Sabah bir bölüm daha attım, onu atlamayın lütfen. ♡
~
Kolumda ve sırtımda hissettiğim güçlü darbelerle bedenim sarsılırken, gözlerimi açmak için büyük bir çaba sarf ediyordum.
Zihnim yavaş yavaş açılırken, aynı zamanda da başıma manyak bir ağrı girmişti. Beynimin içinde Asil'ler birbiriyle grup seks yapıyordu sanki. O derece başım ağrıyordu. Yüzümü buruşturarak kirpiklerimi kırpıştırdım.
Kulaklarıma dolan hırçın ve bir o kadar da cırtlak ses ağrıyan başıma adeta tuz biber ekerken, yutkunarak göz kapaklarımı biraz daha zorladım. Sanki japon yapıştırıcısıyla yapıştırılmış gibiydi. Göz kapaklarımı kaldırmak aşırı güç geliyordu şuan.
"Siktir! Siktir, siktir... Boran uyan çabuk, okula manşet olacaksınız!"
Son bir güçle gözlerimi sımsıkı yumdum ve derin bir nefes alarak hızla geri açtım. Etrafı kıstığım, buğulu gözlerimle izlerken bir yandan da olanları algılamaya çalışıyordum. Başımda ki ağrı kendini biraz daha belli etmeye başlamışken yüzümü iyice buruşturdum.
Dudaklarım aşırı derecede sızlıyordu.
Yüz üstü yattığım bedenin üzerinden doğrulup etrafa şaşkın bakışlarla baktığımda, herkesin farklı yerlerde uyuduğunu gördüm. Derince esneyerek gerildim ve sersem bir şekilde saçlarımı karıştırdım. Yeni uyandığım için kendimi mal gibi hissediyordum.
"Boran, ne olur bana Leyla'nın telefonunun şifresini bildiğini söyle."
Hande'nin telaşlı sesi kulaklarıma dolarken onu umursamadan gözlerimi ovalamaya çalıştım ama buna izin vermeyerek hızla yanıma çökmüştü. "Sabah sabah ne oluyor kızım?" Çatallı sesimle konuşup öksürdüğümde gözlerini devirdi ve telefonuyla bir şeyler yapmaya başladı.
"Şimdi göstereceğim sana ne olduğunu." Sinirli bir şekilde ağzının içinde homurdandığında omuz silktim ve esneme işine geri döndüm. Alnıma bir kaç kere avuç içimle vurup başımın ağrısının gitmesi için çabaladım ama daha çok ağrımaya başlamıştı.
O sırada kafama dank eden şeyle gözlerimi hızla, kasıklarında sanki ata biner gibi oturduğum bedenin yüzüne çevirdim. Gördüğüm yumuşak ve huzurlu yüzle bir kaç kere kirpiklerimi kırpıştırıp ağzımın içinde bir küfür savurdum. Ardından umursamazca omuz silkip oturmaya devam ettim.
Asil'in kasıklarının üzerinde oturuyordum.
İşin komik tarafı, Asil'in kasıklarının üzerinde oturmaya zaten alışıktım.
Yani, yanlış anlaşılma olmasın. Kavga sırasındayken nerdeyse her seferinde, o benim altımda oluyordu ve ben de istemsizce kasıklarına oturup yüzünü yumruklamaya devam ediyordum.
"Çabuk izle şu videoyu." Leyla'nın sesini duyduğumda uyuşuk bakışlarımı telefonuna indirdim ve kısaca ekranda göz gezdirdim.
On beş dakikalık bir video olduğunu görünce kaşlarım istemsizce havalanmıştı.
Soğuk ellerimi Asil'in çıplak gövdesinin üzerine koydum ve Hande'nin başlattığı videyu izlemeye başladım. Her saniye geçtikçe yüz ifadem değişiyor, şekilden şekile giriyordum. Gözlerim irileşmiş, dudaklarım kocaman açılmıştı.
Asil ve ben... öpüşüyorduk?
"L-lan biz niye öpüşüyoruz!?" Ağlamaklı bir şekilde konuşup istemsizce tırnağımı Asil'in kaslı gövdesine bastırdığımda altımda kıpırdandı ve ağzını şapırdatarak bir kaç küçük mırıltı çıkardı. Elleri uyluklarımda, masum bir şekilde uyuyordu.
"Doğruluk mu cesaretlilik mi oynuyorduk. Sen de cesaretlilik diyince Leyla sana böyle bir görev verdi." Omuz silkip videoya geri döndüğünde ben de oturduğum yerde biraz daha bacaklarımı açarak izlemeye devam etmiştim.
Neredeyse bir kaç dakika boyunca aralıksız olarak öpüşmüştük. Asil'in elleri arada kalçama gitmiş, bir kaç kere ufak ufak şaplaklar atmıştı. Utançla gözlerimi bir kaç saniye videodan çektim.
"Niye kimse ayırmıyor? Kaç dakika öpüştürdünüz bizi?" Dehşetle konuştuğumda kafama bir tane patlattı sinirli bir şekilde. "Ayırmaya çalıştım ama ayrılmadınız. Söz de on saniye öpüşecektiniz." Yutkunarak videoya tekrar döndüm.
Yedinci dakikadan itibaren Asil beni belimden kavrayıp kucağına almıştı ve siyah deri koltuğun üzerine oturarak benide bacaklarına oturtmuştu. Hırslı ve sinirli gözüküyorduk öpüşürken. Kaşlarımız çatılmış, ellerimiz vücutlarımızın her yerinde geziniyordu.
Onuncu dakikada üzerinde ki kapşonluyu çıkarmıştım.
Kalça yanaklarımı sıkıp beni tekrardan havalandırmış ve bu sefer de sarsak adımlar atarak duvara yaslamıştı. Bacaklarımı beline sıkıca dolayarak onu öpmeye devam etmiştim. Alt taraflarımızın birbirine sürtündüğünü gördüğümde istemsizce yüzümü buruşturdum.
Hande dirseğini karnıma geçirerek bana ters ters bakmaya başladığında ben hâlâ videoyu izliyordum. "Çocuğun ağzının her yerini aç köpek gibi yerken böyle değildi yüz ifaden, ne oldu birden?" Alayla konuştuğunda dişlerimi sıktım.
On dördüncü dakikadan sonra ise kucağında benimle beraber yere düşüyordu ve kahkahalarımızın arasından yarım saniye boyunca halimize gülüp kesik kesik öpücükler konduruyorduk dudaklarımıza. Daha sonra video bitiyordu zaten.
"Kimse hatırlamaz değil mi?" Hissettiğim korku ve telaşla güçlükle konuşurken çenem titremişti. Hande sırtımı sıvazlayarak gözlerimin içine baktı ve güvenilir bir gülümseme sundu bana.
Ardından telefonunda ki videoyu ve bir kaç fotoğrafı, gözlerimin önünde her yerden silmişti.
"Merak etme, hiç kimsenin hatırlayacağını sanmıyorum zaten yarısı uyukluyordu. Ama..." dedi gözlerini kaçırıp derin bir nefes alırken.
"Leyla'nın telefonunda da fotoğraflar ve video var Boran. Ne yazık ki, Leyla pek uyukluyor gibi durmuyordu." Gözlerimin içine aynı telaşlı ifadesiyle baktığında yutkundum.
"Şimdi ne yapacağız?" Kirpiklerimi kırpıştırıp ağrıyan başıma tekrardan avuç içimle vurduğumda bilmiyorum anlamında dudaklarını büktü. "Her türlü şifreyi denedim ama bir türlü giremedim Leyla'nın telefonuna. Ne yapacağımızı bilmiyorum."
Tam ağzımı açıp konuşmaya başlayacaktım ki, altımda ki bedenin hareketlenmesiyle dondum kaldım. Tek elini sırtıma, diğer elinide belime koyup yattığı yerden dikleşti ve öksürerek yüzünü buruşturdu. Benden destek alarak kafasını göğsüme uykulu bir şekilde yaslamıştı.
"Neden Leyla'nın telefonuna girmeye çalıştığınızı öğrenebilir miyim acaba?"
Boğuk ve çatallı sesiyle konuşup uykulu gözleriyle ikimize anlamsız bakışlar attığında, nefesimi tutmuştum. İşte şimdi nasıl bir açıklama yapacağımızı kesinlikle bilmiyordum.
~
Kurguyu beğenenler olmuş, biraz daha devam edelim...