|5| Kuduz

89 15 7
                                    


Athena- Yalan

Ulaşabilirsiniz;
Instagram: serspiderhikayeleri

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum...

Gala: Ben sana ne yaptım?

Gala: Kalbini kırdığım biri misin?

Gala: Ya da dalga mı geçiyorsun?

Gala: Ama geçsen bu kadar düzgün ve içten yazacağını düşünmüyorum.

Bilinmeyen Numara: Senin bana bir şey yapmana gerek yok.

Bilinmeyen Numara: Benim bir yanım hep eksik, hep yoksun.

Bilinmeyen Numara: Sensizlik, senin yoksunluğun.

Bilinmeyen Numara: Ama evet yaptın.

Gala: Ne yaptım ki?

Görüldü

Gala: Heyy

Bilinmeyen Numara: Canımı yaktın. Ama unuttum biliyor musun? Sadece sen gel bana yeter.

Çevrimdışı

Çevrimiçi

Bilinmeyen Numara: Sahi geri ne zaman döneceksin?

Gala: Bilmiyorum. Ne zaman sıkılırsam.

Bilinmeyen Numara: Biliyor musun?

Bilinmeyen Numara: Seni özlemişim.

Gala: Demek aynı şehirde yaşıyorduk.

Gala: Ve karşıma çıkmıyorsun?

Bilinmeyen Numara: :)

Kahvaltıdan sonra bahçedeki salıncağa oturmuş bilinmeyen numaradan gelen mesajlara cevap vermiştim. Tanımasam da, benimle dalga geçip geçmediğini bilmesem de yazdığı şeyler içime dokunuyordu.

Hatırlamaya çalışıyordum. Kime ne yapmıştım? O an aklıma ortaokulda benden hoşlanan ama benim hoşlanmadığım çocuk geldi. Bana çıkma teklifi etmişti ama ben reddetmiştim. Bir kaç ay peşimde koşmuştu. Onun için çok üzülmüştüm. Ama hayırdan anlamıyordu. Acaba o olabilir miydi? Çoktan unutmuş olması gerekiyordu.

Onun dışında aklıma bir şey gelmemesiyle oflayarak telefondan başımı kaldırdım. Mert sandalyede oturmuş telefondan oyun açmış oynuyordu. Destan yukarıda işi olduğunu söylemiş ve kahvaltının ardından yukarıya çıkmıştı. Dağra ise ona yakın oturmuştu ama aralarında mesafe vardı. O da elinde telefon ekranına bakıyordu.

Telefonu kapatıp kucağına koyduktan sonra başını kaldırdı. Göz göze geldik. Ona bakan beni gördü. Duygusuz yüz ifadesiyle Mert'e dönerek bir şeyler söyledi. Aramızda biraz mesafe olduğu için ne dediğini anlamamıştım. Mert ona dönüp başını salladı.

Liya bahçe kapısından girip yanıma adımlamaya başladı. Kahvaltıdan sonra herkes dağılmış Sevda Teyze ise Selim Amca'nın gelmesiyle dışarıda halletmesi gerektiği işleri olduğunu söyleyip çıkmışlardı.

Liya bahçe için konulan oturduğum salıncağın yanına oturarak bana döndü. "Nasılsın Gala?" dedi sevimli ses tonuyla. Gülümseyerek ona döndüm. "İyilik sağlık Liya. Sen nasılsın?"

"Aynı." dedi sıkıntılı ses tonuyla. "Üniversite sınavına hazırlanıyorum. Sinir, stres." diye devam etti bıkkınlıkla.

"Allah sabır versin. Ben girdim, çıktım. Hâlâ ders çalışıyordum." dedim yüzümü buruşturarak. "Allah kurtardı." diye devam ettim gülerek. Tepkime o da gülmeye başladı.

"Sahi, sen ne istiyorsun?" diye sordu meraklı ses tonuyla. Hayalimdeki meslek gelince aklıma gülümsedim. "Doktor olmak istiyorum. Sınavım da iyi geçti. Bir umut." dedim yüzümdeki gülümseme silinmezken.

"Aa öyle mi?" dedi sevinçle Liya. Destan Abim de Tıp okuyor biliyor musun?" dedi hayran hayran. "Ne güzel." dedim ben de ona uyup gülümseyerek.

"Dağra Abim'de uçak mühendisliği okuyor." dedi aynı hayranlıkla. Güzel meslekti. Hem de baya. Abilerine hayran bir kızdı. Onlarla gurur duyuyor olmalıydı. Anlattığı kadarıyla duyulmayacak gibi de değildi.

"Sen ne olmak istiyorsun?" dedim biraz da onun hayallerini dinlemek isteyerek. "Ben mi?" dedi heyecanlanarak. Ne sorsam heyecanlanıyordu. Çok sevimli kızdı. Ve çok hareketli. "Avukat olmak istiyorum." dedi uzaklara dalarak. Hayallerine dalmış olmalıydı.

"İnşallah."

Mert ve Dağra ayağa kalkmış bize doğru yürümeye başlamışlardı. Yanımıza geldiklerinde Mert bana bakarak "Sahile inelim diyoruz evlatlık. Size de uyar mı?" dedi. Aslında pek gitmek istemiyordum ama Mert yüzüme 'nolur gidelim' bakışları attığı için ve biraz kafa dağıtmanın iyi gelebileceğini düşündüğüm için onu başımı sallayarak onayladım. Ardından cümlelerimle de onaylanan gerektiğini düşündüğüm için "Olur, bana uyar." diyerek başımı yanımdaki Liya'ya çevirdim. O da başını sallayarak onayladı.

Ayaga kalkarak "Yukardan Destan abimi de çağırayım." diyerek adımlamaya başladı. Liya bahçe kapısından çıktıktan sonra Mert salıncakta yanıma oturarak eliyle saçımı dağıtarak kabarmıştı. "Mert!" diye cırladım. "Bi' sal abicim be." diye çıkıştım ellerini saçımdan uzaklaştırmaya çalışırken. Benim bu hâlimi yüzündeki sırıtmayla izliyordu.

Gözlerimi Dağra'ya çevirdiğimde bize gülümseyerek baktığını gördüm. Benim ona baktığımı farkedince yüzündeki gülümseme anında silinmişti. Gözlerimi tekrar Mert'e çevirdiğimde hâlâ eliyle saçlarımı dağıtmaya çalıştığını görmemle sinirlerim tepeme çıkmıştı. Saçıma uzanan elini tutup ağzıma götürdüm. Çok canını yakmayacak şekilde ısırmaya başladım.

"Ah! Kızım napıyorsun?" dedi elini çekmeye çalışarak. Kuvvetli ısırmasam da canını yakmaya yeterdi. Elini zorla kurtardıktan sonra Dağra'ya dönerek "Kuduz olur muyum ki? Gerçi sen nerden bileceksin. Destaaaan. Doktorum ol gel bana." diye bağırdı az önce Liya'nın girdiği bahçe kapısından girerek.

Mert'in verdiği tepkileri Dağra'yla kahkahalarla izlemeye başlamıştık bile. Onun da güldüğünü görmemle kahkaha atmayı kesmiş, dikkatle ona bakmaya başladım. Benim durmamla o da durarak bir süre bana baktı. Ardından elini ensesine atarak bir süre etrafa baktı.

"Bu arada konuşamadık. Hoş geldin." dedi gülümseyerek.

"Hoş buldum." dedim yüzüme yeniden bir gülümseme yerleştirerek.

Tam o sırada bahçe kapısından Liya, Destan ve Mert çıktı. Destan bıkkınlıkla "Ya Gala bunu neden ısırdın ki?" dedi. Mert ona dönerek "Ne kadar ömrüm kaldı doktor bey?" dedi ciddi suratıyla. Ardından Liya'ya dönerek sırıtmayla başladı. O an anladım Destan'ı çıldırtmak istediğini.

Destan'a kaş göz işaretleri yaparak durumu anlatmaya çalıştım. Anlamıştı. "E hadi gel o zaman kuduz aşısı vuralım." dedi bana bakıp sırıtarak ardından yüzünü ciddi tutup Mert'e döndü.

Mert kolunu ondan çekip "Yok ben iyi hissediyorum kendimi. Hadi sahile gidelim." dedi kapıya doğru yürüyerek. Bahçe kapısından dışarıya çıktık.

Destan, Dağra ve Liya önümüzde ben ve Mert arkada yürümeye başladık. Ardından telefonuma gelen bildirimle duraksayarak cebimde olan telefonun ekranını açarak bildirime bakmaya başladım. Bilinmeyen numaradan gelmişti.

Bilinmeyen Numara: Anama diyorum

Bilinmeyen Numara: Mom diyesin.

ŞY'den iyileşmeyen yaralara...

Süt Yanığı |TextingimsiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin