|1| Süt Yanığı

309 19 16
                                    

Sufle- İçinde Aşk Var

Ulaşabilirsiniz;
Instagram: serspiderhikayeleri

Heyyoo yeni kurguyla geldim.

Textingimsi bir şeyler olacak.

Başlama tarihinizi alalım.

|Not| Kitap şarkısı: Mavi Gri- Ben Sende Yandım

Üzerimde bebek mavisi yağmurluğum, ayağımda mavi spor ayakkabılarım kulaklığımda Duman-Öyle Dertli hafif yağan yaz yağmurunun altında eve doğru yürüyordum. Havalar sıcak olmasına rağmen yazın geliyor olmasıyla birlikte hafif ılık bir yağmur hâkimdi etrafta.

Okul yeni dağılmıştı. Evim okula pek uzak olmadığı için yürümeyi tercih etmiştim. Yanımdan bir arabanın geçerken üzerime su sıçratmasıyla sinirle olduğum yerde durdum.

"Önüne baksana hayvan." diye arkasından çığırmayı unutmadım.

Araba geri dönüp önümde durduktan sonra içinden afet-i devran bir çocuk çıkmadı tabii ki. Klişe mi yaşıyorduk.

Araba ardına bakmadan gözden kaybolduktan sonra yanımda bir araba durmasıyla başımı yan tarafıma çevirdim.

"Napıyorsun ufaklık?" diye sordu arabanın içinden sırıtarak bana bakan Mert.

Mert benim üvey abimdi. Aynı okulda, farklı sınıftaydık. Aramızda bir yaş olmasına rağmen o bir sene sınıfta kalmıştı.

"Islandım Mert. Beni eve bırak."

"Gel hadi zaten yolumuzun üstü." dedi anlayışla.

Annemle babam beş sene önce ayrılmışlardı. Annem 2 sene önce tekrar evlenmiş, bir de kardeş yapmıştı bana ve Mert'e. Ben ise babamla yaşayıp gidiyordum. Annemin yanına haftada birkaç kere gidiyordum. Aramız kötü değildi ama babam kadar iyi de değildi.

Arabanın kapısını açıp içeriye girdiğimde ön koltukta oturan Efe'yi gördüm. "Naptın kız?" dedi gülümseyerek. Efe ile aynı sınıftaydık ama Mert'le daha yakın arkadaşlardı. Çok yakın olmasakta bizde samimiydik.

"İyi ya napıyım. Sürünüp gidiyoruz." dedim bıkkınlıkla.

Mert arabayı sürmeye devam ederken aynadan bana bakarak "Annen görürsen haber ver demişti. Akşam seni yemeğe çağırıyor." dedi yol ve benim arasında mekik dokuyan gözleriyle.

"Allah Allah. O beni akşam çağırmazdı. Hem zaten hafta sonu gelecektim." dedim şaşırarak.

"Bir şey konuşacakmış bizimle. Benim de tam haberim yok ki. Akşam söyleyecekmiş."

Başımı salladım yalnızca. Araba evimin önünde durunca kapıyı açtım. Önce Efe'ye dönerek "Görüşürüz Efe." dedim. Bana gülümseyerek baş selamı verdikten sonra Mert'e dönerek "Görüşürüz üvey evlat." dedim sırıtarak.

O da aynı sırıtmayla "Dikkat et kendine üvey evlat." dedi. Mert'le birbirimize takılmayı severdik, iyi anlaşırdık.

Ailem anlaşarak boşanmış, hâlâ aralarında ortak nokta ben olduğumdan benim için bir araya geliyorlardı. Mert'in babası İhsan Amca da iyi bir adamdı. Bana bir kötülüğü dokunmamıştı. Bu duruma da saygıyla yaklaşıyordu.

Müstakil, tek katlı evin çiçekli bahçesinden geçerek kapıya ulaştım. Kapıdan içeriye girdiğimde elimde olan anahtarı komodinin üzerine atarken aynı zamanda üzerimdeki yağmurluğu çıkarmaya çalışıyordum.

"Ben geldim baba." diyerek bağırdım içeriye doğru.

Babam mutfaktan elinde kepçe ve muftak önlüğüyle çıkarak yanıma geldi. "Hoşgeldin güzel kızım." dedi gülümseyerek.

"Hoşbuldum babacım." Yanına giderek yanağından öptüm. "Ben akşam yemeğine kalamayacağım, birazdan hazırlanıp çıkacağım. Yolda gelirken Mert'le karşılaştım. Annem yemeğe çağırıyormuş, benimle bir şey konuşacakmış."

"Allah Allah ne konuşacak acaba? Neyse git bakalım." dedi geri mutfağa dönerek.

Odama giderek üzerime kırmızı tişörtüm ve beyaz keten şortumu giydim. Yüzüme biraz renk katması için parlatıcı sürdüm. Çantamı alarak aşağıya indim. Kapının önüne gelerek beyaz spor ayakkabılarımı giydim, komodinin üzerindeki anahtarı çantama atarken "Ben çıkıyorum baba." diye bağırdım.

"Tamam, çok geç olursa Mert seni bıraksın." dedi yanıma gelmeyip mutfaktan bağırarak.

Bir şey söylemeyerek çıktım evden. Okuldan çıktıktan sonra kütüphaneye gittiğim için akşam olmak üzereydi. Bu yüzden eve gelir gelmez çıkmak zorunda kalmıştım. Otobüs durağında bir süre otobüs bekledikten sonra gelen otobüse bindim. Annemgilin oturduğu apartmandan içeriye girerek asansörle yukarıya çıktım. Kapı ziline bastığımda Mert kapıyı açarak "Ooo hoşgeldin evlatlık." diye bana takılarak kapıyı açtı. Ardından sarıldı.

"Hoşbuldum çocuk adam." diyerek içeriye girdim. Bana sinirli sinirli bakmaya başladı. Arkasını döndüğünde kıkırdamaya başladım.

Annem mutfaktan çıkarak yanıma geldi. "Ah tatlım hoşgeldin." diyerek bana sarıldı. Ayrıldığımızda ona yalnızca gülümsemekle yetindim.

O sırada bacağımı bir şeyin çekiştirmesiyle başımı aşağıya indirdim. Ceylin minik ellerini bacaklarıma dolamış yeni çıkamaya başlayan dişleriyle bana bakıyordu. "Gel buraya cimcime." diyerek onu kucağıma alıp salona geçtik.

Annem yemekleri yapana kadar koltukta Ceylin ile biraz oynadık. Mert'te akşamki maçın özetini izliyordu. Yemeğin hazır olmasıyla Mert ile sofrayı kurmaya yardım ettik. İhsan Amca'nın gelmesiyle de sofraya oturmuştuk.

Hafif sohbetler eşliğinde yemeği yedikten sonra annem konuya hafiften girmeye başlamıştı bile.

"Çocuklar bildiğiniz üzere bu sene son senenizdi. Bundan bir hafta önce de üniversitesi sınavınıza girdiniz. Biz de sizin biraz tatile ihtiyacınız olduğunu düşündük. Hafta sonu karnenizi aldıktan sonra Mert'le, Sevda Teyze'nin yanına tatile gönderiyoruz sizi." dedi heyecanlı bir sesle annem.

Sevda Teyze annemle babamın liseden yakın arkadaşlarıydı. Burada yaşamadığı için Mert'i pek tanımazdı ama beni çok severdi. Onu en son küçükken görmüştüm. Ben küçükken Sevda Teyzemgille komşuyduk. Çok küçük olduğum için sadece pek bir şey hatırlamıyordum.

Aklımda bir tatil planı yoktu ama sınav stresini sınav geçmesine rağmen hâlâ yenememiş, okulun son haftası olmasına rağmen her gün kütüphaneye gidiyordum. Bu tatil iyi gelebilirdi.

Gülümseyerek "İyi düşünmüşsünüz." dedim. Mert'ten de aynı onaylama cümleleri çıkınca annem de çok mutlu olmuştu.

~•~

Yemeğin ardından eve gelmiş babama olayı anlatmıştım. Babam da çok mutlu olmuş, bunun iyi bir fikir olduğunu söylemişti. Sevda Teyze'yi o da çok sevdiği için aklında bir şüphe olmayarak gönül rahatlığıyla onaylamıştı. Ardından odama çıkmış kendimi yatağa atmıştım. Günün yorgunluğuyla tam uykuya dalmıştım ki mesaj sesiyle elimi yatağın yanındaki masada duran telefonuma attım.

Bilinmeyen numara: Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş.

Bilinmeyen numara: İyi geceler Süt Yanığı.

Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

ŞY'den iyileşmeyen yaralara...

Süt Yanığı |TextingimsiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin