Lina'nın güncesinden...
Eylül'ün çığlığını duymamla elimdekileri bırakıp merdivenlere koştum. Telaşlı ve hızlı bir şekilde merdiven basamaklarına adımlarımı attım. Panik olduğum için adımımın boşluğa gelmesiyle ayağımı bırakmam bir oldu. Ağzımdan minik bir çığlık çıktı fakat umursamadan devam ettim.
Bu çığlığın, Eylül'ün ciddi çığlığı olmadığını biliyordum fakat evdeki herkes telaşla Eylül'ün yanına koştuğu için ben de gerildim.
Odaya adımımı atmamla birlikte Eylül'ün, yanındaki masanın üzerine çıkmış olduğunu gördüm. Yanında Meriç vardı ve yerdeki örümceğe bakıyorlardı. Her şey tam da tahmin ettiğim gibiydi.
"Gerçekten mi?" diyip güldüm.
Eylül, Meriç'e bakarak "Hemen onu öldür!" diye bağırdı. Eylül dışında hepimiz gülüyorduk.
Meriç sırıtarak Eylül'e baktı ama sonra dayanamayıp yere doğru eğildi. Minik örümceği eline aldı ve camı açıp dışarıya bıraktı.
"Tamam, bu da kabul." dedi, Eylül. Sonra hepimize döndü. "Ne gülüyorsunuz çok mu komik?"
Hepimiz bir ağızdan, "Evet!" dedik.
Eylül gözlerini devirerek odadan çıktı, biz de onu takip ettik. Hepimiz salonda buluştuğumuzda Ateş, "Farkında mısınız bilmiyorum ama dakikalardır buradayız fakat Araf gibi bir adamın önemli bir eşyayı, taşındığı bir evde bırakmayacağını akıl edemedik."
Demir, "Harbi ya, hadi gidelim." dedi ve adımlarını salondan çıkmak için attı. İki adım ileri doğru attıktan sonra, yerine geri döndü ve olduğu yerde resmen zıplamaya başladı. Yere sertçe vuruyordu. Biz ne olduğunu anlamaya çalışırken, birbirimize bakıyorduk fakat ne olduğunu asla anlayamıyorduk.
Demir, bastığı yerdeki halıyı ayağıyla kenara doğru itti. Halının altındaki parkenin bir kısmının oynadığını, hatta yerinden çıktığını gördük.
Demir, yere doğru eğildi ve oynayan parkeleri tek tek yerinden çıkardı. Boş kalan yerde, bir bez kese olduğunu gördük. Demir, keseyi açtı ve içinden bir taş çıkardı. Taş, bembeyaz bir şekilde parlıyordu.
Demir'in taşı görmesiyle küfür ederek mırıldanması bir oldu. Ardından, "Ben de bir şey buldum sanmıştım. Çıka çıka taş çıktı. Harbi gidelim." dedi ve taşı yere geri koydu.
Aklım niye öyle bir taşın öyle bir yere konulduğu hakkında çok karışmıştı fakat erkekler de önemsemiyorsa, önemli bir şey değildir diye düşündüm.
Salondan, kapıya doğru yöneldik ve evden çıktık. Arabaya doğru yürürken, Alara "Benim bir işim çıktı, akşam evde olurum." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY ve GECE
FantasíaAy ve Gece... Çoğu insan, geceyi gündüzden daha çok sever, gece onu dinlediği için. Aslında gece onu dinlemez, sadece susar, onu düşünceleriyle yalnız bırakır. Biz de sanarız ki, gece bize umut verir. Aslında bize umut veren gece değil, Ay'dır. Çünk...