#10

321 42 0
                                    

Tüm günahlar süslenmiş ,insan nefsini aldatan bir kılığa bürünmüştü.Ve insanlarda süslenmiş günahlara her zaman aldanmıştı.
Adem'in elmaya aldanması gibi.
Peki ya gerçekten suçlu olan kimdi?Adem mi yoksa onu aldatan şeytan mı?

Sessiz gecenin içinde kuzguni saçlı bir kadın usulca yattığı yerden doğruldu.Kaldığı odanın kapısından çıktı.Odanın önünde bir süre etrafı dinledi.Ses yoktu.Herkesin uyuduğuna emin olduktan sonra soğukkanlı adımlarla koridorun çaprazındaki çalışma odasına doğru ilerledi.
Kulpu hiç düşünmeden indirdi ve odaya usulca süzüldü.Gözlerini karanlığa alıştırdıktan hemen sonra boynundaki kolyeyi çıkardı.Kolyenin zincirini çekip aldı ve elindeki çiçek şeklinde olan dinleyiciyi yerleştirmek için uygun bir yer aramaya başladı.
Oldukça sakin hareket ediyordu.Defalarca yaptığı şeyleri ruhsuzca tekrar ediyordu.İşini bilen gözleri en uygun yeri bulduğunda hiç düşünmeden adımlarını oraya yöneltti. Uzun ince parmakları kendinden emin ve seri hareketlerle dinleyiciyi kitaplıktaki rafların en altına yerleştirdi.Kitaplıktan uzaklaşıp uzun çalışma masasına doğru ilerledi.Oldukça düzenli olan masanın üstündeki şeffaf dosya dikkatini çekti.Parmakları dosyayı sıkıca kavradı ve sayfaları hızlıca çevirdi.Gözleri satırları hızlıca taradı.Sadece şirketteki gelir ve giderlerin olduğu bir dosyaydı.
Zaten önemli bir dosya olsaydı masanın üstünde olmayacağını biliyordu kadın.Bunlar bu tür adamların basit numaralarıydı.
Onun aradığı bir kasaydı.Kasanın içinde olan ,Poyraz Sarraf'ı mahvedecek olan o dosya.
Son kez etrafına baktı.Daha fazla burada durmamalıydı.Acele etmeyecekti ne de olsa üç ay daha buradaydı.

-Çıkıyorum. dedi.

Dinleyicinin diğer tarafındakiler kızın yakalanmadan odadan çıkmasıyla birlikte derin bir nefes aldı.

Ve gece beklenmedik bir ihanete şahit oldu.
Kadın adama ihanet etmişti.
Ve yine aynı kadın kendi kalbinede ihanet etmişti.


Karanlık istemeden yerini aydınlığa bırakırken gecenin sûkuneti de günün ışıklarıyla yerini kargaşaya bıraktı.

Emir,Poyraz'la birlikte evden erken bir saatte çıkmıştı.Poyraz işe giderken Emiri'de Serhat ile birlikte sahile bırakacaktı.Hava oldukça güzeldi.
Hazan düşünceler eşliğinde son zeytinide ağzına atıp ayağa kalktı.
Yapması gerekenler vardı.
Merdivenleri yavaşça tırmanırken düşünmek istemedi hiçbir şeyi.Düşünmek sadece onu daha da çıkmaza sürüklüyordu.

"Planla ve uygula." dedi dudaklarının arasından.Merdivenler bittiğinde evin içinde kamera olmamasına oldukça sevindi.Uzun koridora vardığında adımları planlarını uygulamak üzerine doğruca hedefe yöneldi.
Tereddütsüzdü her bir adımı.Topuklu ayakkabılarının yere her vurduğunda çıkardığı tok ses boş evde yankı buluyordu.
Bu odaya ilk kez girecekti.Emirin odası.

Kapıyı açıp içeri adımladığında dışarıdaki güneşe rağmen kapkaranlık olan odaya baktı.
Elleri hemen yanındaki duvarın üstünde gezindi.Bir süre sonra yanan lambalarla oda aydınladı.
Adımları odanın içine doğru yöneldi.Gözleriyle odanın her yerini ezberine kazımaya çalıştı.Oda her haliyle hastalıklı bir odaydı.
Simsiyah perdeler odanın ışık almasını tamamen engelliyordu.Duvarlar simsiyahtı.Odanının ortasındaki
tek kişilik yatakta aynı şekilde siyahtı.Zemin siyahtı.Tavan siyahtı.Odadaki her şey siyahtı.Hazan kendini kapana sıkışmış gibi hissetti.Odanın kasveti onu boğuyordu.
Bu oda sağlıklı bir insann bile kafayı yemesine neden olacak kadar korkunçtu.Hele bir genç odasıyla alakası dahi yoktu.

Bu oda Hazan'a sadece bir şeyi çağrıştırdı: Mezar.Ve bu mezarın içindeki kişide Emir'di.Bu oda Emir'in mezarıydı.
Emir kendini ölmeden mezara koymuş,azap çekiyordu.

LACRİMAE RERUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin