"Eski dostun mu? O ne demek ya? Küs falan mısınız? İyi de küsseniz neden geldi ki buraya?" diye hızlı hızlı soru sormaya başladığında İrem, hala Seda'nın gelişinin ve elime zarf tutuşturuşunun şokunu yaşıyordum. Elimdeki zarf aklıma geldiğinde hızla içeriye geçip oturdum ve zarfı açmaya hazırlanmaya başladım. Cidden hazırlanıyordum çünkü içimden kötü şeyler geçiyordu.
"Kuzum korkutmaya başladın. Yüzün sarardı, bebeğine bir zarar gelecek diye korkuyorum. İstiyorsan sonra bak." dediğinde İrem, derin bir nefes aldım. Geçen gün gördüğüm 'Kerem'den olan Seda'nın çocuğu' temalı rüya aklıma geldi birden. Hayır ya o kadar da değil. Zarfın içinden çocuk resmi falan çıkmaz herhalde. Babasının kızı falan. Allah korusun ya. "Konuşalım mı? İster misin?" diye bir soru daha yöneltti İrem. Ona cevap vermemem hoş değildi belki ama içimde dolanan kötü düşünceler cevap vermemi engelliyordu.
"Kahve içelim mi?" dediğimde İrem'e onaylamıştı. Yerimden kalktığımda İrem iyice büyümüş karnı yüzünden zorlanmıştı kalkarken. Ona yardım edip mutfağa geçtik beraber. İkimize de kahve hazırladığımda ikimizde mutfaktaki masaya oturduk. Zarfı önüme aldığımda kahvemden bir yudum aldım. Benim silahım ve rahatlatıcı kaynağım olan kahve bu sefer de kurtarıcım olmuştu. Ve sanırım stresten aşermek üzereydim. Neyse neye aşerdiğimi gerçekten aşerdiğime inandığım zaman söyleyeceğim.
Zarfı hızla açtığımda içerisinde olan beyaz kağıt kafamda kurduğum şeylerin üzerine bir kaç şey daha eklemişti. Kerem'den Seda'ya giden aşk mektubunu Seda ya bu zarfa koyduysa?
Ağlarım.
Kağıdı okumak için derin bir nefes aldığımda yerinden kalkıp yanıma gelen İrem de zarfa bakmaya başlamıştı. Eğer bu zarftan sonra kalp krizi geçirmezsem ona da bir açıklama yapacaktım.
"Bu mektubu okumak için ne kadar çok meraklandığını, açıp açmamakta kararsız kaldığını ve gidip kendine kahve yaptığını çok iyi biliyorum. Çünkü seni tanıyorum. Her ne kadar görüşmeyeli uzun zaman olsa da biz seninle çocukluk arkadaşıyız. Bu mektupta bahsedeceğim şeyler kötü şeyler değil. Kafanda kurduğun o beş sezonluk dizileri sil at.
Ben Kerem'i tanıyordum. Sen hafızanı kaybetmeden önce birbirinizi ne kadar sevdiğinizi ama annenlerin buna karşı çıktığını da çok iyi biliyorum. Kerem beni hatırlamadı okula gittiğimizde. O ona aşık oldum oyunları acaba beni hatırlıyor mu diyeydi? Ve senin Kerem'i hatırlayıp hatırlamadığına dair kafamda soru işaretleri olduğu için böyle bir şeye kalkıştım. Sonra evlenme kararı aldığınızı öğrendiğimde onu hatırladığını düşündüm. Tamam seni dinlemeden hareket etmiştim ama kim olsa öyle düşünürdü. Ve ben oyun yaptığım o sevgi oyununa sen inandığın halde bana tek bir açıklama yapmamana sinirlenmiştim. O gün kapına gelip o sözleri söylememin sebebi de bunlar yüzündi.
Bugün gelip kapına 'eski dostum' deme sebebim de bunlardı. Ya da daha farklı şeyler de söyleyebilirim o ana bağlı. Ben evleneceğim Ceylin. Düğünüme 2 hafta kaldı. 22 Aralık da. Düğünüme gelip nikah şahidim olmanı istiyorum. Her ne kadar ben senin düğün şahidin olamadıysam, sen benim düğün şahidim ol. Zarfın içinde davetiye var. Büyük ihtimalle kağıdı gördüğünde kurduğun senaryolar yüzünden onu göremedin. Orada adres falan var. Umarım gelirsin, ben eski dost olmak istemiyorum Ceylin."
Gözlerim dolu dolu okuduğum mektup beni sarsarken kağıdı kenara koydum. Zarfın içinden gerçekten görmediğim davetiyeyi çıkarttığımda gerçekten Seda'nın evlendiğine emin olmuştum.
Seda&Furkan
Gözümden bir damla yaş düştüğünde kahvemi elime aldım ve bir yudum oldum. Evleniyordu ha. Haberim bile olmamıştı. Çünkü bu zamana kadar onu düşmanım olarak görüyordum. Aslında benim hatalarım yüzündendi bu dostluğun bozulması. Şu an okuduğum mektuptan bunu anlamıştım. Ama kapıda bana o kadar sert davranmıştı ki, bu mektuba inanasım gelmiyordu. Belki de kafamda saçma sapan şeyler kurmamı istemişti. Senaryo yazmaya bayılan bir insan olduğum için böyle şeyler yapacağımı biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
- Öğretmenim - (Askıda)
Humor"Yakında benim olacaksın desem çok mu klasik olur? " deyip güldüğünde hoca gülüşünün güzelliğine takılmayı çok isterdim ama beynim çoktan sinyal vermeye başlamıştı. Bu adam ne diyordu ya. Bileğimi hocanın ellerinden kurtarırken bir adım geriledim. A...