaşça araladı gözlerini. "Aman tanrım. Sanırım ölüyorum."
"Açıkçası ben de bu kadar heyecanlanacağımı düşünmemiştim."
Nihayet kız hareket edebilmiş, elini Baekhyun'un göğsüne gevşekçe yerleştirmişti. Bununla birlikte oğlan hafifçe geri çekildi. Jin Ae için biraz daha boş alan sağlamaya çalışıyordu kendince. Ellerini de omuzlarına indirdi.
"Sonunda karşıma çıktığın için mutluyum Jin Ae. Daha ne kadar kendimi tutabileceğimi bilmiyordum."
"N-nasıl yani? Biliyor muydun?"
"Sandığın kadar boş biri değilim." Baekhyun keyifle güldüğünde Ari hala olanlara inanamıyordu. "Bana kızmadın..."
"Evvet. Aslına bakarsan az önce seni öptüm. Buna daha çok şaşırman gerekiyor."
"Tanrım! O gerçek miydi?"
"Sen... Gerçekten..." Kelimeleri arasına kahkahası karıştı Baekhyun'un. "Bir daha yapmamı ister misin?"
Jin Ae başını karşısındaki göğse gömerken "Baekhyun," diye mırıldandı. Diğeri ise kızın kendisinden utanmasına rağmen yine ona sığınmasını sevimli buldu.
"Kötü sonla bitmedi."
"Daha iyi olamazdı."
"Baekhyun?"
"Efendim?"
"Gerçekten sensin..."
"Evet benim, senin sevgilin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mochi | Byun Baekhyun
Fanfic+82...: Ben... Sana biraz kırgınım. *** Gecenin bir vakti gelen mesajın bir hata olduğunu düşündü Baekhyun. Kim ona neden böyle mesajlar atacaktı ki? *Texting