İçindeki Güç

208 40 49
                                    

⚫

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Steve sabaha kadar uyuyamadı, elindeki Kaptan Amerika fotoğraflarına inceledi. En başta belki sadece bir tesadüftür, sadece bir kostümdür diye düşündü fakat dolaptaki diğer fotoğrafları incelendikçe kostümden çok daha fazlası olduğunu gördü. Kadının savaştığı fotoğraflar bile verdi. Steve emin olmuştu ki Klaus Max, Kaptan Amerika ile sevgiliyi.

Ama nasıl?

Elindeki fotoğrafları aldığı gibi dolabına koyduktan sonra yavaş yavaş doğan güneşe izlemek için pencerenin kenarına adımlamaya başladı. Bu konuyu Klaus ile konuşmayı her düşündüğünde vazgeçiyordu. Ona olan en ufak güven duygusu da silinip gitmişti.

Aşağı katta tıkırtılar duyması sebebiyle pencerenin kenarından çekilip kapıya adımlamaya başladı. Kapıya yaklaştıkçe müzik sesi daha fazla ulaşıyordu. Klaus'un geldiğini tahmin ederek kapıyı açtı ve aşağıya indi fakat Klaus yerine sarhoşça bardan ayrılan insanlarla karşılaştı.

"Bayım, siz yukarıdan mı iniyorsunuz?" ortamdaki tek ayık adam barmendi ve o da soluğu Steve'in yanında almıştı.

"Evet." dedi Steve bardan ayrılanlara bakarken. "Ben Klaus'un misafiriyim. Klaus Max."

"Oh, efendim. Ben çok üzgünüm. Bundan haberim yoktu." Barmen anında yumuşayıp gülümsedi. "Dün gece çok hareketliydi, fark etmemişim Bay Max'ın sizi getirdiğini."

Oysaki dün kimseler yoktu fakat zaman kendini tekrar etmenin bir yolunu bulmuştu. En azından Klaus bir konuda doğruyu söylemiş.

"Sorun değil, iyi günler." Steve hafifçe gülümsedikten sonra telefonunu almak için yukarıya çıktı. Yatağını düzenledi, Klaus'un giydirdiği kıyafetleri çıkartıp kendi kıyafetlerini giydi ve telefonunu alıp aşağıya inmek için adımladı ama son saniye durup hızla gerisine döndü. Dolaba ulaştığında Stella Granta Rogers'ın bir fotoğrafını alıp cebine koydu.

Burada daha fazla durmak istemediği için hızlıca bardan ayrılıp etrafına bakınmaya başladı. Oteli buraya uzaktı, Klaus'un dağ evi daha fazla uzaktı ve şimdi askerlikten öğrendiği bilgileri kullanma zamanıydı.

Klaus makineye kendini öyle çok odaklamıştı ki on dakikadır sessizce onu izleyen adamı bile fark etmemişti. En sonunda aletlerden bir tanesini almak için geriye döndüğünde fark etti onu. Sırıtarak alet çantasından gerekli aleti aldı ve makineye döndü.

"Bana diyorsun fakat sen bensiz yapamıyor gibisin, Rogers."

"Evet, öyledir." Steve yavaşça adımlamaya başladı. Arada bir elindeki fotoğrafa bakıyor fakat onu Klaus'a göstermemek için de dikkat ediyordu. "Sadece bir şey ihtiyacın olup olmadığını merak ettim. Makine ne durumda?"

roman ✘ gay • steve rogersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin