Kelime Sayısı: 807
Dizi: Fate The Winx Saga
***
Arkana hiç bakmadan koştun. Ağaçların aralarından kaçarken yerde fark etmediğin dala takılıp yere düştün. Dalın çıtırtıları kulaklarını doldururken ellerini yere yasladın. Yanığın sesini duyduğunda arkanı dönemedin olduğun yerde öylece kaldığın sırada sıkıca gözlerini kapattın. Tam o sırada Sky ormana koşuyordu ve seni o halde gördüğü an elindeki kılıcı yanığın sırtına yasladı. Başını geriye atarak yüksek sesli bir kükreme çıkardı. Hemen yerden kalkıp arkana döndüğünde ellerinden kristallerin çıkmasına izin vererek yanığa yönelttin. Sivri parçalar bedenine saplanırken Sky kılıcı sırtından çıkarıp savurdu ve yanığın boynundan kesti. Bedeni yere düşerken derin bir nefes alıp arkandaki ağaca yaslandın.
Sky: İyi misin?
Endişeli bakışlarını vücudunda gezdirdi.
Y/N: Evet iyiyim, sağ ol.
Sky'ın yüz ifadesi rahatlarken başını salladı.
Sky: Geri dönmeliyiz.
Okula yürürken ikiniz de hiç konuşmadınız. Sessizliğin hakim olduğu bu yolculuğun sonuna gelince odana çıkıp yatağa uzandın.
Sky ile iyi bir geçmişiniz yoktu. Ailen ile Sky'ın ailesinin geçmişten gelen düşmanlıkları vardı. Her ne kadar üstünden zaman da geçmiş olsa bile ikinizin arasında bu sebeple oluşan bir gerginlik mevcuttu. Az önce yaşananlar için yine de ona minettardın.
___
Ertesi gün en rahat eşofmanlarını giyip bahçeye çıktın. Dersiniz dövüştü. Peri olmana rağmen bu konuda fena sayılmazdın. Sky ve diğer öğrenciler ile eşleşecektiniz bu derse özel. Herkes kendi eşini seçiyordu bu konuda şanslı olduğunu düşünerek etrafına bakıyordun. Riven'ın gülümseyerek sana doğru geldiğini gördüğünde sen de ona gülümsedin. Sky kolunu uzatıp onu durdurdu ve Musa'yı işaret etti.
Sky: Daha iyi olur senin için bence.
Riven omzunu silkti.
Riven: Çok istiyorsan buyur.
Sky sana doğru geldiğinde hafifçe kaşlarını çattın.
Y/N: Geçen sefer için çok teşekkürler ama hala birbirimizi sevmiyoruz değil mi?
Sky: Kesinlikle, böylece daha iyi dövüşürüz.
Eline iki sopa aldığında o iddialı bir şekilde sadece bir tane almayı tercih.
Y/N: Emin misin? İkiye karşı bir.
Sky: Ne yaptığımı çok iyi biliyorum.
Y/N: Pekala
İlk adımı atarak soplarını ona doğru savurduğunda kendi sopasıyla engelledi. Kenara doğru ittirdiğinde hafifçe savruldun ama kolayca toparladın ve bu sefer saldırmak yerine hamlesine karşı savunmada bulundun.
Y/N: Sopaları bırakıp dövüşmeye ne dersin?
Sky: Bana karşı bunu istiyor musun?
Y/N: Egonu bir kenara bıraksana. Seni yenebilirim.
Sky: Peri güçlerini kullanmak yok ama.
Başını salladığında sopasını kenara attı sen ise kenara koydun. Bu sefer onun başlamasını bekledin. Yumruğundan kenara çekilerek kaçtıktan sonra bacağına tekme atmıştın. Dizlerinin üstüne çöktüğünde yanına gidip yumruk atacakken bileğini tutup yeniden ayağa kalktı. Kollarını tuttup kilitledi. Sırtın göğsüne çarparken aldığı derin nefesleri hissediyordun. Başını arkaya doğru atıp kollarından kurtulduktan sonra yine yumruk atmaya hazırlanmıştın ama yeniden bileğini tuttu. Boşta kalan elinle bu sefer yüzüne yumruk attığında bileğini bırakıp o da sana yumruk attı ama onunki daha kuvvetliydi. Geriye doğru düşüp burnunu tuttuğunda yanına gelip eğildi.
Sky: İyi misin?
Y/N: Harikayım(!)
Sky: Kaçman gerekirdi. Aslında baya iyi gidiyordun.
Elinden tutup seni kaldırdığında seninle birlikte ilerledi.
Sky: Gel buraya.
Y/N: Yardımına ihtiyacım yok.
Sky: Burnun kanıyor.
Kocaman binadan içeri girdiğinizde seni revir odasına götürdü. İçeride kimseyi göremediğinde seni belinden tutup sedyeye oturttu ve peçete uzattıktan sonra dolaptan buz torbası aldı. Buzları yüzünde koyduğunda soğuktan irkildin ama geriye çekilmedin. Hafifçe gülümsediğinde Sky neden gülümsediğini merak etti.
Sky: Ne oldu?
Y/N: Geçen sefer beni kurtardın ve bununla böbürlenmedin.
Sky: Bunu herkese karşı yapardım.
Y/N: Evet ben de yapardım ama o an yardıma ihtiyacım vardı.
Sky başını salladı.
Sky: Dikkatli olmalıyız.
Y/N: Evet öyle.
Buzu yüzünden çektikten sonra kızaran yerin artık eskisi gibi olduğunu gördü.
Sky: Bitti
Y/N: Sağ ol.
Sky elini yanağına koyduğunda ne olduğunu şaşırdın. Baş parmağını yanağında sürterken gözleri dudaklarında geziniyordu. Sen de onun dudaklarına bakmaya başladığında bir anda dudaklarına kapandı. Alt dudağını hafifçe emdikten sonra diğer elini beline koyup tutkuyla öpmeye devam etti. Onun hareketlerine karşılık verirken bir anda ne yaptığınızı farkına vardın ve hemen geri çekildin. Hiçbir şey demeden odadan çıkarken arkandan bakakalmıştı. Sky daha fazla orada durmayıp kendi odasına gitmişti. Kapıyı kapattıktan sonra sırtını yasladı ve elini dudaklarına götürdü. Yaptığından pişman değildi ama çekip gitmen onu üzmüştü.
Sky: Ne düşünüyordum ki aptal Sky.
Kendi kendine söylenirken penceresinin oraya gitti. O sırada sen gittiğinden pişman olmuştun. Odasına koşup tahta kapıyı çaldığında gir sesini beklemeden girdin. Sky arkasını dönüp seni gördüğünde merakla baktı. Sen konuşmasını beklemeden önüne gittin ve parmak uçlarında yükselip dudaklarını öpmeye başladın. Çok geçmeden o da sana eşlik etmişti. Geri çekildiğinizde beline sardığı kollarını çekmedi.
Sky: Neden geri döndün?
Y/N: Çünkü geri dönmek istedim. Pişman mısın?
Sky: Hayır kesinlikle değilim. Artık aramızdaki anlamsız düşmanlığa son mu versek? Senden hoşlanıyorum.
Y/N: Ben de senden hoşlanıyorum. Fakat birbirimizden nefret ederken tanıma fırsatı pek bulamadık.
Elinden tutup dışarı çıkardın ve beraber bahçeye çıktınız. Koca bina arkanızda kalırken etraftaki güzel havanın tadını çıkardınız.
Y/N: Yürürken konuşabiliriz.
Senin bu tavrına güldü ve kendine dair bir şeyler anlatmaya başladı. Sohbetiniz uzarken bundan çok zevk aldığınızı fark ettiniz.
***
Merhabaa
Bölümü beğendiniz mi
Oy ve yorumlar çok düşük o yüzden pek yazasim gelmiyo
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Multifandom Hayal Et
FanfictionBu zamana kadar izlediğim dizi, filmlerden karakterler veya sevdiğim ünlüler ile hayal et kitabıdır. İyi okumalar.