Jisoo, tüm vücudunu saran bir sıcaklık hissetti. Bu sıcaklık, şüphesiz, etrafını çevreleyen kalabalıktan geliyordu. Bu sefer şahit olduğu kalabalık, yemekhanede gördüğü kalabalıktan kat ve kat daha fazlaydı. Dünya denilen yere bu kadar insanın nasıl sığdığına hayret etti Jisoo.Gürültülü kalabalığın içinde ilerlerken Taehyung'un elini sıkıca tutuyordu, o ele öyle sıkıca tutunmuştu ki sanki kalabalağın onu yutmasından korkuyor gibiydi. Taehyung elini sıkan kızı kolunun altına aldı. "Sakin ol Jisoo, ben yanındayım."
Jisoo'nun içinde duyduğu sesle bir rahatlama oluşmuştu. Taehyung'a gergince gülümsedi. Daha sonra parmağıyla geldikleri lunaparkın ortasında bulunan atlıkarıncayı göstermişti. "Bu nedir?"
"O atlıkarınca. Binmek ister misin?"
"Binilebiliyor mu?" Diye sormuştu hayretle Jisoo. Taehyung kocaman bir kahkaha atmıştı. "Elbette. Bak içindeki dönen atların üzerinde çocuklar var hep."
Atlıkarıncaya ilerlerken Jisoo etrafına göz attı. "Burada devasa oyuncaklar var. Çok ilginç."
"Evet burası bir lunapark."
"O ne demek?"
"İnsanların genelde eğlenmek ve mutlu olmak için gittiği yerlerden birisi."
Taehyung bilet ödemesi yaptıktan sonra Jisoo'yu belinden tutup atlıkarıncaya yerleştirdi. Etraftaki insanlar 20lerinde gösteren koca bir kadının neden atlı karıncaya bindiğini anlayamamışlardı ve tuhaf bulmuşlardı. Taehyung insanların kötücül bakışlarını umursamadı ve dengesini kaybetmemesi için Jisoo'nun elini tuttu.
"Hazır mısın?"
"E-evet."
Atlıkarınca yavaşça dönmeye başladığında Taehyung kızın şaşkın yüz ifadesini gülerek izledi. Atlıkarıncadan sonra balerin ve çarpışan arabalara binmiş, aynalı labirente girmişlerdi. Taehyung onu gondola da bindirmek istemiş fakat korkacağını düşünerek vazgeçmişti.
"Bu nedir?" Jisoo tahta sapından kavradığı her ısırkta ağzında eriyen yumuşak pembe 'bulutumsu' şeyi Taehyung'a gösteririken sordu. "O pamuk şeker. Tadını beğendin mi?"
"Evet! Çok güzel ve tatlı."
Taehyung kızın siyah saçlarını okşadı. Jisoo'yu mutlu etmek onu da mutlu ediyordu.
"Bak!" Taehyung kızın parmağıyla gösterdiği yere odaklandı.
"Orası ne oluyor?"
"Orası aşk tüneli."
"Oraya aşıklar mı gidiyor?"
"Evet.."
"Aşk.." Jisoo kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı ve hatırlamaya çalıştı. "Bu güzel bir şey değil mi? Aşk.. Yeonhee bunun çok büyüleyici ve güzel bir duygu olduğunu söylemişti. Taehyung, sence ben de aşık olabilir miyim?"
"Eh.. yani birisini gerçekten çok seversen bu mümkün. "
"Peki birisi bana aşık olabilir mi?"
"Zaten sana aşık birisi var Jisoo."
"Kim? Sen misin?"
Taehyung aniden gelen soruyla olduğu yerde durdu fakat Jisoo vazgeçmemişti. Adamın elini tuttu. "Bana aşık olur musun? Ve benimle aşk tüneline gelir misin? Oraya gitmek istiyorum."
Taehyung biraz durdu. Kafası çok karışıktı. Tek istediği Jisoo'nun beyin gelişimini tamamlayıp onunla mutlu bir yuva kurmaktı. Bu Taehyung'un en büyük hâyaliydi. Gerçekleşmesini tüm kalbiyle arzuladığı tek şey.
"Öncesinde fotoğraf çekinelim. Bugün ölümsüzleşsin."
"Peki! Ama sonra aşk tüneli?"
"Elbette. Seninle aşk tüneline geleceğim Jisoo."
Bugün buna iki bölüm daha yazmak istiyorum. İki bölüm sonra aksiyon başlıyor. Jokere de bugün bölüm yazmaya çalışacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
clon ☸ vsoo ✓
Fanfiction❝platonik olduğu kızı öldüren kim taehyung, onun dnasından kendine bir klon yapar. ❞ ☼vsoo [050620-130921]