İlk Anlar..

307 10 0
                                    

4 Haziran

Ben Arya;

 ve 18 yaşıma girmeye 4 gün kaldı ama anırım her gün biraz daha kafayı yiyorum kendime deliriyor muyum sorusunu soruyorum sürekli. Etrafımdaki insanlardan farklı olduğumun da farkındayım onlar gibi düşünmüyor onlar gibi bakmıyor onlar gibi sevmiyor onlar gibi gülmüyordum. Farklıydım. Hepsinden ayrı ayrı iğreniyor onları kafamda çeşitli şekillerde öldürüyordum. İnsan görmemek için dışarı çıkmıyor odamda bu satırları yazıyordum. Kafamın içindeki şeylerden bir türlü kaçamıyor kurtulamıyordum sürekli içimdeki ses dışarı çıkma insanlar var onları görüp sinirlenme diyordu. Psikolojim bozuktu,dağınıktı,düzensizdi,karışıktı,yalnızdı.

Yavaş yavaş kafayı yediğimi biliyordum.Sürekli sinir krizleri geçiriyor tırnaklarımı sol yanağıma geçirip yüzümü çiziyordum. Kollarıma zarar veriyordum asla yapmam dediğim şeyleri yapmaya başlamıştım ''kendime zarar vermek'' bu bu hayatımda duyduğum en saçma cümle ama istemsizce bunu yapmak istiyordum o an hiç bir şey düşünmüyor sadece ölmek istiyordum ağlıyordum insanların hareketleri konuşmaları beni sinirlendiriyordu onların sesini duymak bile beni delirtiyodu.Kalabalıkta duramıyordum, sanki nefesim boğazımda düğüm olup burda durmamam gerektiğini söylüyordu.Sürekli odama kapanıp uyumak istiyordum. Bu pazartesi psikoloğa gitmek için randevu aldım. Bakalım neler olacak..

Pazartesi 09:00
Ah işte yeni lanet bir gün daha lanet güneş yine doğmuştu güneşe merhaba bile demekten çekiniyordum onu bile sevmiyordum. Beni evden çıkmaya zorlayan hiç bir şeyi sevmiyordum. Ömrümün geri kalanını geçirmek istediğim rahat ve kalkmaya çalıştıkça beni kendine çeken yatağıma elveda diyemiyordum bi türlü. Aaah hadi ama kalkmak zorundaydım.. ya da değildim.. Geri yatıyorum randevu günüymüş fala kimin umrunda doktor beni bir gün daha görmese bir şey kaybetmez değil mi ama.
Gözlerimi kapattım ve güzel bir uykuya dalmak üzereyken annem;
"Arya hadi kızım uyanmadın mı daha" diye bağirmaya başladı, kısık yarı uykulu bir sesle "hayır uyanmadım" dedim ve yastığı kafama geçirip yine uyumaya çalışmıstım annem bir hızla odama gelip beni inanılmaz çekici yatağımdan kaldırmaya çalıştı. Sonunda zor da olsa kalkabilmiştim. Annem;
" hazırlanman için 15 dakikan var" diyip odadan çıkmıştı. Yatakta pijamalarımla oturup bu hayattaki amacımı sorgular bir düşünceyle karşımdaki duvarı izlemeye başlamıştım. 5-6 dakika öyle kalıp yavaşça yatağımdan kalkıp ev ayakkabılarımı ayağıma geçirdım sağ elimle de dağılmış saçlarımı düzeltmeye çalışiyordum. Annem 15 dakikan var demişti ama ben adeta bir koala gibi yürüyordum hareket etmekle etmemek arasındaydım..

kıyafet dolabımı açmıştım ne giymem gerektiğine dair hiç bir fikrim yoktu gelişi güzel siyah bir uzun bel pantolon ve siyah yarım bir tişört gözüme çarpmıştı onları aldım ve yavaşça giymeye başladım odamdaki boy aynasından kendime baktım solgun suratım ve kız kavgasından çıkmış gibi dağılan saçlarım her şeyi bok ediyordu öylece aynaya bakıyordum bakmaya devam ediyordum ve yine bir ses "Arya haydiii"
"Tamam anne biraz insana benzeyip geliyorum" diye cevap verdim. Hey bir dakika bir dakika İnsana benzemek ? Gerçekten bunu ben mi söyledim diye düşünürken aynamın hemen yanındaki gri renkteki dolabın üstündeki pembemsi ruj gözüme çarptı ve siyah göz kalemi bunlar odamda ne arıyordu ki makyaj yapmazdım ben. Tabi yaa beni kız gibi görmek isteyen annem. İstemsizce ruju elime aldım ve solgun dudaklarımda gezdirdim sonra ruju dudaklarıma eşit dağılacak bir şekilde yedirdim ve göz kalemiyle gözlerimi ortaya çıkarmıştim adeta gözlerimin yeşili parlamışti bi anda sanki.. onlari yerine geri koydum ve gri çekmeceden tarağımı aldım uzun sarı saçlarımı sola doğru taradım sonra saçlarımı öne doğru attrıp tekrar arkaya savurdum elimle bir kaç hamle yapıp tekrar aynaya baktım ve dedim ki "vay anasını". Kapımın arkasına dün gece fırlattığım beyaz ve üzerinde siyah çizgileri olan spor ayakkabılarımıda unutmadım. İşte hazırdim. Evden çıkmaya insanlarla karşılaşmaya. 

Gün Doğmadan AŞK DoğarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin