2: breakfast in the hill

1.1K 129 103
                                    

jeremy zucker - comethru

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

jeremy zucker - comethru


Mavi ve tonlarının hakim olduğu odamda çalışma masasının koltuğundaydım. Belim artık yamulmuş, sanki bütün eklemlerim ayrı ayrı ağrıyordu.

Sıkıntıyla oflayarak kafamı büyük pencereme çevirip ağaçları izledim. Evim bir apartman dairesiydi ve tek katlıydı. Dördüncü katta oturduğum için apartmanın çevresindeki ağaçlar bana çok yakındı.

Genel olarak geniş bir daireydi. 3 odası, 4 banyosu, kocaman salonu ve mutfağı vardı. Benim için fazla büyüktü ama yine de seviyordum, kızlarda gelip sık sık kalıyorlardı zaten.

Bütün gece uyuyamamıştım. Profesör biyokimya hakkında bir tez yazıp bugüne yetiştirmemizi istemişti. Bütün gecemi alsa da sonunda bitirmiştim.

Çift kişilik yatağımın üstündeki Malibu yeni yeni uyanıyor, mırıltılı sesler çıkartıyordu. Gülümseyerek kalktım ve onu kucağıma aldım. Diliyle yüzümü yalamaya başlayınca hafifçe burnunu öptüm ve onu yatağa geri bıraktım.

Mutfağa gidip mama ve süt aldım. Salondaki kablarını doldururken Malibu çoktan koşarak gelmiş ve yemeye başlamıştı. Gerçekten acıkmış olmalıydı.

Telefonumun çalmasıyla arayanın Eunbyul olduğunu gördüm, saat daha sabahın yedisiydi. İlk dersimize daha bir buçuk saat vardı. O da büyük ihtimal uyumamıştı.

Aramayı cevaplayıp hoparlöre aldım. Bir yandan da mutfağa ilerliyordum, "Günaydın leydim, sabah sabah bu şerefi neye borçluyuz?"

Kıkırdayarak konuştu, "Sen de uyumadın değil mi? Biliyordum."

"Nasıl da tanırmış beni. Hiç sorma ödev yetiştirdim. Ne biçim Profesörse beni bile ayağa dikti bütün gece ay!"

"Bende de var aynısından, neyse. Ben seni şey için aramıştım. Jieun aradı Chae ile plan yapmışlar. Her zaman gittiğimiz tepede kahvaltı yapalım mı diye soruyorlar. Piknik gibi yapacakmışız. Ben olur dedim, sana uyar dimi?"

Kızlarla her zaman gittiğimiz, insanlardan uzak bir arazi vardı. Her baharda çeşit çeşit çiçekler ve papatyalar açardı. Biraz ilerleyince tepeye çıkardınız. Bütün Seoul gözüküyordu ve gölgelerine oturabileceğiniz ağaçlar vardı. Oraya hepimiz bayılıyorduk.

"Tabii uyar ama ben hiç hazırlık falan yapmadım. Ne yiyip ne içeceğiz biz paşam orada?"

Tatlı bir ses tonuyla cevap verdi, "Ben de yapmadım ama o iki deli her şeyi çoktan ayarlamışlar. Biliyorsun zaten huylarını, devremi ara haber ver dediler."

Suyumu yudumlarken kahkaha attım. Byul tekrar konuştu, "Yalnız birlikte gidecekmişiz. Hepimizi arabayla almak yine sana düşüyor."

"Tamam canım o kolay. Hadi hazırlanıyorum ben öptüm."

honeypieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin