5.Bölüm - Türk müsün?

269 24 7
                                    

Bir Tutam Sarı…

5.Bölüm

Herkese merhaba! İşe yeni bölüm ve ayrıca medyada yeni hazırladığım tanıtım filmi var. Mutlaka izleyin. O zaman bu bölümlerin sadece geçiş bölümü olduğunu ve asıl eğlenceli bölümlerin ileride başlayacağını anlarsınız. Ve karakterleri görmüş olursunuz. (videoda bir yerde hata yapmışım bakalım kimler o hatayı fark edecek.:) )

****

“Demek sende Türksün.”dedi. Bir dakika bu Türkçe mi konuştu?

***

“Sen..” dedim ama cümlemin sonunu getiremedim. Çok şaşırıştım. Tamam, burada bir Türk’le karşılaşmayı hiç beklemiyordum. Sonuçta Dubai’deyim. kim burada bir Türk’le karşılaşmayı bekler ki?

Şu an yüzümden şaşkınlığımın anlaşıldığına yemin edebilirim. Çoğu zaman yüzümden ya da hareketlerimden kimse duygularımı anlayamaz. Tabi şu an hariç çünkü yüzümün halini tahmin edebiliyorum. Kocaman açılmış gözler ve nerdeyse ‘O’ şeklini almış ağız.

“Öyle şaşkın ördek yavrusu gibi bakmayı kes. Tamam, çok tatlı görünüyorsun ama etraftakiler yanlış anlayabilir.”dedi piç smile yaparak. Tarım bu çocuk gülmeden duramıyor mu?

‘Kendine gel Eliz!’dedim kendime kendime. Ağzımı kapattım. Kendimi tatile bile rezil edebiliyorum. Sanırım bu benim kaderim.

“Sonunda Türkçe konuşabildiğim için çok mutluyum. Günlerdir etrafımdaki herkesle İngilizce ya da her hangi bir dilde konuşmaktan yorulmuştum.”dedi. Hala piç smile yapıyor. Hiç mi yanakların yorulmuyor ya? “Burada bir Türk’le karşılaşmayı hiç beklemiyordun değil mi? Bende hiç beklemiyordum.”

Sonunda kendime toparladığımda konuşmaya başladım.

“Sen Türk müsün?”

Tamam bu soru saçma oldu. Ama şu an ki şokla ancak bu kadar.

Benim sorumdan sonra sol dirseğini masaya dayadı ve biraz öne doğru eğildi.

“Cevap veriyorum. Evet, Türk’üm.”dedi. Bir de benle dalga geçiyor. Bundan tatilde bile kurtulamıyorum. “Peki, sen Türk müsün?”

“Benimle dalga geçme! Ne bileyim ben senin Türk olduğunu. Emin olmak istedim.”dedim. Ne var kendimi savunmam lazım. Zaten ‘Şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemedim.’diyecek halim yok ya.

“Adımdan bile Türk olduğumu anlaman lazımdı.” Adı mı?

“İyi de ben adını bilmiyorum ki?” dedim.

“O zaman kendimi tanıtmama izin ver. Ben Akaz. Ve sen de..” e’leri uzatarak söylemişti son kelimesini.

Ben tam bir aptalım. Bana adını sordurttu. Buna kandığıma inanamıyorum. Gerçektende böyle bir numarayı yuttum. Gerçekten ahhh… O yüzünde ki sırıtışı silmek için boğazına yapışmak istiyorum. Ama bunu yapamam. Birinci neden etrafta fazlaca insan var ve ben kendimi rezil etmek istemiyorum. İkincisi ise maşallah taş gibi varlık. Beni ne kadar sinir etse de onunla konuşmak bile güzel. Ayrıca ben bu tatile gelirken kendime en az bir arkadaş edinmek üzere söz vermiştim. Bu kişi neden şu anda tam karşımda ki oturan yakışıklı varlık olmasın. ;)

Bazen kendi sınırlarını geçmen gerekir. Kendine veya etrafındakilere zarar vermedikten sonra istediğin kadar uzaklaşabilirsin. Ve buna engel olmak isteyenlere karşı kendini savunabilirsin.

“Ben… Eliz.” Dedim. İster istemez biraz tedirgin olmuştum.

“Tanıştığımıza çok memnun oldum, Eliz.” Adımın z’sini uzatarak söylemişti. Bunun sinir bozucu olması beklerdim ama Akaz söyleyince çok tatlı ve komik olmuştu.

Bir Tutam Sarı... #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin