#1

656 46 3
                                    

Saat 8.00.Gün Salı.Takvimler 10 Ocak 2017 yi gösteriyor.İstanbulda güneşli bir gün dünün aksine.

Hazan da uyandı tüm İstanbul gibi.Bu saatte artık uyuyan kalmazdı neredeyse İstanbulda.İnsanlar sabah 6 da başlardı işe gitmek için yola koyulmaya.Lambalar yanardı ve her gün bu saatlerde aydınlanırdı tüm şehir.

Yavaşca doğruldu.Kahvaltı için pek zamanı yoktu.Hemen hazırlanıp çıkması gerekiyordu.Giysi dolabının karşısına geçti.
-Sanırım bunlar iyi. dedi elindeki kahverengi etek ve krem renkli boğazlı kazağa bakarken.Hızlıca giyindi.Salona geçtığinde duraksadı ,gözlerini beyaz koltukta ardından hemen arkasındaki kitaplıkta gezdirdi.Tozlanmış raflara baktı.Boyaları dökülmüş duvara,güneşten zarar görmüş tüllere,yerdeki eski halıya,duvarda unutulmuş olan tablolara.İçi kötü oldu baktıkça salona.Başını iki yana salladı.Ayla bu evde anılarımız var diye tutturmuştu.Ama artık ev;ev olduğundan bi haberdi.Sonra tüm dikkati mutfaktan gelen kokulara kaydı ve eş zamanlı olarak karnı guruldadı.Mutfağa seri adımlarla ilerledi.
Sırtı ona dönük yumurtaları pişiren arkadaşına baktı.Sarı saçları vardı Hazan'ın aksine.Hazan'ın ise simsiyah.Farklılardı.Görünüş olarak,karakter olarak, duruş olarak ama anlaşıyorlardı tuhaf bir şekilde.

-Günaydın.

-Günaydın.Hadi gel otur çay hazır. dedi Ayla elindeki yumurtayı masaya yerleştirirken.

-Çok acıktım ama geç kalıyorum çıkmam gerek.Ofiste atıştırırım.

-5 dakikan yok mu?Gel otur lütfen tek başına tadı çıkmıyor.

-Söz yarın sana eşlik edeceğim ama bugün çok görüşmem var.
dedi sandalyede oturan Ayla'nın yanağına öpücük kondurarak.Sanırım bunu yaparak Ayla' nın gönlünü almıştı.

-Peki,öyle olsun.Bende bir an önce yiyip çıksam iyi olur.Hastaneye geç kaldım.

-Olur canım görüşürüz.

Çizmelerini de giyip alelacele evden çıktı.Merdivenleri çizmlerine aldırmadan ikili üçlü zıplayarak indi.Büyük kapıdan çıktığında soğuk hava yüzüne çarptı ve kadının tüm vücüdu titredi.Adımlarını ofisine çevirdi yürümek istiyordu.Soğuğu hissederek.Evini düşündü.Yeni bir eve çıkmaları gerekti.Bu eski eve artık katlanamıyordu.Üniversitedeyken tutmuşlardı bu evi kirası düşük diye o zamandan bu güne kadar bu evdelerdi.Ama artık durumları daha iyiydi.Ama bu seferde Ayla bırakamam diye tutturmuştu.O bunları düşünürken siyah bir araç yanında durdu.Hazan arabaya kısa bir bakış atıp hızlıca tekrar önüne döndü ve adımlarını hızlandırdı.

-Bu dünyanın iti kopuğu bitmez.
dedi dişlerinin arasından adımlarını dahada hızlandırırken.

-Pardon?Bakar mısınız? dedi kalın bir erkek sesi.

Acaba yardıma ihtiyacı olan birimi diye düşündü Hazan.Adres mi soracaktı?Direk yargılamamalıydı it kopuk diyerek.Durdu.Arkasını döndü.Karşısındaki siyah takım elbiseli iki adama baktı.Mafya kılıklı iki adam.Adamlar yavaş adımlarla yanına yaklaştı.Adımları yavaştı fakat normal bir insanın iki adımı kadar genişti her bir adımları.Kadın çanatsını sıkıca kavardı.Keşke durmasaydı. Adamların gözlerinin içine bakarak anlamaya çalıştı niyetlerini,işte o zaman gördü kararmış gözleri ,bu gözler masum degildi iyi değildi , bu gözler kötü şeyler görmüştü hemde çok kötü.Ve o an da korktu Hazan ama artık çok geçti.Adamlar kadının kolunu sıkıca kavradı.Kadın kollarını var gücüyle kurturmaya calışıyordu fakat adamların kocaman kolları kendi küçük kollarını pranga gibi sarmıştı.Ayaklarıyla adamlara vurmaya çalıştı.
-Yardım edin,kimse yok mu?
Adamlardan biri Hazan' ın ağzını sigara kokan nasırlı elleri ile kapattı.Kadının midesi bulandı.Homurdandı.Adamın elini ısırmaya çalıştı.Adamlar kadını ittirerek arabaya doğru ilerletti.Adam en sonununda kadının ağzından nasırlı elini çekti.

-Zorluk çıkarmayın lütfen size zarar gelmeyecek.

-Ne saçmalıyorsunuz siz? Her gün okuyoruz gazetelerde
zararmış...Yolunuza gidin,bırakın beni!

-Bakın kendi rızanızla araca binin zor kullanmak
istemiyoruz.

-Kendi rızamla ne olduğu belirsiz adamların aracına binecek kadar aptal değilim.
dedi ve hızla arkasını dönüp koşmaya hazırlandı.Lakin uzun siyah saçlarına dolanan el buna izin vermedi.Hazan saç diplerindeki acıyla debelendi.Saçlarındaki ele tırnaklarını sapladı,çığlıkları yankılandı boş sokakta ,tekmeler savurdu boşluğa ancak duyan olmadı kadını.

Diğerine göre daha cüsseli olan adam sabırsızca öbürüne döndü.

-Bayılt! Kadın daha ne olduğunu bile anlamdan pamuklu bir bez ağzını kapattı.Gerisi yoktu.


-Ahh,boynum!

Gözlerini açtığında koca bir salonun ortasında koltuğa öylesine bırakılmıştı.Gözlerinı hızlıca etrafta gezdirdi.Siyah koltuk takımları salonun ortasına yerleştirilmişti.Koltukların hemen arkasında şarap ve viski şişeleriyle dolu cam kapaklı bir vitrin vardı.Ortada koyu renklerde bir sehpa vardı.Büyük bir avize tavandan sarkıyordu.Duvarlarda anlamlandıramadığı tablolar vardı.Ve salon girişten iki basamakla ayrılıyordu.Yavaşça koltukta arkasını döndü bahçeye açılan duvar tamamen camdı.Ve ardında ağaçların hemen önünde bir havuz vardı.

-Demek uyandınız!

Kadın telaşla önüne döndü.Karşısındaki adama baktı.Uzun boyluydu adam belki 1.90 olabilirdi.Esmer bir teni vardı.Gözleri ise simsiyahtı.Hazan daha önce siyah bir göz görmemişti kahverengi hatta çok koyu kahveler görmüştü ama bu tamamen siyahtı.Tuhaf görünüyordu ya da kadına tuhaf gelmişti.Kadın hışımla ayağa fırlayıp basamakların başında elleri cebinde duran adama doğru hızlıca yürüdü.Önüne geldiğinde başını dimdik tuttu ve adamın yüzüne ağzındaki tüm tükürüğü boşalttı.Adam tükürüğün etkisiyle gözlerini yumduğunda Hazan sinirden kıpkırmızı olmuş bir suratla bağırıyordu.

-Şerefsizler! Sizi pişman edeceğim anladınız mı?Hepinizi hepinizi tek tek pişman edeceğim!

Adam gözlerini açtığında Hazan iyi şeyler olmayacağını anladı.Adam onu kolundan tutup biraz önce kadının hışımla kalktığı koltuğa fırlattı.

-Kes sesini artık! dedi adam tıslayarak.

-Kesmiyorum anladın mı?Susmayacağım.Beni böylece alıkoyamazsınız bedelini ödeyeceksiniz.

-Olur,öderiz.Ödeyeceğiz de.

Adam kadının karşısındaki koltuğa bıraktı iri cüssesini.Koltuk içeri çöktü.Elleri hafif olan sakallarına gitti.Düşünceli gibiydi.Kadını inceledi bir müddet.Hazan ise o kadar sinirliydi ki parmak uçlarına kadar titriyordu.Adam koltukta biraz öne eğildi ve kadının iliklerine kadar nüfuz eden bir sesle şunları söyledi:

-Yardım edeceksin!








Devamında olaylar yerli yerine oturacak.
Sizce adam ne yardımından bahsediyor.Hazan ne tepki verecek? Yorumlarınızı alalım.
☆'a basmayı unutmayalım.💜💜💜










LACRİMAE RERUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin