ZEMHERİ DE UMUT

4.bölüm

Araçla ilerlemeye devam ederken 5 dakikalık yolun sonunda sağ tarafta bizi askeri bir kışla karşıladı. Ormanın kenarında koğuşlanmış bu kışla, ne fazla ne eksik sanki olması gereken en doğru yerdeymiş gibiydi.

-serhat şehri Posof'a hoşgeldiniz. Abimin konuşması ile bakışlarımı o yöne çevirdim . Ve abimin girişe konulmuş bir tabelayı okuduğunu anladım.

-ben tebessüm etmekle yetinirken, benden daha heyecanlı olan iç sesim hoş bulduk naraları atmaya başladı.
Karşımda kartpostal gibi bir şehir, ben hayran hayran dışarıyı izlerken , araba tek katlı ,gül kurusu tonlarında, çeşitli meyve ağaçları,  ve kenarında çardağıyla bize el sallayan bir evin önünde durdu.
Babam sonuçlar açıklandıktan sonra Posoflu asker arkadaşıyla konuşmuş ,bize uygun bir ev ayarlamasını istemişti. Ankara'daki evimizde güzeldi ama bu ev böyle bir manzara da çifte sürpriz gibi geldi.
dilimden   sayısız şükür dökülürken arabadan inmeye başladık.
Annem fırlar gibi çıkınca asel'i kucağıma alıp kapıyı kapatınca annemin babama hararetli bir şeyler anlattığını duydum. Onlara doğru yaklaşırken annemin

-Mustafa bak buraya çiçekler ekeriz sebzede mi eksek!
-ay Mustafa çardağa bak, iftarları güzel havalarda burada yapalım.

Babam tebessümle annemi izlerken
-olur hatun olur yaparız hele bir yerleşelim de.
Annem de başıyla onaylayınca, babam önde annem arkada eve doğru ilerledi.
Arkama dönüp abime bakınca arabaya yaslanmış, annemlere gülüyordu. Benimle göz göze gelince göz kırpıp bagajdan eşyaları almaya gitti.
Kafamı sallayıp gülerek eve girdim. kapıdan girer girmez beni salon karşıladı .Asel kucağımda diğer odalara göz gezdirirken 3 odanın, biri büyük, ikisi hemen hemen aynı boyda ferah ve güzeldi . Gezmeye devam ederken karşımdaki odanın  da mutfak olduğunu anlamak zor olmadı. Bize yetebilecek büyüklükte şirin mi şirin turkuaz  ve beyaz'ın harmanlandığı bu mutfak annemin beğeneceği türdendi. Mutfaktan çıkarken korna sesi ile nakliye aracının geldiğini anladım.
Abim ve babam eşyaları içeri taşımaya yardım ederken annem de iş bölümü yapma ya başladı.

-Amine kızım sen abinle asel'i al çıkıp temizlik malzemeleri alın gelin.çok oyalanmayın daha camlar silinecek babanda çamaşır makinesini yerine taksın perdeler yıkansın ev  temizlenene  kadar anca kurur.

-anne daha yeni geldik bismillah. azıcık dinlenseydik.

-ne dinlenmesi kızım akşama kadar odaları halledip dizmemiz lazım. Yoksa nerede yatacağız tozun kirin içinde mi?
-neden hep anneler haklı sanki?
-sus kız çenen çalışmasın elin çalışsın hadi oyalanma daha fazla.
-tamam çıkıyoruz biz .
asel'i Ana kucağına yerleştirip abimin yanına gittim

-abi temizlik malzemeleri alınacakmış oyalanmadan gelecekmişiz

abim gülerek
-noldu kardeşim bakıyorum da temizlik yapacağın için çok heyecanlısın.
-dalga geçme abi ya!biliyorsun bana cam sil, bulaşık çamaşır yıka, yemek yap demeyin sevmiyorum ya

-ne kaldı ki kardeşim bütün işleri saydın sahi sevdiğin bir iş var mı senin

-a a a aşk olsun abi ütü yapmayı seviyorum ya yetmiyor mu?
Havalı havalı arabaya ilerlerken abimin arkadan

-seni alan yandı,ya da almadı, anam başımıza mı kaldın sen?
Abime ters ters bakıp kapıyı sertçe kapattım oh olsun.
Neymiş başına kalır mışım, çok meraklıyım zaten evlenmeye, bu yaştan sonra koca dırdırı mı çekecem, bak gene sinirlendim ya.
Abim pis pis sırıtıp arabayı çalıştırdı. Yolları dikkatlice izleyip alışveriş yapacağımız dükkanların orada durduk. Dükkanlar genelde bir şey üzerine satış yapıp birçok çeşide ayrılmış gibiydi. O yüzden alacaklarımızı tek bir yerde bulmak mümkün görünmüyordu.
Abim
-Amine liste yap temizlik malzemelerini ben yiyecek şeyleri sen al ,erken biten diğerini Arabanın orada beklesin.
-mantıklı
abime temizlik malzemelerinden oluşan bir liste yapıp eline tutuşturdum. Diğer elimi öne doğru uzatıp abimi beklemeye başladım.
Abimin jeton dört köşe olduğundan tabii ki anlamadı.

-ne bakıyorsun abiciğim kartını diyorum versende alışveriş yapsam. Malum henüz çalışmıyorum doğal olarak maaşım da yok gerçi olsa da senden alırım. tabii bunu içimden söyledim abimi korkutmaya gerek yok.ehe ehe

Abim kartını çıkarıp verip vermemek arasında kalınca fikrini değiştirmeden elinden çekip aldım.

-aldığın her şeyin fişini istiyorum Amine.
-yuh abi ya bu ne cimrilik .
-cimrilik değil kardeşim tutumluluk o sen bilmezsin.

Kapıyı yüzüne sinirle kapatıp aselle ilerlerken söylenmeyi de ihmal etmiyodum.
-neymiş tutumluymuş cimriyim demiyor da. Dur sen dur ben sana yapacağımı bilirim.
Asele bakınca bana bakıp gülüyordu.
-ne gülüyorsun cimcime çok mu hoşuna gitti.
Alışveriş için bir markete girince ilk önce sebze meyveyi halletmeye karar verdim. Sebze reyonuna gelince asele dönüp
-söyle bakalım Asel
elimde salata ve domatesi gösterip önce hangisini alalım? Asel'in hıyarı almasıyla
-sen iste yeter ki  ponçiğim, seni mi kıracağım hıyar alalım madem.
Salatalıkları aldıktan sonra Asel ağlamaya başladı. Elime büyük bir domates alıp yüzüme tutup arkasına saklandım.
-ce eee diye bağırınca Asel gülmeye başladı. Birkaç kez tekrarlayınca asel'in gülmeleri tüm markette duyulurken sonunda etrafıma bakmayı akıl edebildim
Markete göz gezdirince gencinden yaşlısına herkesin bize gülerek baktığını görünce utanıp asele döndüm.
-ponçiğim ayva almış mıydık biz. aldıysak bırakalım baksana yemişiz biz ayvayı haberimiz yok fazlası zarar.
Herkes birden sesli gülmeye başlayınca
-Allah seni kız ben sesli mi söyledim rezillik  daha ilk günden hem de. Tayini mi istesem verirler mi acaba.
Saçmalama Amine daha fazla. Oyalanma yoksa rezilliğin üstüne bir de annen terlikle oyacak seni.

bana bakan insanlara baş selamı verip hızlıca alacaklarımı alıp çikolata reyonuna geldim. abimi çıldırtma operasyon için çalışmalara başlayabilirim artık.

-10 tane şu fıstıklı dan olsun
5 tane bundan, 20 tane kekstra azmı oldu ki?
Bir paket dolusu aldığım abur cubura bakıp kararsızca  diğer çikolatalara bakarken arkamdan bir ses

-hanfendi size yetmez ama diğer çocuklarından nasiplenmesi için biraz anlayışlımı olsanız, hem bir hadis-i şerifte diyor ki insanoğlunun iki vadi dolusu altını olsaydı mutlaka bir üçüncüsünü daha isterdi insanoğlunun gözünü ancak toprak doyurur bilmem anlatabildim mi?

Alay mı ediyo bu be! Sinirle arkamı dönünce karşımda 20'li yaşların sonunda 1.80 boylarında çatık kaşlı sert görünümlü, bir adamla karşılaşmam bir oldu.
Yaptığım hatanın farkına varınca hemen gözlerimi yüzünden çekip omuzlarına sabitledim .
Günah kızım günah .tövbe Allahım ne olur affet beni, bide bu ses  bana bir yerden tanıdık geliyor ama Yok canım nereden tanıyacağım iyice saçmaladın Amine.
-bakın beyefendi aldığım şeyler sizi ilgilendirmez bu birincisi, kimsenin rızkın da gözüm yok çok şükür bu ikincisi ,ayrıca eminim ki depoda bunlardan fazlası vardır, son olarak da benim almamı engelleyerek siz insanların rızkına mani olmuyormusunuz ,iyi günler ,şimdi çekilin lütfen!

Kasaya geçip aldıklarımı öderken kasiyere dönüp
-zahmet olmazsa abur cuburları ayrı geçirir misiniz çıldırtmam gereken birileri var da gözlerim hain planlar yaptığımın sinyalini verirken kasiyer kız tebessüm etmekle yetindi .
Arkalardan derinden bir ses
-varlığınız yeter çıldırtmak için, başka bir şey yapmanıza gerek yok.

Arkamı hızla döndüğümde sıra bekleyen insanlar ve onların arasında az önce çikolata reyonunda bana laf atan adam, benden başka her yere göz gezdirip kendince saklanmaya çalışıyordu.

-bak sen şuna Amineyim oğlum ben Amine kaçar mı benden? Neyse ki seninle daha fazla muhatap olamayacağım. hıh

marketten çıkıp aldığım abur cuburları çantama saklayıp fişinide cüzdanıma koydum .arabanın oraya varınca aldıklarımı yere bırakıp abi mi beklemeye başladım. Asele dönüp
-gördün mü Asel ablanın başına gelenleri.
Kafamı sallayıp ,unutmak istiyorum Allahım. bugün olanlar için uygun bir zamanda yerin dibine giricem, ama ne olur şu an unutayım.
neyse bir an önce şu işler bitsin de uyuyalım yorgunluktan ölüyorum. Af Allah'ım daha evde temizlik beni bekliyor.abimin de gelmesi ile eve doğru ilerlerken abim elini uzatıp aklınca kartını istedi. Kartı verdiğim halde eli hala açık bekleyince el mecbur fişleri de verdim. Abim olayı çakana kadar ben abur cuburları saklarım ki.ehe ehe