Başlangıç

1.3K 50 16
                                    

Ben şimdi diyorum ki bir bak şu alanlara
Sokaklara köprülere kiremitsiz damlara
Taşlara sopalara amanvermez silahlara
Şehir haritasına trafik lambasına kan içinde adamlara
Kan umutsuzluktur
Ona kendini hazırla
Ne kadar yalnız olduğumuzu hep hatırla.

Yürüyorum.Adımlarım beni tenha sokaklara götürüyor.Köpekler var etrafımda.Seslerini duyuyorum.

Boş sokaklarda kayboluyorum sonra.Belki de ben kaybolmak istiyorum.

Üzerimde beyaz ince bir gecelik.Rüzgar tüm vücudumu sarıyor.Kollarımı bedenime sarmıyorum.Rüzgara izin veriyorum.

Çıplak ayaklarıma batan taşların acısını umursamıyorum.Acıya alışkınım.

Durmaksızın ilerliyorum.Kayboldukça kayboluyorum.Kaybolmak istiyorum.Bulmasın kimse beni.
Ah,kimse bulmaya çalışmazki zaten beni.Hatırlıyorum.

Durmuyorum.Sonsuza bir yürüyüş bu.

Önüme küçük bir kız çocuğu çıkıyor.Oldukça pis gözüküyor.Elimle kenara itiyorum.

Sonra eğilip ayak bileklerimi tutuyor.Gitmemi istemiyor.Ah,yanılıyor olmalıyım kimse benim kalmamı istemez ki.

Sonra adımlarım duruyor.Çıkmaz bir sokak bu.Arkama geri dönüyorum.

Karşımda sefil halde bir sürü insan.Gelirken yoklardı.Sadece küçük kız...Evet onu kalabalığın içinden seçiyorum.

Çığlık atarak bana koşuyor.Kıpırdamıyorum.Siyah kirli saçları arkaya savruluyor,

Önümde duruyor şimdi.Ona bakıyorum.Bana benziyor.

Ah,hayır küçük kız kimse bana benzemek istemez.Ellerini bana uzatıyor tutmuyorum.

Beni kurtar ,ben senim diyor.Anlamıyorum.Anlamak istemiyorum.Anlamaktan yoruldum.

Kalabalığı görmezden gelip tekrar yürümeye başlıyorum.Buna izin vermiyorlar.

Yüzlerce insanın arasında kalıyorum.Bu kadar insan bana fazla geliyor.Yalnız kalmak istiyorum.

Elimdeki hançeri boynuma saplıyorum.Sonsuza gidiyorum.Ayaklarım bu sefer yerde değil.Uçuyorum.

Uzun bir süre farklı bir boyutta yaşıyorum.Uçuyorum sürekli.
Ruhum burada kaldıkça yeniden yaşama gücü buluyor.

Sonra uzun bir uykudan uyanıyorum.


-Taksi! Ahh hayır Tanrım neden biri de boş geçmez ki?
Yağmur şiddetini git gide arttırıyordu.Kadın biliyordu yağdıkça yağacaktı,tıpkı ağladıkça ağlamak gibi.Şimşekler çaktı, gök aydınlandı,yıldırımlar düştü tepelere. Ve artık sema korumak için var olduğu insanoğlunun yaptıklarına dayanamamış,kaldıramamıştı bu acımasızlığı,kim kaladırabilirdi ki sevdiğinin ihanetini.Evet, insanoğlu semaya ihanet etmişti.Evet ya ağlıyordu işte gökyüzü ağlıyordu...

Genç kadın artık taksi bulamayacağını anlamıştı.Biraz sonra şimşekler durdu ama yağmur hala çok yağıyordu.Daha da hızlanabilirdi.Şemsiyesi yoktu.Evi burdan yarım saat uzaktaydı.Yürüyebilirdi.Etrafına baktı.Hafifçe gülümsedi.İnsanlar sanki tenlerine düşen yağmur değilde asitmiş gibi dört bir tarafa kaçıyordu.
Onların aksine sakince yağmuru teninde hissederek yürümeye başladı.Hasta olacaktı ama burda taksi beklemenin de artık saçma olduğunu biliyordu.Taksi beklerken zaten sırılsıklam olmuştu.
Yorgun adımları evin yolunu bir bir arşınlıyordu.Bugün ki hastalarını düşündü.
Tuhaf insanlarla karşılaşıyordu her gün.Birbirinden farklı hayatlar,farklı trajediler...Aslında hayatları farklıydı,sonuçları farklıydı,yolları farklıydı fakat başlangıçları o kadar aynıydı ki.
Pskiyatristti.Seviyordu işini,dinlemeyi severdi,insanlara nasıl yaklaşacağını çok iyi bilirdi.İşinin en iyisiydi.Kendi ofisinde dinlerdi hastalarını.Belki de hasta demek doğru değildi.Ne demeliydi?Düşündü uzunca ama yinede bilemedi kadın.Yürüdükçe daha çok düşündü,ďüşündükçe yürüdü.
O düşünürken yarım saatlik yol bitmişti.Yağmur da hızını yavaş yavaş kesmiş ve nihayetinde durmuştu.Şimdi havada yağmurdan arta kalan o tuhaf koku vardı,hoştu.Eskileri getirdi kızın aklına çocukluğunu. Doğruydu kokuların anısı olduğu.Gülümsedi.
Eski apartmanların hakim olduğu sokakta 4 katlı eve yönellti adımlarını.

Apartmanın merdivenlerini yavaş adımlarla çıkmaya başladı.Nihayet 3.kata geldiğinde artık çantasından anahtar arayacak hali yoktu.Kahverengi yer yer dökülmüş eski kapıyı tıklattı.

-Umarım Ayla evdedir.Yoksa bu çantadan anahtarı nasıl bulurum?
İki üç dakika geçmeden kapı açıldı.
-Hazan?

-Ayla?

-Efendim?
Anlamsız bir bekleyiş oldu kapının önünde.

-Aylacım iyi misin?Sırılsıklam olmuş durumdayım ve sen öylece duruyorsun.İlk kez mi ıslak birini gördün.Dışarıda kıyamet kopuyor.Bakıyor hala, ah Tanrım hasta olacağım.

Nihayet Ayla'yla içeri geçmişlerdi.

-Hemen üstünü değiştir,sana sıcak bir şeyler yapayım bende.

-Olur.


-Hazan Esli.27 yaşında.Pskiyatrist.Kendi ofisi var.Üniversiteyi 1.likle bitirmiş.Ailesi reddetmiş.Arkadaşı var.Ayla Say.29 yaşında.İstanbul'a birlikte gelmişler.8 sene önce.Ayla'yla üniversitede tanışmışlar.Çok yakınlar.Birlikte kalıyorlar.Ayla'nın da kimsesi yok.Kız küçükken ölmüşler.Bir apartmanın 3.katında yaşıyorla...
-En iyisi mi?

-En iyisi.

-Bulup getirin!

LACRİMAE RERUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin