İyilik varmış kötülük yokmuş. Sokaklar yağan karla bembeyaz olmuş. Evin içi iyice soğumaya başlamış. Evin abisi hemen sobayı yakıvermiş. Soba yandıkça herkes ısınıyor mutlu oluyormuş.
Evin büyük kızı sobanın üzerine çaydanlığı koymuş. Tabağa koyduğu kestaneleri de sobanın üzerine yerleştirmiş. Çay bardaklarının olduğu tepsiyi odaya getirmiş. Her cuma günü olduğu gibi sobanın etrafında toplanmışlar.
Cuma namazından gelen tonton dede büyük ve biraz yerden yüksek olan minderine oturmuş. Torunları ise dede oturduktan sonra daha küçük ve yüksek olmayan minderlere yerleşmiş. Dedeleri hem yaşça büyük olduğu için hem de ilim anlatacağı için özel mindere oturuyormuş.
Ortamı hazırlayan evin abisi ile ablasının iki küçük kız kardeşi daha varmış. Biri altı diğeri ise 4 yaşındaymış. Onlar da sohbet dinleye dinleye çok sevmiş ve alışmışlar.
Altı yaşındaki Zehra heyecanla sormuş.
- Dedecim. Bu cuma günü bize ne anlatacaksın?
Ablası konuşmaya başlayınca dedesine daha çok yanaşmış dört yaşındaki Rukiye.
- Yavrularım. Güzel torunlarım. Bugün size sadakatten, dostluktan bahsedeceğim. Dostluğu çok güzel olan bir adamı anlatacağım.
Evin ablası Hatice kimden bahsettiğini anlasa da sessizliğini korumuş.
Rukiye daha fazla dayanamayıp "Kim o dede kim kim kimmm" Diye sormuş yerinden doğrularak.
Rukiyenin başını okşayıp tebessüm eden dedesi devam ederken Hatice çayı bardaklara doldurmuş.
- Hz. Ebubekir yavrum. O güzel sahabeyi anlatacağım. Efendimiz'e s.a.v olan dostluğu dillere destan yavrularım.
"Hz. Ebubekir Radıyallahu Anh (Allah ondan razı olsun) İslam gelmeden önce bile günahlara kapılmazmış. İçki içmezmiş. Harama bakmazmış. Huyu çok güzel bir adammış.
Merhametli, şefkat dolu, sakin ve dürüstmüş. Birçok konuda da tecrübesi varmış. Yüzü hep gülermiş. Çok mütevazi ve cömertmiş. Malını asla sakınmaz ihtiyaç sahiplerine dağıtırmış.
Peygamber Efendimiz s.a.v İslam'a davet ettiğinde ilk Müslüman olanlardan biriymiş Hz. EBUBEKİR (radıyallahu anh). Efendimiz'e s.a.v bir konuda müşrikler inanmadığında Hz. EBUBEKİR inanırmış. O asla yalan söylemez ne derse doğrudur dermiş. O kadar sadık o kadar güven doluymuş Rasulullah Efendimiz'e (s.a.v).
Tonton dede çayından bir yudum almış ve devam etmiş.
Bakın yavrularım. Hz. Ebubekir'in kızı ve Rasulullah Efendimiz'in s.a.v eşi Hz. Aişe annemiz anlatmış.
Rasulullah s.a.v biricik dostu Hz. Ebubekir'in evine her sabah ve ya akşam uğrarmış. Ama bir gün öğle vakti uğramış. Tabi dostu buna çok şaşırmış. Hz. Muhammed s.a.v Efendimiz bu vakitte uğradıysa mutlaka önemli olmalı demiş Hz. Ebubekir.
Hz. Ebubekir oturduğu yerden kalkıp yerini canından çok sevdiği Peygamber Efendimiz'e vermiş.
O sırada Hz. Ebubekir'in kızları Esma ile Aişe annemiz de oradaymış. Rasulullah s.a.v mühim bir mesele konuşacağı için "Odadakileri dışaeı çıkar" buyurmuş. Hz. Ebubekir ise onların yabancı olmadığını kendi kızları olduğunu söylemiş ve:
- Anam babam sana feda olsun, bu mühim mesele nedir? diye sormuş.
Rasulullah Efendimiz s.a.v:
-Allah Teâlâ bana Mekke’den çıkarak hicret etmeme izin verdi diye buyurmuş.
Bunun üzerine Hz. Ebubekir heyecanlanmış ve hemen sormuş.
-Ey Allâh’ın Resûlü! Ben de Sana arkadaşlık edecek miyim?
Peygamber Efendimiz s.a.v "Evet beraberiz" deyince Hz. Ebubekir mutluluktan ağlamış. Hz. Aişe o güne kadar mutluluktan ağlayan bir kimse hiç görmemiş. Babasının ağlamasına çok şaşırmış.
İşte böyle yavrularım. Hz. Ebubekir öyle mübarek insanmış ki etrafındaki herkes ona değer veriyor, incitmekten korkuyormuş. Çünkü o hem Rabbimiz katında hem de Efendimiz'e iyi bir dostmuş.
Rasulullah s.a.v ile gece geç saatlere kadar oturur Müslümanların meseleleri hakkında konuşurlarmış. Hem dost hem sırdaş hem de çözüm adamıymış.
- Bu kadar mıydı dedecim?
Zehra üzülerek sormuş. Rukiye de ayağa kalkıp dedesine sarılmış.
- Biraz daha anlat dedecim lütfeeen.
Tonton dede gülmeye başlamış. Boynuna atlayan torununa sarılmış.
- Şimdilik yeterli yavrularım. Bir dahaki sohbetimiz de Hz. Ebubekir'in hayatıyla devam edeceğiz. Hadi şimdi çaylarımızı içelim, kestaneleri soğutmayalım.
Zehra düşünceli bakışlarla dedesine bakmış. Dedesi bunu fark edip "Hayırdır kızım" Diye sormuş.
-Dede... Ben de Hz. Ebubekir radıyallahu anh gibi Efendimiz'e dost olmak isterdim. Onun gibi her sıkıntısına çare bulmak isterdim.
-Hay Allah. Benim güzel torunum üzülmüş. Gel bakalım önce yanıma. İstersen yine dost olabilirsin?
Zehra çok şaşırmış.
-Nasıl dedecim nasııııl?
-Rabbimizin emirlerini yerine getirerek. Namaz kılarak, oruç tutarak. İbadet ederek yani. Efendimiz'in sünnetlerine uyarak. Çok güzel bir dost olabilirsiniz yavrularım.
Zehra ile Rukiye ayağa kalkmış birbirine sarılmaya başlamış.
-Seni çok seviyorum kardeşim Rukiye.
-Bende seni çok seviyorum ablacım.
Dedeleri şaşırarak gülmüş.
- Ne oluyor kuzucuklar?
Zehra dedesine dönerek;
- Peygamber Efendimiz'in buyurduğu gibi yaptık dedecim. "Biriniz kardeşini (Allah için) seviyorsa, ona sevdiğini söylesin." Buyurduğunu demiştin ya eskiden. Biz de dediğini yaptık ki bizi dost kabul etsin...
Dedeleri ayağa kalkmış ve torunlarını kucaklamış.
-Ben de sizleri çok seviyorum Rabbimin emanetleri... Demiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehra'Ca Dini Masallar - 3 MASAL KİTAP OLDU
Short Storyİyilik varmış, kötülük yokmuş diye başlar BURADA MASALLAR! Ahlakı aşılayan, kötülükten, hayasızlıktan uzak... 🌸🌸🌸 Kırmızı başlıklı kız klasiklerine son..! Bilinçli bir müslüman gerçekte olmayan şeyleri masal diye çocuklarına okumaz.. Böyle çocuk...