Gözlerimi bir yatakta açtım, her gün farklı bir yerde kalkıyorum ya. Doğrulduğumda kimse yoktu. Tanrıya şükür bu sefer bağlanmamıştım. Bacağım sarılmıştı kim yaptı bu iyiliği acaba? Odada bir cam gözüme çarptı, ne kadar bacağım acısa da bunu yapacaktım. Beacon Hills'ten kaçacaktım. Buraya yeni yerleşmiştim ama olsun. Kurtlarla birlikte olmak çok değişik bir histi. Zorla yataktan kalkıp etrafı inceledim. Kimseyi göremeyince aşağı atladım. Bir saniye yumuşak bir yere düşmüştüm. ah lanet olsun, Derek beni tutmuştu.
"Lanet olsun nereden gördün!?" diye söylendim.
"Kurt olmanın faydaları desene."
"İndir beni!" neredeyse bin kere indir dedim ama beni bırakmamakta kararlıydı. Şimdi iltifat etmek gibi olmasın ama kokusu mükemmel. Bu nasıl bir parfüm diye yaklaştığımda, aynı anda o da bana yaklaştı. İradem dışı bir şey yapmıştım.. Onu öpmüştüm, o bana karşılık vermişti. Bir kaç saniye ayrılmamıştı benden. Beni yine veterinlerin içine götürdü. Scott ve Stiles belli ki beni arıyorlardı.
"Scott ve Stiles, burada." diye bağırınca bende korkmuştum. Onun boynuna yattım.
"Neredeydin, her yerde seni aradık."
"Sadece kaçmaya çalışıyordu." sadece sustum. Beni soğuk bir yere yatırınca Derek'i bırakmak istemedim. Çok fazla soğuktu. Bana ne yapacaklardı?
"Sana bir şey yapmayacağız, sadece yarana bakacağız." benim aklımı okuyordu pislik. Bunları da duy Derek. Yaramı açıp baktılar. Acıyla inledim, beni biraz daha burada tutacaklarsa çok pis sinirlenmeye başlıyorum. "Şimdi sakın hareket etme, Derek siz onu tutun. Zehri almam lazım." Derek beni tutmayacaksın değil mi? Yerimden kalkmaya çalıştım, kurt güçlerini kullanıyorlardı. Yerimde çırpınabildiğim kadar çırpındım. Sonra bacağımdaki acı çıkarken çığlık attım. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı.
"Şş sakin..." diye kaldırdı Derek beni. Boynuna sokuldum hemen, bacağım acı içinde yanıyordu.
"Bu... Bu çok nadir görünen bir Tanrıça'nın zehri. Demek ki sana bir mesaj vermek istiyorlar." ne demeye çalıştığını anlamıyordum.
"Derek! Ona çok iyi bak, onu gözlemle. Dönüşebilir."
"NE!?" diye bağırdım. Neye dönüşecektim ben? Anlamıyorum hiçbir şey. Çok fazla korkuyordum. Bu nasıl bir zehirdi ve ne mesajıydı? Neden ben acı çekiyordum? Derek beni kaldırdı, arabasına bindirip evine götürdü. Artık kendi evime gitmek istiyordum. Beni oturtup gitti. Bir süre sonra elinde iki kahve ile geldi. Televizyonu açıp bir film açtı. Kahvemizi içip masaya koyduk. Film bitimine gözlerim kapanıyordu. Derek üzerime bir şey örttü. Onun boynuna yattım. Sonrası karanlık.
