Bölüm 4

1.2K 24 0
                                    

Koca üç gün geçmişti, havaalanında valizlerimi aldık ve şoförü bekliyoruz. Özlemişim buranın havasını, yorucuydu bu seyahat. Adam geldi ve valizlerimizi aldı, arabaya bindim. Anılda ön koltuğa oturdu, telefonumu aldım ve Merveye yazdım.

'Geldik biz bebek.' teslim edildi, birazdan göreceğine eminim.
Bir kaç dakika geçmişti, bildirim sesiyle telefonu elime aldım.
'Sonunda aşkımm.' sırıttım böyle bir ilişkimiz vardı ve çok tatlıydı. Kalp attım ve telefonu yanıma koydum. Anıl öndeydi ve çıtı bile çıkmıyordu. Ne konuşabilirdi ki zaten.

Arabadan indik, burası bizim evimiz, Anıl ve benim evim. Çok güzel ve lüks bir evdi.
İçeri yürüdük, Anıl anahtarıyla kapıyı açtı, ev griydi içi de dışında ve bahçesi çok güzel dekore edilmişti. Kapıyı kapattı ve bana döndü.
"Ev." dedi,
"Evet." dedim
"Yatak odası yukarıda." kafamı salladım. Yukarıya çıktım elimdeki valizle zor olsa da. Gerçekten ev güzeldi ve yuva havası vardı. Valizi açıp kirlileri ayırdım, dolaba diğer kıyafetleri koydum. Yorgun değildim ama uyusam uyurdum. Saat daha 10.30 erkendi uçağımız. Yatağa oturdum ve yeni mobilya kokusunu içime çektim, en sevdiğim nadir kokulardandı bu. Anılın adım seslerini duydum, pürüzsüz cildi nedense dikkatimi çekmişti. Sakal bırakmayı sevmiyor sanırım, bende sevmem bırakanları. Kollarımı arkama dayadım.

''Ben gidiyorum.'' dedi, iç çektim. Resmen yüzümü görmeye tahammül bile edemiyordu. Aynı duyguları paylaşmamıza seviniyorum ama bir insan bu kadarda nefret etmez birinden, fazla abartı. Kafamı salladım, şifonyerden parfüm sıktı ve yine bana baktı, ''Sende git.'' kaşlarımı çattım bide bana emir vermeye başladı bu iş çığırından çıkıyor ama he. ''Sanane.'' dedim, ''Kadın gelecek, valizleri boşaltıp toplayacak.'' jeton yeni düşmüştü, ''Tamam.'' ayağa kalktım ve yataktan telefonu alıp merdivenleri indim, koltuktaki çantamı alıp çıktım. ''Görüşürüz... kocacım.'' bu artık aramızda ironi halini almıştı, ikimizde ciddiye almıyor gülüp geçiyorduk. Annemden arabamı alma vakitim geldi, onlara bırakmıştım. Taksiye bindim ve konumlarını verdim.

Bahçeye ulaşmıştım, annem bahçedeydi yoldayken konuştuk. Audi a7' min anahtarını aldım bu son model arabayı babam iki ay önce almıştı. Aslında ben almıştım yarısını ben karşıladım. ''Nasılsın?'' dedi annem, en son atışmıştık. ''İyi sen?'' gülümsedi.

Çayımı bitirdim, annem tutturdu gel gel diye, Merveye on dakika önce mesaj atmıştım. Buluşup konuşacaktık. ''Gitsem iyi olur Merve bekliyor.'' gülümsedi kapıdan yolladı, arabaya binip motoru çalıştırdım içi hamam gibi olmuştu, camları ve klimayı açıp gaza bastım. Anıl şirkete gitmiş olmalı. Evden daha uzaklaşmamıştım ki annem aradı, ''Kızım! baban sabah dosyaları unuttu, sana zahmet götürsene.'' iç çektim, ''Tamam.'' dedim, Merveye de ayıp olacaktı şimdi. U dönüşüyle eve döndüm.
...........
Şirkete girdim, üzerimde beyaz kadife dar mini bir elbise vardı allahtan tayt falan giymedim. Anıl buradadır kesin onu görmemeyi umarak yürüdüm. Beşinci kata babamın odasına çıktın ve kapıyı tıklattım.
"Baba." yanında benim yaşlarımda etkileyici bir erkek vardı, kimdi ki bu babamın yanında genelde yakışıklı çocuktan çok yaşlı dayılar oluyor. Aferin be baba işe yakışıklı çocuk almayı sonunda becerdin. Çocuk bana baktı ve gülümsedi, dişleri inci gibi özenle dizilmiş ve bembeyazdı gülünce gidip dudaklarına yapışmak istedim. Anılla yarışacak kadar iyidi, hatta belki anılı bir puanla elerdi. Gülümsedim çekingen tavırla, dosyaları elimi göğsüme doğru kaldırıp gösterdim, çocuk yüzüğümü görmüştü bakışlarını yakaladım, kapıda dikilmeyi bırakıp çocuğun ve babamın yanına girip dosyayı uzattım masanın diğer tarafından. Babam ağzını açtı konuşmak için. ''Tanışsanıza, Meriç Demir şirketimizin yeni üyesi.'' gülümsedim, Meriç ismini oldum olası sevmişimdir. Gülümsedim gülümsedi. 

TUTKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin