⚫⚫⚫
"Steve, bebeğim." Klaus işaret parmağının tersi ile Steve'in yanağını okşamaya başladı. Sarışın kafasını yastığa iyice bastırdığında Klaus gülerek başını yurmuk yaptığı sağ elinin üzerine koydu. "Steven, bugün çok işimiz var bebeğim. Makinenin ağzını açıp kabloları onaracağız daha."
"Ben o makineye bir daha elimi sürmem." Steve alnını Klaus'un kaslı göğsüne bastırıp Klaus'tan yayılan kokuyu içine çekti. "En son o makineye dokunduğumda zaman çizgisini bozdum." Klaus'un göğsüne bir öpücük bıraktığında onun içine derin ve titrek bir nefes çektiğini hissetti. Gülerek yüzünü onun göğsünden çekip gözlerine baktı. "Çok mu etkilendin?"
"Rogers." Klaus ani bir hareketle Steve'i altına alıp elini onun başının yanına koydu. "Beni kışkırtıyorsun."
Steve alt dudağına ısırdığında Klaus gözlerini kapatıp burnunu Steve'in sarı saçlarında gezdirmeye başladı. "Bu kokun şirket odama yayılmıştı. O son gelişinde."
Steve o son günü hatırladığında gözlerini kısarak kafasını hafifçe sola yatırdı. "O gün beni bayıltırken hatırladığım son şey boynumdaki dudaklarındı."
"Öpmedim, o gün boynuna yüzlerce öpücük bırakmak istedim ama eğer bunu yaparsam Stella'ya ihanet edeceğimi düşündüm. Sadece kokunu çektim içime." Klaus alt dudağını hafifçe yalayıp yüzünü Steve'in boynuna soktu. "Kendime hakim olamadım. Kokun o kadar güzeldi ki içime çekmeden duramadım." Steve'in boynunu dişlerinin arasına alıp emmeye başladığında Steve büyük bir zevkle ona daha fazla yer açmak için boynunu geriye attı.
Klaus yavaş yavaş aşağıya inmeye başladı. Üzerlerindeki ince örtüyü bir kenara attıktan sonra dudaklarını Steve'in köprücük kemilerine bastırdı. Öpücüklerle aşağıya doğru gelmeye başladı. Özellikle göğüste çok oyalandı. Steve'den yayılan enerjiyi hissediyordu. Her geçen gün daha fazla büyüyordu içindeki enerji ve Klaus ona yardım edemediği her saniye daha fazla canı yanıyordu.
Steve'i tedirgin etmemek için dudaklarını aşağıya indirdi. Karın kaslarında yeterince oylandıktan sonra ellerini Steve'in eşofman ve baksırının lastiğine koydu. Daha sonrasında kafasını kaldırıp yavaş yavaş baygınlaşan adama baktı.
"Kahvaltı yapalım mı? Sana harika bir kahvaltı hazırlayacağım."
"Klaus, ciddi misin?" Steve nefes nefese başını yastıktan kaldırıp Klaus'a baktı. "Beni ne hale soktuğuna bak."
"Ben de senden farklı değilim bebeğim." Klaus gülümseyerek elini Steve'in karnının üzerine koydu. "Ama sana demiştim. Bana güvenene kadar ileriye gitmeyeceğim." Steve'e göz kırptıktan sonra ayağa kalkıp başucuna geldi ve sarı saçlarına büyük bir öpücük bıraktı. "Seni seviyorum." Başka bir şey demeden kahvaltı hazırlamak için odadan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
roman ✘ gay • steve rogers
FanfictionBir romanın; iki zavallı kahramanı olarak kalalım, sevgilim. Zaman karşı yarışan iki düşmanın hikâyesi. © Steve Rogers × Original Male Character