Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
alessia cara - here
"Minho'nun bana aşık olduğunu neden bana söylemedin?"
Karşımda oturan Chris huzursuzca yerinde kıpırdanmıştı. Benim evimdeydik ve Chris ile Felix gelmişti. Felix salonda oturduğumuz koltuğa yatmış, Chris ise elindeki Malibu ile oynuyordu.
Kafamı kaldırıp ikiliye baktım. Chris üzerinde siyah hoodie, gri paçaları lastikli bir eşofmanla sıradan görünüyordu. Kahverengi saçları dağınıktı ve gümüş küpeleri kulağını kaplıyordu. Felix ise uykudan yeni uyanmış gibiydi. Sarı saçları dağılmıştı, üzerindeki açık mavi hoodienin kapşonunu kafasına geçirmişti. onun da altında siyah eşofman vardı. Suratını kaplayan çilleri daha da belirginleşmişti.
Chris nefesini dışarıya üflemişti, gözlerini kedimden çekip bana dikerken konuştu, "Ne diyebilirdim ki? Birincisi beni ilgilendirmez, ikincisi söylesem ne değişecekti? Sen Yuta'ya âşıktın."
"Yine de söyleyebilirdin..."
Aklıma tekrar olanlar gelince yüzümü buruşturmuştum. Felix yanıma oturdu ve kafamı alıp kendi dizine yasladı. Saçlarımı yavaşça okşamaya başlamıştı. Nazik bir ses tonuyla konuştu, "Ya güzelim Minho sana hep ilgi duyuyordu ama açılamıyordu işte. Artık dayanamamış belli ki Yuta'ya söylemiş. En söylenmemesi gereken kişiye söylemiş aptal, yapacak bir şey yok. Biz buraya senin için geldik, sen nasılsın onu söyle."
Chris de Malibu'yu bırakmış ve yanımıza oturmuştu. Bir eliyle elimi tutarken Felix'in söylediklerine kafasını sallamıştı. Baş parmağıyla bileğimin iç kısmını okşarken gülümsüyordu. Ağlamak üzereydim, iyice duygusallaşmıştım.
"Kötüyüm. En son Minho ile randevuya çıktık işte biliyorsunuz. Olmaz dedim ama ısrar etti. Sonrası yok. Aklımdan çıkmıyor Felix!" Ağlamaklı ses tonumla konuştuğumda ikisi de iç çekmişti.
Chris kızgın bir tonda söylenmişti, "Yıllardır aynı şey. Bu herif seni hiç hak etmiyor. Ağzını burnunu kıracağım bir gün o olacak."
"CHRIS!"
"NE VAR? Onu savunma bana, hayır kızamıyorum da. Kalp bu ota da konar boka da..." Chris son kelimelerini bastıra bastıra isyan ederken Felix ona bağırmıştı. "Aklına getirip üzmesene daha çok kızı! Al bakayım şunları sen, balım benim." Suratıma yaklaşıp şirinlik yaparken elime gelirken aldıkları çikolatalardan birini tutuşturmuştu.
Şu an ilgiye ihtiyacım vardı ve benim arkadaşlarım bana fazlasıyla gösteriyordu. Şanslıydım.
Çikolataları yerken Chris'e dönmüştüm, "sen beni bırak. Hina bebeğim nasıl?" Chris sevgilisinin adını duymasıyla bile gülümsemişti. Suratındaki tebessümle bana dönerken "iyidir herhalde, konuşmadık." dedi.
"O niye o?" Merakla sorduğumda Felix kıkırdayarak cevaplamıştı beni, "kavgalılar, Hina bölümünden arkadaşı Haruto ile ödev yapacakmış. Arkadaş kıskanıyor."
