-Düzenlenmiştir!-
Medya: Kerem :)
İyi okumalar...
Annem son sözlerinden sonra soru sormama fırsat vermeden mutfaktan çıkmıştı. Öylesine bakakalmıştım arkasından. Mutfaktan ben de çıktığımda kimsenin yüzüne bakmadan odama ilerledim hızla.
Odama girdiğimde öylece ayakta duruyordum. Ne yapacağını bilmeyen bir insan nasılsa ben de öyleydim. Hiçbir şey bilmemenin acizliğini yaşıyordum. Birilerinden açıklama bekliyordum ama ne yazık ki kimse bana tek kelime dahi etmiyordu. Üstü kapalı laflarla ne kadar anlayabilirdim ki?
Yüzüme çöken hüznün omuzlarıma da çökmesiyle omuzlarımı düşürdüm. Ne olduğunu anlayamamanın yanında bir de kendini bulunmaz hint kumaşı zanneden bir adamla evlenmek zorunda kalıyordum. Aslında 18 yaşındaydım, kimse beni zorla evlendiremezdi. Ama ailemi çiğnemekte vardı. Babamı çiğnemek vardı. Babamı çiğnersem belki benim canımı sıkacaktı ama en çok da annemin canını sıkacaktı. Annem de üzülecekti elbette. Onun üzülmesine izin vermezdim. Yaşadığım kazadan sonra çok iyi değildi babamla aram. İşten geç gelmesinin yanı sıra tatillerde bile benimle çok konuşmazdı. Sebebinin ne olduğunu çok iyi biliyordum. 3 sene önce yaptığım kaza. Kız kardeşim Selin'in öldüğü kaza...
Düşünmemek adına dolabıma yöneldim ve bir gömlek ve kot pantolon alarak üzerime geçirdim. Saçlarımı at kuyruğu yaparak telefonumu ve çantamı aldım. Odadan çıktığımda aşağıda annemin Kerem'in annesi olduğunu düşündüğüm kadınla sohbet ettiğini gördüm. Hiçbir şey demeden beni fark etmelerini beklemeye başladım. Tabii ki de iletişime geçmeyecektim. Beni oğluyla zorla evlendirmek isteyen bir kadınla ne konuşabilirdim ki?
"Hazır mısın kızım?" diyen anneme gülümsemekle yetindim. Yanındaki kadın bana gülümsediğinde tebessüm etmem gerektiğini biliyordum ama içimden gelmediği için dudağım dahi kıvrılmamıştı. Saygısızlık yaptığımın farkındaydım ama içimde ufak bir vicdan azabı bile yoktu. Hayatımda sürekli yer edinen bir felsefe vardı. Sana saygı göstermeyene sen gösterme!
Onlar benim düşüncelerimi daha umursamayarak bana saygısızlığın en büyüğünü yapmışlardı. Şimdi benden saygı beklemeleri komik olurdu. Hem de çok komik...
-
"Bu nasıl kızım?" diye elindeki elbiseyi gösterdi Kerem'in annesi. Elinde tuttuğu elbiseye baktığımda gayet güzel gözüküyordu. Şuana kadar gösterdiği çoğu şey güzeldi zaten. "Güzel." demekle yetindim. Bana gülümseyerek elindeki elbiseye diğer aldıklarının arasına götürdü. Çok fazla alışveriş yapmışlardı. Normal de bu kadar harcama yapan bir insan değildim. Hatta israfa kaçacak derecede alışveriş yapanlara da kızardım. Başkasına hava atacağım diye israf etmeye gerek yoktu. Ama bu sefer sinirli olduğum için sesimi dahi çıkartmıyorum.
"Anne açık şeyler almasaydınız." diyen Kerem'e baktığımda bana bakışlarını çevirerek gülümsedi. Öylece bakmıştım yüzüne. Bana gerçekten güzel bakıyordu. Ama çözemediğim noktalar vardı. Elbette bu adama güvenecek değildim. Ya da kendimi kaptıracak değildim. Ama gerçekten seviyor gibi bakıyordu.
"Oğlum karışma sen," dedi annesi Kerem'e. Daha kadının adını dahi bilmiyordum. Ve ben tanımadığım bir aileye gelin olarak gidecektim. Ne kadar komikti! Kerem'in annesi yanımızdan uzaklaştığında gömleğimin kaymış yakasını düzelttim.
"Bu nasıl?" diyerek bana elindeki elbiseyi salladı Kerem. "Nişan da giyersin, yakışır." dedi bana bakarak. Tek kelime dahi etmeden elbiseye bakıyordum. "Gözlerinin rengine de uyuyor. Beğendin mi?" dediğinde omuz silkerek elbiseye baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
- Öğretmenim - (Askıda)
Humor"Yakında benim olacaksın desem çok mu klasik olur? " deyip güldüğünde hoca gülüşünün güzelliğine takılmayı çok isterdim ama beynim çoktan sinyal vermeye başlamıştı. Bu adam ne diyordu ya. Bileğimi hocanın ellerinden kurtarırken bir adım geriledim. A...