●
Dikkatlice, gözden kaçmayacak bir şekilde önündeki arabayı izliyordu Steve. Gizlice koyduğu çip sayesinde Klaus'un nereye gittiğini ve eğer şanslıysa Klaus'un nereden güç alabildiğini öğrenecekti. Bir kaynaktan yararlandığı belliydi aslında. Belki mistik güçlere sahip bir taş, belki bir mekanizma, belki bir makine ve belki bir insan; fakat bir oluşumdan olduğu kesindi.
Arabasını yavaşça sürüyor, araya belli bir mesafe koyuyordu. Diğer türlü Klaus'un dikkatini çeker ve onu takip ettiğini anlarsa bu sefer onun elinden kurtulabileceğini düşünmüyordu. Adam tehlikeliydi, kalbi ise bir taştandı.
Klaus'un arabası orman yoluna girdiği zaman Steve'de o tarafa sürmeye başladı. Ağaçlık alanın arasında Klaus'un arabası daha fazla hızlanmıştı, sanki acele bir işe var da ona yetişmek için uğraşıyor gibi duruyordu. Steve ise ona nazaran daha yavaştı fakat Klaus'un arabasını görüş alanından kaybetmemek için biraz hızlanmıştı.
Az ileride bir fabrika görüş alanına girdi. Steve'in dudaklarından bir gülümseme oluşurken Klaus'un tüm bunları nerede yaptığını, buna %90 emindi, bulmuştu sonunda. Tek sorun bu fabrika ile ne yapacak olmasını bilmemesiydi. İçeriye girmeye çalışıp etrafta biraz gezinmeyi planladı en başta. Fakat Klaus'u takip etmek daha mantıklı duruyordu.
Klaus'un siyah arabası fabrikanın önünde durduğunda, kumral adam arabadan inmişti ve onun yerine başka biri binip arabayı sürmeye başladı. Steve birkaç saniye bekledikten sonra arabasını ağaçların yanına park etti ve arabadan indi. Ön kapıdan giremeyeceği her şekilde belliydi, arkada herhangi bir kapının olmasını umut ederek o tarafa hızlı adımlar atmaya başladı.
Fabrikanın arkasına geçtiğinde kapı umudu yerle bir olmuştu fakat orta büyüklükteki pencere ile karşılaşmıştı. Fazla ses çıkartmamaya çalışarak pencerinin demir parmaklıklarını söktü ve onu kenara koydu yavaşça. Sağına soluna bakıp kimsenin gelmediğinden emin olduktan sonra ellerini camın kenarlarına koydu ve kendisini yukarıya çekti. Pencereden atlamadan önce de yere bakmaya unutmadı, bu adamın ne yapacağı belli olmazdı.
Yerin güvenilir olduğunu gördükten sonra sağına soluna bakındı. Birkaç adım sesi ve konuşan kişilerin seslerini duysa bile hem uzaktan geliyordu hem de kimse gözükmüyordu. Buna güvenerek kendisini zemine attı Steve. Hızla ayağa kalkıp bedenini duvara koyarak tavana, tavan köşelerine bakındı, güvenlik kamerası da gözükmüyordu.
Gizlice yürümeye devam etti. Arada durup geriye bakıyor, tedbir amaçlı başka köşelere de gittiği oluyordu. Asıl amacı Klaus'u bulmaktı fakat onun dışında birçok kişiyi bulmuştu. Ne güzel ki kimse kendisini fark etmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
roman ✘ gay • steve rogers
FanfictionBir romanın; iki zavallı kahramanı olarak kalalım, sevgilim. Zaman karşı yarışan iki düşmanın hikâyesi. © Steve Rogers × Original Male Character