Dudakları, dudaklarımdan boynuma ordan köprücük kemiğime indi, nasıl hareket edeceğini nerelerime nasıl dokunacağını iyi biliyordu, köprücüklerimden yavaşça dudaklarını asla kaldırmadan omzuma ulaştı. Parmakları bacaklarımdan dolanıp belime ulaştı...
''Alo?'' diyerek açtım telefonu kabul ediyorum. Yeni işim hayırlı mı olsun o zaman.
''Günaydın Ece.'' dedi Bora,
''Ben kabul ediyorum.'' dedim utanarak.
''Ne güzel, akşam saat sekizde alırım.'' ne?
''Bir dakika, nereye alacaksın?'' dedim,
''Konum at iş yemeği, CV ni getirmeyi unutma.'' dedi, sırıttım. Sesi kulağıma çarpıyordu, kalbim yerinden cıkacaktı neredeyse.
''Pekala konum atarım.'' dedim ve telefonu kapadım, hemen konum attım. Evin konumunu. Anılla hala görüşmemiştik, iki gün oldu. Her neyse küs olması pek bir şey ifade etmiyordu, ona aşık olduğumu falanda düşünmüyorum. Gözüm ondan başka her erkeği görüyor.
Hazırlanmaya başlamıştım, diğer işimden ayrıldım korkarak. Güvendim ama umarım hata yapmamışımdır. İnternetten araştırmam üzerine herkes olumlu şeyler yazmıştı. Birisi aynen şöyle yazmış, 'Patronu için çalışıyorum, ah galiba o dünyanın en cool insanı. Kim olduğumu boşverin. Seni seviyorum Bora bey.' gülmeye başladım bir kez daha okuyunca. Aşık olması dışında sorun yok.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hazırdım, tam anlamıyla mükemmel olmuştum. Siyah çantamı omzuma taktım, Saçlarımı açtım ve savurdum su dalgası saçlarım sırtıma değiyordu. Ayakkabılarımı giydim. Saat neredeyse sekize geliyordu. Komodindeki tek taş gözüme çarptı, sıkılarak taktım parmağıma. Bu oyun sıkmıştı. üzerime parfüm sıktım. Dolaptan cvleri aldım.
Aşağıya indim, bir barda su aldım ve içtim. Dışarıya çıktım neredeyse gelirdi.
''Oohaa.'' dedi kahkaha içinde, çapkın bir gülüştü bu.
