İyilik varmış, kötülük yokmuş. Eylül ayı veda etmeye hazırlanırken, yerini ekime bırakmış. Okulların açılmasıyla yeni okullar, yeni sıralar, yeni arkadaşlıklar çocukları bir hayli heyecanlandırmış.
Bir inci gibi sıraya dizilen çocuklar zilin çalmasıyla sınıflarına koşmuştu. Kimi kendisine yer beğenmeye çalışırken, kimileride çoktan yeni arkadaşlar edinmeye başlamıştı bile.
Yüksek bir gürültünün ardından sınıfta tek bir çıt çıkmamıştı. Çünkü içeriye giren öğretmendi. Öğretmen hanım içeriye girdiği vakit herkes susmuş, saygıdan pür dikkat kendisine bakakalmıştı.
-Hayırlı Sabahlar güzel çocuklar..
-TEE-ŞEEK-KÜR-LER ÖĞREEETMENİMM.. diye hepsi aynı cümleyi çıkarmıştı ağzından.
1.sınıfa başlamanın heyecanıyla yanıp tutuşuyordu çocuklar. Hepsinin gözlerinde aynı parıltı vardı. Defter kokusu, kitap kokusu, kalem sevgisi tek tek küçük bedenlerine girmeye başlamıştı.
Tam derse başlayacakları sırada sınıfın kapısı çaldı.
-Tık.. tık.. tık..
Gelen kişi kapıyı 3 kez tıklatıp, öğretmenin gir demesini beklemişti. Çünkü kapalı kapıları tıklatmanın adabıydı bu. İçerideki kişi girebilirsin demeden kapı açılmamalıydı..
- Buyrun demişti öğretmen hanım..
İçeriye giren bir kadın ve bir de elinden tuttuğu küçük bir kız çocuğuydu.
-Gusura bakmayasan ögretmen hanım. diye söyleyen kadının ardından koca bir kahkaha kopmuştu sınıfta.
Kadının konuşma tarzına gülmüştü çocuklar. Annesine gülündüğü için çok üzülmüştü Hayrunnisa. Başını önüne eğmiş hiç konuşmamıştı.
Neden gülündüğünü anlamayan temiz kalpli kadın ise:-Yanlış bir şey dememişem degil mi ögretmen hanım?
Öğretmen hanım çok olgun ve hoşgörülü bir bayandı. Ne çocuklara kızabilirdi, ne de kadına üzülme diyebilirdi. Hemen ortamı toparlamak için çocuklara:
"Neye güliysiniz bu gadar çocuklar?" diye sordu. Öğretmenin dahi bu şekilde konuşmasına hayret etmişti çocuklar. Bu defa gülmek yerine dikkat kesilmişlerdi.
" Bakın çocuklar. Hiç kimsenin eğitimi konuşma tarzıyla belirlenemez. Bu gördüğünüz kadın belki benden daha da bilgilidir.. Bunu hiç birimiz bilemeyiz. Belki benden daha çok tecrübe edinmiştir kim bilir. Ben bu sınıfa öğretmen olarak geldim diye hepinizden daha iyi bilirim anlamı çıkmaz. Her şeyi en güzeliyle bilen yalnızca Allah'tır.. Anlaşıldı mı bakalım?"
Bir yandan tebessüm ediyor bir yandanda açıklama yapıyordu.
Bunun üzerine sınıftan yine tek bir cümle duyulmuştu;
- Ö-ZÜR DİİİLERİİİZ ÖĞRETMENİM.
ÖÖÖZÜÜÜR DİLERİZZZ TEYZEE..Hayrunnisa çok mutlu olmuştu. Daha sınıfa adım atar atmaz öğretmenini çok sevmişti. Ne kadarda anlayışlı ve sevecendi.
Hayrunnisa sınıfa geç girdiği için öğretmeninden özürdilemiş ve sırasına geçmişti. Sıra arkadaşı kendisini süzmeye başlamıştı.
-Önlüğün neden yırtık?
-Kalemliğin yok mu senin?
-Neden defterlerini poşete koydun?
-Okul çantası almadı mı baban?
-Neden cevap vermiyorsun?
Peşpeşe sorular sormuştu sıra arkadaşı.-Yoksa sizin paranız mı yok? diye sormasıyla ağlamaya başlamıştı Hayrunnisa.
-Yeeeteeer! diyerek annesine koştu.
-Anne nolursunnn gidek burdan. Nolursun ben okumak istemiyem.
Hem ağlıyor, hemde annesine sarılmış bir vaziyette yalvarıyordu.
-Ama öğretmenim ben bir şey demedim ki. demişti sıra arkadaşı Büşra.
Üzülmüş bir şekilde Hayrunnisa'nın boy hizasına gelmek için eğilmişti Öğretmen hanım. Sana bir sır vereyim mi dedi elini omuzuna koyarak.
Olur dercesine başını sallamıştı.-Ben küçükken annem merdiven siliyor beni öyle okutuyordu. Sınıfta herkes benimle dalga geçiyordu. Ben ona rağmen kimseye aldırmadım. Çünkü Allah kullarını meslekleriyle değil, kalpleriyle sever. Bunu biliyordum. O yüzden hep kalbimi temiz tuttum ve her hafta anneme yardıma gittim.
Nisa'nın yanından kalkıp sınıfa doğru dönerek devam etmişti.
-Üstelik ders kitaplarımı da yanımda götürüyordum. Biraz anneme yardım ediyor, biraz ders çalışıyordum. Annem "öğretmen olacak benim kızım. Herkese önce Allah aşkı, sonra sevmeyi aşılayacak" diyerek motive ederdi beni.
Her gün sınıfa ellerim şişmiş vaziyette gelirdim. Kalem tutmaktan, anneme yardım etmekten. Çünkü annem yaşlanmış, belinin ağrımasından dolayı merdivenleri silemiyordu.
Bakın şimdi karşınızda duran bir öğretmenim. Evet çocuklar. Anneniz, aileniz ne iş yaparsa yapsın. İster fakir olun, ister zengin. Size lazım olan tek şey azmetmek, sabır göstermek, hedef belirlemek ve insanlara faydalı olmayı kendinize prensip edinmek.. Var mı sorusu olan?
Kimse soru sormamış çocuklar hep birlikte Hayrunnisa'nın yanına gelip onu kucaklamıştı.
"Sende bizim arkadaşımızsın. Benim çok boya kalemlerim var, istersen paylaşabiliriz"
"Benimde silgim çok. Babam kırtasiyede çalışıyor. İstersen sana eksiklerini getirebilirim"
Diye soran çocuklarla Hayrunnisa, tek tek konuşmaya başlamış ve kaynaşmıştı..
...
ANLAMINA BAKILMASI GEREKEN KELİMELER:1.PÜR DİKKAT
2.DİKKAT KESİLMEK
3.(SEVMEYİ) AŞILAMAK
4.AZİM ETMEK
5.SABIR GÖSTERMEK
6.HEDEF
7.PRENSİP#masal #dinimasal #zehracamasallar #hikaye
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehra'Ca Dini Masallar - 3 MASAL KİTAP OLDU
Short Storyİyilik varmış, kötülük yokmuş diye başlar BURADA MASALLAR! Ahlakı aşılayan, kötülükten, hayasızlıktan uzak... 🌸🌸🌸 Kırmızı başlıklı kız klasiklerine son..! Bilinçli bir müslüman gerçekte olmayan şeyleri masal diye çocuklarına okumaz.. Böyle çocuk...