#13

200 13 4
                                    

Patlama sesiyle birlikte zaman durdu Serhat için.
Anladı bir tuzağa çekildiklerini lakin artık her şey için  oldukça geçti.

Beş on saniye patlamanım etkisiyle kulakları uğuldamaya devam etti.Neyi nereye koyacağını bilemedi.

-Abi...         dedi korku ve endişeden kuruyan dudaklarının arasından.Gözyaşları sicim gibi süzülürken yanaklarından hızlıca arabasına yöneltti adımlarını.Hızla sürdüğü aracın içinde bir çocuk gibi ağlıyor, "abim"diyerek sayıklıyordu.
"Umarım o arabaya binmemişsindir abi"dedi içinden.

Patlamanın olduğu yere vardığında göz bebekleri
ilk önce yanan arabayı buldu.Daha sonra arabadan biraz ileride kanlar içinde yatan abisini.Koşar adımlarla yanına ulaştı Poyraz'ın.
Poyraz sırtı dönük bir şekilde yerde yatıyordu.Başındaki kask kafasını korumuş,zarar almasını engellemişti.Ancak sırtı...
Arabanın patlamasıyla etrafa savrulan metallerden biri adamın sırtına saplanmış,onu kanlar içinde bırakmıştı.Nefes almıyordu.Serhat korku ve endişe içinde bileğine dokundu Poyraz'ın.Bir süre bekledi.Sonra zaten akmakta olan yaşlarına yenilerini ekledi.

-Nabız yok.        dedi hıçkırıklar içinde.Gamsız Serhat derlerdi ona kim tahmin ederdiki gamsız hıçkırıklar içinde bir çocuk gibi ağlayacak.
Ama  o Serhat ,gamsız Serhat,burnunu çekerek Poyraz için ağlıyordu.

Yanına gelen diğer adamlarla birlikte Poyraz'ı yavaşca kaldırdılar.Sırtına saplanmış metale dikkat ederek arabaya yerleştirdiler.
Poyraz ile birlikte arka koltuğa geçti Serhat.Poyraz'ın sırtını kapıya çevirerek sımsıkı tuttu kollarından.Sırtı asla bir yere çarpmamalı ,metale dikkat etmeliydiler.

Hoporlöre aldığı telefondan konuşmaya başladı Serhat.

-Doktor Lemen'i bulup Poyraz abinin evine getirin hemen.

dedi gözleriyle Poyraz'ın beyazlamış suratına bakarken.
Adamın ilahi bir güzelliğe sahip olan esmer teni ölümün beyazlığına bürünmüş,baktıkça herkesi içine çeken karadelik misali siyah gözleri bayıkça yumulmuştu.Bu adama yakışmayan tek şey ölüm diye düşündü Serhat.Ölümün katılığı,beyazlığı,zayıflığı...Yok,yakışmıyordu Poyraz'a.

Abisine baktıkça ağladı Serhat.
Ağladıkça ağladı.
Zaten ağladıkça ağlardı insan...

Yol bitmek bilmedi o anlarda.Ve nihayet araç evin önünde durduğunda arabadan inerek sırtına aldı Poyraz Sarraf'ı.
Evden içeri girip yukardaki odalara çıkan merdivenleri çıkmaya başladı var gücüyle.
Arkasında kandan bir yol bırakarak çıktı merdivenleri.

Lemen doktor Poyraz'ın odasının önünde korku ve endişe içinde bekliyordu.Üzerindeki pijama takımları uykusundan kaldırılıp aceleyle buraya getirildiğini gösteriyordu.Topuz yaptığı sarı saçlarından çıkan saçlar genç yüzünü çevreliyordu.
Sırtında Poyraz'ı taşıyan Serhat'ı gördüğünde kapınım önünden çekildi.

Yüz üstü yatan kocaman bir yatağı kaplayacak cüssede olan adamda dolandı gözleri Lemen'in.Poyraz'ın üstündeki her şeyi çıkarmışlar sadece alttaki iç çamaşırıyla bırakmışlardı.
Sırtında bir çok yerde kanama vardı lakin en ağır olan böbreğinin hemen üst çaprazına saplanmış olan metaldi.

Metalin etrafına korumaların sardığı bezi alıp leğene koydu.Elindeki tentürdiyot  ile yaranın etrafını sildi.
Metali yavaşca olduğu yerden çıkardı.Yara oldukça derindi ancak hayati bir organa saplanmamış olması büyük bir şanstı.İşi bilen elleri adamın sırtımda saatlerce çalıştı.

Çok büyük bir oyun dönüyordu ortada.Bu oyunda güç paraydı,uyuşturucuydu,gaddarlıktı,canilikti;bu oyunda güç Poyraz'dı.
Oldukça zeki ve güçlüydü Poyraz,işte bu yüzden yenilmezdi.
Ancak bu sefer ilk kez kaybetmek üzereydi.Belki.

LACRİMAE RERUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin