Bir Tutam Sarı…3.Bölüm
Kafam önüme eğmiş yemek yeken karşı sandalyenin çekilmesiyle kafamı kaldırıp karşıma oturan kişiye baktım.
Onu daha önce görmemiştim. Ama bendeki ilk izlenimi öz güvenin fazla olduğuydu. Hatta aşırı derecede fazlaydı. Çünkü hiç tanımadığının birisinin masasına böyle pat diye oturmak aşırı öz güven gerektiriyordu.
Ben ona bakarken o sandalyeye oturdu ve iyice aşağıya kaydı. Sonra da Kafasını aşağıya eğdi.
Yüzünü net olarak görememiştim. Ama saçları kahverengiydi ve hoş bir şekilde dağıtılmıştı. Bence bu saç modeli her erkeğe yakışmasa da birçok erkekte çok güzel duruyordu ve şu an karşımda oturan kişide de aynı şekilde çok güzel durmuştu. Sanırım…
Yüzünü göremesem de genç duruyordu. Öyle çok büyük durmuyordu. Ama boyu benden uzun gibiydi. Ki kesinlikle öyledir. Çünkü tanıdığım – burada tanıdığımdan kastım, aynı sınıfta olduğum ve benimle uğraşmaktan zevk duyan sözde arkadaşlarım oluyor. – herkes benden uzundur. Ayrıca yapılıda bir vücudu vardı.
Üzerinde gri bir tişört vardı. Üzerindeki tişört o kadar dar olmasa da altından kasları belli oluyordu. Büyük ihtimalle vücut çalışıyor olmalıydı. Altında bir kot pantolon vardı ama dar olanlardan değildi.
Şöyle bir bakınca aslında hoş bir tarzı vardı.
Ne saçmalıyorum ben böyle! Hiç tanımadığım biri gelmiş masama oturmuş, bende onu inceliyorum. Derin bir nefes aldım. Konuşmaya pekte niyeti yoktu anlaşılan beyfendinin ama bende konuşmayacaktım.
Normal bir insan masasına böyle oturan birine ağzının payını verirdi. Ama ben bunu yapmayacaktım. Neden yapmayacağımın ise çok basit bir açıklaması var. Çünkü ben asosyalim.
Bir süre daha kafası öne eğik durduktan sonra kafasın hafifçe kaldırdı ve geldiği yöne baktı. Anlaşılan aradığı kişiyi görememişti. Önüne dönünce bana baktı ve kafasını tamamen kaldırdı. Sandalyede doğruldu ve aramızda duran masaya ellerini koydu ve öne eğildi.
Sonunda yüzünü görebilmiştim. Gözleri mavinin ağır bastığı bir elaydı. Normal bir burnu vardı. Yani yüzüne uyan bir burnu varı. Dolgun ve hoş dudaklara sahipti. Genel olarak bakınca gerçektende yakışıklıydı.
Benle yaşıt gibi duruyordu. Yani 17 ya da 18 yaşında olabilirdi. Ama yinede tam olarak emin olamıyordum.
Ben ona bakıyordum. Aynı onun bana baktığı gibi. Ama konuşmaya pekte niyeti yok gibiydi.
Delici bakışları vardı. Beklide gözlerinin renginden dolay öyleydi. İnsanda gözlerini kaçırma isteği oluşturuyordu. Buna rağmen gözlerine bakmaya devam ettim.
En sonunda bana bakmaktan vazgeçti ve gözlerini kaçırdı. Anlaşılan benim mavi olmasına rağmen daha çok gri gibi görünen gözlerim onu benden daha çok rahatsız etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Tutam Sarı... #Wattys2015
ChickLitBen, o en arka sırada oturan ve kimsenin ilgisini çekmeyen o kızım. Pardon! Sadece eğlencelik aradıklarında fark ettikleri o kızım. Yanından geçerken laf attıkları ve yüzüne bile bakılmayan o kızdım işte :/ 'İşte bende o kurbağa gibi çevredeki büt...