21: deep emotions

959 93 117
                                    

khalid - young dumb & broke

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

khalid - young dumb & broke


Soğuk havaya inat yıldızlarla kaplı gökyüzü göz alıcıydı. Ay ışığı nehire yansırken kollarımı dayadığım demirlerden çektim.

Başımda katlanılamaz bir ağrı vardı ve ben ne düşüneceğimi kestiremiyordum. Önüme gelen siyah saçlarımı çektikten sonra yanımda beni izleyen bedene çevirdim bakışlarımı.

Bir hafta sonra ilk kez görüyordum onu, hala solgun olan yüzü ve soğuktan kızarmış dudaklarıyla karşımda duruyordu. Üzerinde siyah bir kazak, aynı renk kot pantolon, botlar ve şişme montu vardı. Uzamış olan kahverengi saçları dağınıktı. Siyah bir insana en fazla bu kadar yakışabilirdi.

Hazır hissettiğimi düşünüp onu aramış ve Han Nehri'ne çağırmıştım. Demirliklere yaslanmış nehiri izliyorduk ve yaklaşık yarım saat geçmesine rağmen ikimiz de konuşmuyorduk. Benim konuşmam gerekirdi çünkü benden bir cevap bekliyordu.

Yuta bana ilanı aşk etmişti ve benden ona net bir şey söylememi bekliyordu. İki seçeneğimiz vardı; ya sevgili olacaktık ya da onu reddedip bir daha muhatap bile olmayacaktım onunla.

Aklıma tekrar Johnny'nin sözleri dolarken kalbim küt küt atıyordu. "Kötü görünüyorsun" dedim derin bir nefes alarak. Sessizlik sağır ediciydi, düşüncelerimde boğulmaktan korkuyordum.

Bir elini saçlarından geçirdi gözlerini bir süre yüzümde gezdirdi. "Kötüyüm çünkü." Omuz silkerek söylediği sözler benim canımı acıtırken devam ettim, "neden peki?"

"Seni özledim ama sen yanımda yoksun."

Şaşkınlıkla kaşlarım çatılırken birkaç saniye durdum. "Ben senin hep yanındaydım Yuta. Şimdi değilsem senin yüzünden. Ne yaptıysan kendin yaptın."

Ses tonumun sakinliğine ben bile şaşırırken o, hüzünlü bakışlarını nehire çevirdi ve cebinden sigara paketini çıkarıp bir dal koydu dudaklarına. Çakmakla sigarayı yaktıktan sonra zehri içine çekti. Dudaklarından süzülen gri duman havaya karışırken "biliyorum" dedi. "Bunun farkındayım. Hayattaki en büyük pişmanlığım belki de."

Hiçbir şey söyleyemedim. Gerçekten pişmandı. Gerçekten üzgündü. Yuta benim yüzümden bu haldeydi ve bana şaka gibi gelen bu gerçek bir tokat gibi yüzüme vurmuştu.

Geçen birkaç dakikanın ardından biten sigarasını söndürdü ve bakışlarını bana çevirdi tekrar. "Binlerce kez özür dilerim..." Kırgın ses tonunda sanki yüzlerce şey söylemek istermiş gibi bir hava vardı. Ama o kelimelerini sarf edip susmayı tercih etmişti.

"Ben sana çok aşığım Alice."

Kalbim deli gibi atarken elimle saçlarımı düzelttim. Bunu ondan duymak... İkimiz de darmadağındık ve bunun artık bir son bulması gerekiyordu. Hayatımıza devam etmeliydik, etmeliydim.

Bu yüzden derin bir nefes aldım ve yüzümde gezinen gözlerini yakaladım. Gerçekten o kadar güzeldi ki bıraksalar anlatmak için sayfa sayfa şiirler yazmaya çalışır başarısız olurdum. Ama başarısızlığıma da üzülmezdim. O kadar başkaydı Yuta benim için.

Üzerimdeki montu düzelttim ve ona yaklaştım. Bir elimle saçlarına dokundum hafifçe. Yumuşak saçlarına aşığım. Yavaşca saçlarından gözlerine getirdim elimi. Gülünce kısılan gözlerine aşığım. Elimi yanaklarına getirdim bu sefer, baş parmağımla hafifçe okşadım yanağını. O sıkılası yanaklarına aşığım.

Şaşkınca bana bakarken konuşmuyordu. Her hareketimi dikkatle izlerken yüzüne bakamadım. Elimi yanaklarından çekip kırmızı dudaklarında durdum bu sefer. Gülümsemene aşığım. Gözlerim dudaklarındayken uzun zamandır yapmak istediğim şeyi yaptım.

Parmak uçlarımda yükseldim ve onu kendime çekip dudaklarımı yumuşak dudaklarına bastırdım. Birkaç saniye şaşırdığından sanırım karşılık vermedi. Ardından kendine gelmiş olmalı ki bir elini belime sardı ve beni kendine daha çok çekerken diğer elini de yanağıma koydu. Alt dudağımı öperken nefessiz kaldığım için ondan ayrıldım.

Alnını alnıma yasladığında gülümsediğini görmüştüm. Gözleri kapalıydı. Kalbim hızla atarken bir elimi ensesine koyup saç diplerini okşadım. İstemsizce tebessüm ediyordum ve yüzüm alev almıştı. Nefeslerimiz birbirine karışıyordu.

Gözlerini açtığında gözlerinin içine baktım. "Ben de aşığım. Her detayına aşığım Nakamoto Yuta."

Gülümsemesi büyüdü ve yanağımı okşadı. "Hiç kimseyi bu kadar fazla sevebileceğimi düşünmezdim. Seni seviyorum, SENİ ÇOK SEVİYORUM!" Sonlara doğru kafasını havaya kaldırıp kahkaha atarak bağırdığında hızla elimle ağzını kapattım.

Yoldan geçen herkes bize bakıyordu ve böyle bir durumda bağırmak... Çok uçuk bir hareketti. "Bağırmasana manyak." Kıkırdadığımda,"haykırmak istiyorum!" dedi ve bana sıkıca sarıldı.

"Yıllarımızı telafi edeceğim, gerçekten mutlu olacaksın. Artık üzülmek yok, buna izin vermem. Bana güvendiğin için teşekkür ederim Alice Park." Fısıltı şeklinde çıkan güzel sesi kulaklarıma dolarken gülümsemekle yetindim. Heyecanımı tarif edemiyordum.

Sözlerine güvenmiştim, ona güvenmiştim.

İki seçeneğim vardı ve ben mutlu olanı seçmiştim. Çünkü artık üzülmek istemiyordum, yeterince çekmiştim. Eninde sonunda hayatıma devam edebilirdim ama Yuta da bana karşı hisler beslerken daha fazla yıpratamazdım kendimi. Denemek istiyordum, onunla olmak nasıl bir his tatmak istiyordum. Sonunda tekrar üzüleceksem bile bunu yaşayarak öğrenecektim.

Çünkü Nakamoto Yuta, aşık olduğum adam artık benim sevgilimdi.

🍯🍯🍯

AŞIRI RAHATLAMA GELDİ

yutalice in your area arkadaşlar 🤞🏻

Bu bölümü yazarken aşırı stresliydim nedensizce. Fazla romantik oldu HDHRHRHD Umarım hoşunuza gitmiştir, fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın lütfen 🥳♥️

Şimdi sizden bir şey isteyeceğim. Eğer fice ve çiftlere, Yuta ile Alice'e bir şarkı bırakmak, önermek isterseniz o şarkı ne olurdu? Yani onlara uyan bir şarkı falan var mı? Çok merak ediyorum, yazarsanız mutlu olurum...💗

Şimdilik bu kadar, diğer bölümde görüşmek üzere sıcak çikolatarım. Kendinize çok iyi bakın, hepinizi öpüyorum 😽💝

 Kendinize çok iyi bakın, hepinizi öpüyorum 😽💝

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
honeypieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin