-8- GEÇMİŞ VE GELECEK

3K 346 101
                                    

Meraba, ne yapmıyoruz? Bölüm atlamıyoruz... <3

~

Geçmiş. (Lise 2, 2. Dönem)

-Boran'dan-

"Efendim Hande?" Uykulu bir şekilde konuşarak telefonu kulağıma biraz daha bastırdım ve kuruyan dudaklarımı hafifçe ıslattım. Saat gece yarısını çoktan geçmişti.

"Asil hâlâ gelmedi mi?" Tedirgin bir şekilde konuştuğunda vücudumu ele geçiren ani telaşla hızla doğruldum ve elimi yan tarafıma atarak dokunmak için delirdiğim bedeni aradım. Ancak yoktu.

"Hayır gelmedi!" Uykulu ve hafif telaşlı bir şekilde konuşup yataktan hızla kalktım ve düşmek üzere olan gri eşofmanımı biraz daha yukarıya çektim. Odanın içi sıcaktı, soba hâlâ yanıyor olmalıydı.

Telefonumu diğer elime alıp sağ kulağıma götürdüğümde perdeyi aralayarak sağa sola baktım ancak ortalıkta kimse yoktu. "Aşağıdan bağırış sesleri geliyor, girmişler yine birbirlerine. Annemler bile uykudan uyandı."

"Asil'in sesi geliyor mu?" Titremeye başlayan elimi kaldırarak alnımı avuç içime yasladım. Uykusuz olduğum için olanları tam olarak algılayamıyordum. Çok az aralık olan camdan, çıplak tenime çarpan soğuk rüzgar tüylerimi diken diken etmişti.

"Murat abinin sesi geliyor, birisine bağırıyor. Asil'e galiba." Hande'nin sesi kısıklaşmaya başladığında derin bir nefes aldım ve alnımı ovaladım. "Orospu çocuğu yine içip içip para almaya gelmiştir kesin." Dişlerimin arasından tıslayarak konuştuğumda Hande bir kaç onaylayan mırıltı çıkarttı.

"Kapı kapanma sesi geldi! Bekle, camdan bakıyorum şimdi." Perdeyi çekip yatağıma döndüğüm sırada konuşmuştu Hande. Asil ile aynı apartmanda oturuyorlardı.

"Asil çıktı şimdi, baya hızlı hızlı yürüy- siktir! Siktir Boran, üzerinde ve ayaklarında hiç bir şey yok! Size geliyor olmalı, camın açık olduğundan emin ol." Hande telaşlı bir şekilde fısıldadığında camı tekrar kontrol ettim ve terleyen avuç içimi eşofmanıma sürttüm.

"Tamam, uyu sen de hadi geç oldu." Bir şey demesini beklemeden telefonu yüzüne kapattım ve odamda ki eski koltuğun üzerine attım. Sıkıntılı bir şekilde yatağa çökerken bir yandanda düşünüyordum.

Asil benim en yakın arkadaşımdı, sırdaşımdı, her şeyimdi. Ailemden çok ona güvenirdim ve hayatımda ki herkesten çok onu severdim. Ufacık bir göz yaşı gözlerinden düştüğünde bile canımdan can giderdi. Grilerinin dolu dolu olmasına dayanamazdım. Ona olan bu sevgim öylesine derin ve yoğundu ki, bazen kendime bile hayret ediyordum.

Her şeye göz yumuyordum onun için. Mesela sarılmaktan hoşlanmazdım. Ama Asil bana sarıldığında asla geri çekilmezdim, çekilemezdim. Hatta bazenleri bana sarılması için sürekli sızlanarak ağlardım.

Birisinin dertlerini dinlemek sıkıcı gelirdi, Asil konuştuğunda ise onu saatlerce dinleyebilirdim.

Yanımda birisi yatarken asla uyuyamazdım ama Asil yanımda olmadığı zamanlarda da asla uyuyamazdım.

Öpüşmekten iğrenirdim ama Asil beni öpsün diye geceleri uyuma taklidi yapardım.

Garipti.

Asil olmadan, olmazdı benim için. O benim canımdan bir parçaydı. O olmadan nefes almak bile güç geliyordu bana. Teni tenime her daim temas etmeli, sıcak ve tatlı dudakları her daim dudaklarımın arasına olmalıydı. Elleri ellerime sıkıca kenetlenmeli, kolları omuzlarımı nefes alamayacağım raddeye gelene kadar sarmalıydı.

Derin düşüncelerimi bölen şey, camdan gelen gıcırtı sesleriydi.

Hemen yatağa biraz daha sinerek gözlerimi kapattım ve sımsıkı yumarak uyuma taklidi yaptım. Kalbimin hızını düşürmek için Asil hariç her şeyi düşündüm ve başardım. Az kalsın ben bile uyuyor olduğuma inanacaktım.

Bir kaç saniye sonra camın kapanma sesi kulaklarıma dolmuştu.

Tok adım sesleri yatağıma doğru yaklaşırken renk vermemeye gayret ettim. Kemerin açılma sesi gelince gözlerim titreşmişti. Her zaman ki gibi pantolonunu bacaklarından ayırıyor olmalıydı.

Yan tarafımın çökmesiyle yatağıma çöktüğünü anladım. Elmacık kemiklerime değen parmakla içime kesik bir nefes çekerek kendimi biraz kasmıştım. Anlayacağını sanmıyordum. Yüzüme öylesine dalıyordu ki, başka hiç bir şeyi göremiyordu.

Burnumun ucuna minik, soğuk burnunun ucu sürtünmüştü ve derince solumuştu.

Soğuk parmak elmacık kemiklerim ve yanaklarımda yavaşça gezindi. Çene hattıma gelince, daha da bir yavaşlamıştı. Parmağı buz gibiydi ama tenimde dokunduğu her bir yeri yakmayıda iyi biliyordu.

Alt dudağımda hissettiğim soğuklukla irkildim. Yavaşça okşuyordu, diğer elinin parmakları saçlarımın arasına girmişti. Biraz baskı uygulayınca dudaklarım milimlik açılmıştı.

Derin bir iç çekme sesi duydum.

"Güzelliğim..." kulağımda hissettiğim sıcak nefesle hafifçe yerimde kıpırdandım ama gözlerimi açmadım.

Daha henüz, deli gibi istediğim dudaklarını dudaklarıma bastırmamıştı. Uyanamazdım.

Sıcak nefes kulağımdan uzakşıp, dudaklarıma değince elimin altında ki ince örtüyü avuç içlerime hapsederek sıkı sıkı parmaklarımı sardım. Siktir... heyecandan bayılacaktım.

Dudaklarının hafif baskısını dudaklarımın üzerinde hissedince, nevrim dönmüştü.

Hafifçe tatlı dilinin ucunu sürterek araladı ve ağzımın içine minik bir soluk bıraktı. Ona karşılık vermek için yanıp tutuşan dudaklarımı zorlukla hareket ettirmemiştim.

Öylesine yumuşak ve narin davranıyordu ki... sanki, biraz daha sıkı bastırsa dilini dudaklarım kopacakmış gibi hissediyordu. Eh, uyanmamdan korkuyor da olabilirdi.

Bir kaç kere geriye çekilip ard arda yumuşak öpücükler bıraktı ve küçük küçük mırıltılar çıkartarak diliyle yaladı. Sanki şeker yiyiyordu.

Kokumu içine çekmeye başlayınca hafifçe kıpırdandım ve geriye gitmesine sebep oldum. Sanki yeni uyanıyormuş gibi hareket ederek gözlerimi aralamıştım.

"Asil, geldin mi?" Bilerek çatallı ses tonuyla konuştuğumda yamukça gülümsedi ve kafasını hızlı hızlı olumlu anlamda salladı. Yatakta biraz daha yana kayarak ona yer açtım.

Yanıma yan bir şekilde uzanarak direk belime sarılmıştı. Uslu bir şekilde ona yanaşarak kafamı boyun girintisine gömdüm ve burnumu sürterek huzurlu mırıltılar çıkarttım. Boğuk ses tonuyla kulaklarımda çınlamıştı kıkırtısı bu yaptığımla.

"İyi uykular meleğim." Kulak mememe dudaklarını sürterek konuştuğunda köprücük kemiğine uzunca bastırdım dudaklarımı. Hoş kokusunu ciğerlerime doldurarak geriye çekildim ve yanağından da sulu bir şekilde öperek sıkı sıkı gövdesine sarıldım.

Bir bacağını dizlerinden kırarak bacak arama sokmuştu. Aletime değen diziyle nefesim hızlanırken ihtiyaçla bacaklarımı biraz daha araladım ve ona sürtünerek iyice yapıştım.

İhtiyacımı anlamış olacak ki çaktırmadan dizini bacak arama sürterek ıslak dudaklarını kulağımın altına bastırıyordu. Yutkunarak dizini iyice kıstırdım ve gözlerimi kaçırarak tekrardan boynuna gömüldüm. Burası benim güvenli yerimdi.

"İyi uykular." Uykulu bir şekilde mırıldandığımda bir şeyler söylemişti ama algılayamamıştım. Huzurlu kollarının arasında, güzel bir uykuya dalmıştım.

~

Bu bölümü sevdim...

ASİL (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin