Jin Ae:
Geçen gün için özür dilerim...
:(((
"Göreceğini sanmıyorum. Şu an derste olmalı."
"Dersten çıkınca görür. Ayrıca... Kızım sen tam bir malsın! Çocuk sana fırsatı altın tepsiyle sunmuş, sen hala söylememişsin gerçeği."
"O etraftayken düzgün düşünemiyorum ki..." Jin Ae alt dudağını sarkıttığında arkadaşı Choi onun bu tatlı ifadesine acıyarak baktı. "Senin yüzünden erkenden yaşlanacağım diye çok korkuyorum."
"Doksan yaşına da gelsen değişmezsin sen."
"Yılışma şimdi. Plan yapalım. Uzatmaları oynuyorsun, eline yüzüne bulaştıracaksın yakında her şeyi."
"Aynı fikirdeyiz de işte... Ne yapmam gerekiyor?"
"Direk karşısına çıkıp ne hissediyorsan söyle bence."
"Onu kandırdığım için kızarsa?"
"Onu kandırmadın."
"Nasıl kandırmadım? Beni aslında tanıyor Choi."
"Sana gelip sen Jin Ae olan Ari misin diye sordu mu hiç? Sormadı. Teknik olarak onu kandırmış sayılmazsın." Kız kafası karışmış bir şekilde Choi'ye baktığında arkadaşı başını iki yana sallayıp "Direk mesaj atsan," diye yeni bir öneri sundu.
"Olmaz. Direk karşısına çıkmak istiyorum."
"E ama sen de hem ayranım dökülmesin hem de g-"
"Şşş! Küfretmek yok!
"Onu çizdiğin resimlerinden birini hediye et. Köşesine de not bırakırsın."
"Yüz yüze dedim..."
"Resmi sen vereceksin ya salak. İmzanı gördüğünde anlar sen olduğunu Jin Ae'nin."
"Aaaah! Bilmiyorum." Oturduğu yerde tepindiğinde öne sürülmüş planlardan birini yürürlüğe koyamayacağını düşünüyordu. "Pratik mi yapsak?"
"Ne?"
"Sen Baekhyun'muşsun gibi."
"Saçmalıyorsun."
"Hayır, saçmalamıyorum."
"Ben Baekhyun değilim. Karşımda heyecanlanmazsın salak!"
Choi Ran ileride arkadaş grubuyla kendilerine doğru yaklaşan Baekhyun'u fark ettiğinde Jin Ae'ye attığı kaçamak bakışları da beraberinde fark etti. Gözlerini onlardan çekmeden sordu: "O da senden hoşlanıyor olsa, bu kadar gerilir miydin?"
"Sanmıyorum."
"Bence o da senden hoşlanıyor."
Kocaman bir kahkaha attı Jin Ae karnını tutarak. O sırada Choi Ran'da Baekhyun'u el hareketiyle yanlarına çağırdı. Oğlan başta tereddüt etse de çekingen adımlarını ikiliye taşıdı. Ari'nin geldiğinden haberi olmadığını biliyordu.
"Hyung nereye?"
"Kyungsoo Sehun'u sakın peşimden gönderme. Sakın!" Baekhyun'un arkasına dönerek sessizce söylediği cümleler üzerine Soo Sehun'u kolundan yakalamış olduğu yere sabitlemişti. Meraklı gözlerini önde yürüyen arkadaşından da çekmedi.
Baekhyun iyiden iyiye onlara yaklaştığında Choi Ran, Jin Ae'yi oturduğu yerden kaldırdı. Aralarındaki o kısacık mesafe de kapanmadan sordu bir çırpıda: "Sen gerçekten onun karşısına çıkmak istiyor musun? Olabilecek en kısa sürede?"
"Evet."
"Tamam o zaman, bunu yaptığım için bana daha sonra kızarsın."
"Ne?"
Jin Ae'yi omuzlarından tutup Baekhyun'a çevirdiğinde ikisi birden aynı tepkiyi vermiş ufakça oldukları yerde sıçramışlardı. "Bunu yapma." Arı bir çırpıda fısıldadığında Baekhyun "Efendim," diye mırıldansa da cümlenin asıl yöneltildiği kişi ortaya atıldı.
"Baekhyun, arkadaşımla tanış."
"Ne? Biz zate-"
"Jin Ae. Arkadaşım Jin Ae. Tanıştığına memnun oldun değil mi? Evet. Ben en iyisi gideyim, sizin konuşacaklarınız vardır."
Ari'nin kulakaları uğuldamaya başladığından arkadaşının kurduğu uzun cümleyi algılayamamıştı. Kalp atışları iyiden iyiye göğsünü zorlayınca hafifçe geriye adımladı. Baekhyun'da ne yapması gerektiğini bilmiyordu.
İkisi ortaya atılmış gerçeklikle birbirlerine öylece bakakalmıştı.
***
Sonraki bölüm final :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mochi | Byun Baekhyun
Fanfiction+82...: Ben... Sana biraz kırgınım. *** Gecenin bir vakti gelen mesajın bir hata olduğunu düşündü Baekhyun. Kim ona neden böyle mesajlar atacaktı ki? *Texting